bugün

parayla çalışan çıkarcı kutu..
kurmalı, kapağı açıldığındaiçinden, güzel, bazen hüzünlendirici, bir müzik eşliğinde bir balerinin çıkarak dansetmeye başladığı kutu...
fotoğraflar, şarkı sözleri, haberler, albümler, tanıtımlar, konserler vb. şeyleri rahatlıkla bulabileceimiz site*
http://www.muzikkutusu.com
her attiginiz para karsiligi sarkilari siraya koyup calan, iki kati para attiginizda istediginiz parcayi ilk olarak calan uckagitci kutudur.
sessiz sakin ve huzur içerisinde bir çay bahçesinde oturan insanların aniden kaan tangöze' nin haykırışıyla irkilmesine sebep verebilecek makina.
ecnebilerin juke box dediği şey.
ayrıca umuma açık alanda kullanımının gözetim altında olması gereken nesne. bilinçsiz tüketicilerin işkence aracı olarak kullanma potansiyeline sahip oluğu görülmüştür.
tv8 de yayınlanan bir yarışma proğramı...
çocukluğumun en kötü anılarının baş rol oyuncularından biridir. yahu hediye olarak bu kadar çok müzik kutusunu ne yapacağız diye az düşünmedim sözlük. her çekyatın altından en az bir tane çıkardı. ayy kazara açılmaya görsün kapağı.vııyy viiiyykk diyene öterdi bir de. ayy sus sözlük adı bile ürkütücü yeterince.
(bkz: jukebox)
(...)
ne olursa olsun, belli bir senaryoya göre oynuyoruz yaşam denilen bu oyunu, ve ne yazık ki, senaryoda ana kahramanlar olaylar, bizler ise sadece figuranlarız.
masamın üzerinde olaf'ın hediye ettiği telefon şeklinde bir müzik kutusu var, alttaki kurgusu kurulduğu zaman herhangi bir şarkıdan belli bir temayı metalik seslerle sürekli olarak yineliyor. bu müzik kutuları bana hep hüzünlü gelmiştir, kurarsınız, ilk başta çok hızlı çalmaya başlar, sonra kurgunun sonuna geldikçe giderek yavaşlar, tonlamalar ağırlaşır ve müzikteki tema bitmeden herhangi bir notada şarkı durur. sonra parmağınızla ittiğinizde yeniden canlanmışçasına iki üç nota daha tınlar ve yine durur. yaşamım da bir müzik kutusu gibi. kurgusu bitti, kimi zaman birileri iteliyor, bir iki nota daha çalabiliyorum, sonra yine duruyorum. taa ki bir başkası çarpıp yeniden bir iki notalık devinim kazandırana kadar. * *
bunlardan oyuncak olanı çok zekice bir sistem ile çalışır. vaktiyle çok populer olan ve şuanki programlamanın temeli olan delikli kağıtların ve tekstilde kullanılan jakar mantığı ile aynı mantıkda çalışırlar. çeşitli uzunlukta dilleri olan bir sabit metal vardır. bu metalin dillerinin farklı uzunlukta kesilmesi notaları oluşturur. müzik kutusundaki sesin gerçekçi çıkmasının sebebi bu metaldir. dönen bir kasnak üzerinde çalınmak istenen notanın ve zamanlanmanın ayarlandığı çentikler yerleştirilmiştir. müzik kutusu kurulup dönmeye başladığında kasnak üzerindeki çentikler metal üzerindeki uygun notayı titreterek sesin çıkmasını sağlar. kasnağın üzerindeki yerleşim ise çalınan parçayı belirler. kasnak değiştirilerek aslında istenilen parça çalınabilir. http://img174.imageshack....andardwindupmusicmove.jpg
insanı yazılmış en güzel şarkıdan bile daha fazla etkileyen, küçük tellerin titreşimiyle çok naif bir ses çıkaran küçük ve mistik alet. en eğlenceli melodisi olanı bile kasvetlidir. doğum günüm ve diğer günlerimde arkadaşlarımdan beklediğim ama kimsenin almadığı hediye türüdür.
atilla taş ın beyaz tv de yayınlanan yarışma programı. izlenisidir. kaçırmayınız.
http://www.sahibinden.com...zik-kutusu-36812294/detay

