bugün

komik ve hatırlanası, sürekli güncellenesi hatıralar bırakmıs olan günlerdir..
en cok özleneni tas üstü muhabbetidir.devasa yeşil sahalarda oynayamadıgımız için mahalledeki her hangi bir toprak zemin üzerinde oynanırdı. 9,15 cm kale direklerinden olusması istenen fakat tas ve tas parcalarının birleşmesinden olusan kaleleri olurdu.ma esnasında saglı sollu verkaçlarla ceza sahası içerisine girip tsubasa vurusu gerceklestirildigi zaman top kale diregine paralel gidiyorsa cok büyük bir tartısmanın zeminini olusturmussunuzdur demektir.
goool diye saha içinde timsah yürüyüsü yapan takım elemanlarına rakip takımın oyuncuları "ne golü olm,tass üstü tas" denilir.morali iyiden iyiye bozulan oyuncular durum analizi yapmak için topu ellerine alırlar ve "bak olm sen buradaydın.ben de surdaydım.sen topa söyle vurdun ve ( o esnada topu koltuk altına almıs ve direge dogru koyulmustur) top tas üstünden dısarı gitti.
sonrasında diplomatik ilişkiler devreye girer.ve maça devam edilirdi.*
3 kornerin bir penaltı ettiği, penaltı uzaktan kullanılsın diye kale çizgisinden öküz gibi zıplanıp 9 adımın sayıldığı, verilen karara göre kalede kaleci duracaksa düzden, durmayacaksa kaleye sırt dönülüp, bacak arasından bakılarak topukla penaltı kullanılan maçlardı.* şimdi sokak araları araba kaynadığından garibim çocukların bu zevklerden hiç haberi yok.
okuldan gelmişsindir, okul üniforman üstünde, sırtında çantan bezmiş ve bitmiş bir haldesindir. eve gitsem de yatsam diye düşünürken bir bakarsınız maç kurulmuştur.
- adam eksiği var mı?
* maçı kurduk. ama hilmi gelecekti onu bekliyoruz 10 dakikadır.
- ben oynarım. siktiret hilmi yi o hep böyle yapar. gelmez. annesi bırakmamıştır.
* oyanayacaksan gel
işte duymak istediğin söz budur. çantayı hemen bir kenara atar, kravatı gevşetirsiniz. birden kendinizi zinde hissedersiniz. ve başlama vuruşu... bu saatten sonra; ne yorgunluk, ne yarınki yazılılar ödevler vardır kafanızda. varsa yoksa maç... o kaygılar maçın sonuna kadar rafa kalkar. hayatın anlamı, iki taş parçası arasındaki boşluktan o topu yuvarlayıp, yırtınırcasına gol diye bağırmaktır artık.
genelde şamata gırgır ortamında oynanan futboldur.sahada mücadele yoktur ama müthiş zevk alınılır.taa kii o maçın sonunda kaybeden takım kazanan takıma gazoz alacaksa o maç şampiyonlar ligi kalitesinde ve azminde geçer.hiç şüphem yok kendimden biliyorum.çocukluk işte.

edit: imlâ