bugün

bir ay önce arkadaş grubu ile şık bir yere gitmiştik. tabi onların da arkadaşları geldiği için çoğu kişiyi tanımıyordum. muhabbet çok güzel başlamıştı. ben yakın bir arkadaşımın daveti üzerine gelen birinden hoşlanmıştım. gerçekten konuşması, duruşu, yaşamı falan gayet güzel bir beydi. tabi garson geldi ne içeceğimizi sordu. bu bey '' ben bir sarı kola alabilir miyim? '' dedi. işte ben o an yıkıldım. arkadaşımı gözüne baktım bana sus sonra konuşuruz anlamında bir bakış attı. bütün hayallerim yıkıldı diyebilirim. dış görünüş falan önemli değil deriz ama sarı kola ne ya? yapıldığında işte böyle herkesi şaşırtır.
zaza dayı'dan beklenir.
- bi sarı kola alabilir miyim?
* sarı kuala?
- hayır efenim sarı kola
* bu mudur? sarı kano?
- kola efendim, sarı kola
* sarı kova?
- of ya resmen kruvasan reklamına döndü bu iş.
* kruvasan mı? ahaha biliyorum onu
- getirsene kruvasan bana.
* yanına sarı kola alır mısınız?
- asdfkjhgd.. ne dedin lan sen piç.
Bilmemektir efendim. halbuki restaurant'ta "yellow cola" istenir. değil mi ama ?

lokanta olmuş iken restaurant, sarı kola çok mu yav. abartmamak lazım.
Garsonun beyaz kola da var ondan istemez miydiniz diye sormasını gerektiren durum.
doğal olmaktır, zira portakal aromalı asitli içecek istiyorum demekten daha kolaydır.
görsel

görsel

görsel
masasına le'porta koyulan kişinin havalara uçmasıyla sonuçlanır.
--spoiler--
ben seni yudum yudum içtim oğlum
hadi al o sarı kolaları alabilirsen
--spoiler--
eleman konyalıysa sorun yoktur.
bana fanta demekten iyidir. Ayrıca hikaye yarım kaldı. Arkadaş sus sonra konuşuruz demiş. Sonrasında ne konuşuldu. Kamuoyu merak ediyor. Belki çocuğun haklı bi gerekçesi var.
--spoiler--

o garson işi bırakmış..

--spoiler--