tam da doğum günümde verilen bu ilanı görüp daha çok istediğim şeydir. öyle çok istemiştim ki... daha müziğini bile bilmeden. * aradan beş ay geçti neredeyse ve bu akşam kardeşim bana bu müzik kutusunu hediye etti. ağlamayayım da napayım.
dıdıdı dıdınnnnnnnnnnn diye çalan ortasında dönen ya bebek ya çift olan kutu. bi kar kürem bir de müzik kutum hiç olmadı.
http://www.youtube.com/wa...&v=dbqxImT45qI#t=101s

nostalji, hem de son noktası.
bu kısa filmde işaretlediğim yerdeki modeli de benimkiydi. yarım saattir internette arıyordum. sadece bulmak yetmedi. birileri de görsün istedim.

bakın bir de şöyle bir şey var:
http://www.youtube.com/watch?v=BtvAZcv5jjo&feature=related

çok güzel. müthiş. insanın içini ısıtıyor. kuklaları da sabit balerin gibi kaybolmaz. tabii onun yeri ayrı da...

bir kez daha bakın, nasıl çalışıyormuş:

http://www.youtube.com/watch?v=YUUDyGumCtk&feature=fvwrel

güzel mantık ama öğrenince müzik kutusu seven insanı bozuyor biraz. sesin nasıl çıktığını anlayamamak daha doğrusu buna hiç kafa yormamak daha güzel.
hep sahip olmak istediğim bir şeydir kendisi.

küçükken vardı bir tane kalp şeklindeydi, lacivert kadifemsi bir kumaşla kaplıydı. böyle açınca balerin abla aheste aheste dönüyordu, dakikalarca izlerdim.

çok severdim.
koleksiyonunu yaptığım insanı sıkıntılı anlarında rahatlatan tek şeydir.
müzik kutusunun çıkış noktası çok çok eskilere dayanır. ahmed bin musa kendi kendine çalabilen, otomatik müzik aletleri tasarlamıştır. daha çok sonra 1600 yıllarında, üzerinde iğneleri olan ahşap bir silindirin döndürülmesi ve iğnelerin çanlara vurması ile laterna icat edilmiştir.
görsel
görsel
http://youtu.be/9HUde-1YkLY

1700' lerde ise saatlerin içine belli zamanlarda vuran mekanizmalar eklenmiştir. Guguklu saatlerin icadı bu zamanlara rastlar ve ilk mekanik kuşlar da alıcılarını beklemektedir:
görsel
http://youtu.be/tPKFT_t2rL0

ilk müzik kutusu ise 1811' de saatçilikte usta olan isviçre de imal edilmiştir. Günümüze kadar bir çok aşamadan geçmiş, farklı türleri ortaya çıkmıştır. en önemlisi de müzik kutusunun icadının fonograf, gramofon, plak çalar gibi aletlere ilham kaynağı olmasıdır.

taş plakların atası demir plak:
http://youtu.be/-YFMZJKtUw4

aynı zamanda bir enstruman:
http://youtu.be/hEAwOgsCVZk
http://youtu.be/6ZwizE5yBOs
(#21686467)
http://www.youtube.com/watch?v=Efi78w_Epn8
sahip olduğum en değerli şeylerden biri. annemden hediye. atlı karıncalı ahşap bir şey. melodisi de şahane.

huzurla birlikte insana bir hüzün de kattığı doğrudur.
nostaljinin en tatlı parçalarından.

https://www.youtube.com/watch?v=NEX6u5m0niw

not : link duygulandırabilir.
(bkz: marble machine)
hüzün kutusu.

ilk eline aldığında kapağı mutlulukla açılıp yaşadığın huzurlu günlerinde büyülü notalarıyla eşlik ederken, kutunun içinde notaların ritminde anılarını da biriktiren kutu.

zaman geçtikçe yaşamındaki canları sırasızca yitirdikçe yaslarla boşalan ömründe aynı notalar hüzün yüklenir.zamanın hızlı ve acımasızlığını kutuya notaların yanına kilitlemek istersin. değişmeyen tek figür zamanın hiç değiştirmediği tebessümüyle dans eden balerinin aynı yöne dönmeye devam etmesidir.