bugün

hala kavram sorunu yaşayıp neyin ne olduğunu bilmeden laikliği dinsizlik sananlara karşı, artık kendilerine gelmeleri, doğruyu görmeleri ve gerçeği anlamaları için kulaklarına yaklaşıp ciğerlerin yettiği kadar bağırma isteğidir. bu kadar da tahammül sınırlarını zorlayan bir aptallık olmaz yani.
ne kadar anlatırsan anlat anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır. ( mevlana)

(bkz: algıda sıçıcılık)
bağırmaktan boğazım yırtıldı ama karşıdaki mal olunca boşa bağırmış oluyorum.
hiç bir sonuca ulaşamayacağın olay.

bu kafa yapısına sahip bütün insanların beyni yıkanmış.
ilkokuldan beri söylüyorlar şunu: laiklik din ile devlet işlerinin biri birinden ayrılmasıdır.
burdan anlaşılacak olan da şudur: kişi laik olmaz devlet laik olur. devleti de dinsizlikle suçlayamazsın zira insan değil.
tüm bunlardan yola çıkarak: başka konu yok mu tartışacak?
anlamlı ama sonuçsuz bir eylemdir. laikliğin dinsizlik olduğunu düşündüklerini falan mı sanıyorsunuz? böyle olmadığını çok iyi biliyorlar, onlar için önemli olan laikliğin yobazlık olmamasıdır. rahatsızlıkları bundan bu genç ve sümsük yavşak şakirtlerin.
akabinde "laiklik dinsizlik değildir ama türkiye laisizmi dinsizliğin daniskasıdır" diye karşı atağa hazırlanılması gereken höykürüş.
gereksiz atp harcamasıdır. laiksizliğin dinsizlik olduğuna inanan bir insana tersini kabul ettirmek gereksizdir. o insanı kendi benliğiyle, boş yere tükettiği oksijeniyle kendi haline bırakmak gerekmektedir. elbet bir gün ölecek ve arkasından üzüleni olmayacaktır.