bugün

turkcesi (bkz: cezayir savası)

1965 yapımı yonetmenligini gillo pontecorvo'nun yaptıgı leziz politik film. cezayir in ozgurluk mucadelesi konu alınmıs.cezayir yerlilerinin kolonileşmeye karsı gelişleri, fransa nın yeri geldiginde politik oyunlarla yeri geldiginde ise siddetle bu cabayı nasıl torpuledigi, belli bir tarafı savunma amacı gutmeden pek guzel anlatılmıs. yapıldıgı yılın teknik imkanları goz onune alındıgında bir-iki montaj hatası ve ses ayarlaması dısında son derece gercekci goruntulere sahip olması ve olayları akıcı bir dille anlatması takdire sayandır.

--spoiler--
esasen filmin ilk yarısı izleyiciye bir sey katmıyor gibi. yani cezayirler- franızlar karsılıklı teror eylemlerine giriyor ancak olayların icyuzleri pek yansıtılmıyor. ancak cezayirlerin greve baslamasıyla, olayların biraz daha detayına iniliyor ve bir anlamda film belgesel bir nitelik kazanıyor. boylece izleyici daha bir baglanıyor ekrana sanki.

ayrıca filmin sonunda cezayirli kadınların attıgı zılgıtlar insanın icine isliyor ve tuyleri diken diken etmeye yetiyor.
--spoiler--
istiklal! nidalarının insanın tüylerini diken diken ettiği film. cezayir direnişine oldukça başarılı yaklaşılarak sinemaya uyarlanmış. biraz daha kaliteli bir kadro (ali vs. yerine daha iyi oyuncular) ile mükemmel ötesi olabilirmiş. şimdi ise, hem bilgilendirici hem de etkileyici bir film olduğu için 8.9/10 puanlıktır diyebiliriz. kesinlikle izlenmeli.
oyunculuk açısından zayıf olsa da konusu ve yönetmenin etkisi elbette yeterince domine ediyor filmi.
bir ömer muhtar değil bu film. bu filmde terörün çift yüzü var, haklı olanla haklı direnişle direnişin yöntemini sorguluyor insan ister istemez.
ama kesinlikle izlediğim en etkileyici filmlerden biri.
"bir devrimi başlatmak zordur. sürdürmek daha da zordur. ve en zoru kazanmaktır onu!"
fransız oyuncu jean martin'in albay mathieu rolünde gayet iyi performans sergilediği filmdir.
silahlı ayaklandırmaya özendirmekle suçlanıp, uzun yıllar fransa'da yasaklı kalmıştır. bu yıl film festivalinde gösterilecek.
1966 yapımı. komünist yönetmen gillo pontecorvo'nun politik sinema'nın mihenk taşlarından olan başyapıtı. ali la pointe, sen bizim kahramanımızsın ! çok çarpıcı, üzücü ve de paramiliter !

istiklal ! istiklal !
Müthiş bir filmdir tek eksiği müzik seçimidir onuda o zamana göre değerlerlendirirsek yeterlidir. italyan yeni gerçekçiliği akımından etkilenen filmlerden biridir ayrıca. Frantz Fanon un yeryüzünün lanetlileri kitabınıda bu filmin üzerine okursanız tam olur.
cezayirlilerin fransızlara karşı 1954-1962 arası süren bağımsızlık savaşını konu alan 1966 yapımı italyan filmi..
bir tarafta cezayir şehrinin elit fransız semti ve diğer tarafta müslüman arap kasba semtinde geçen olaylar..
fransızlıların acımasız işkence metotları gerçekmiş gibi gösterilmektedir..
fln yani freedom liberation national (ulusal özgrülük cephesi) önderliğinde cezayirde başlayan bir özgürlük harekatı gerilla eylemleri ile başlıyor ali la pointe ve cafer öldürülse bile cezayir halkı bilinçleniyor birlik oluyor..
film belgesel gibi duruyor, o dönemin şartlarına göre muazzam..
izlediğim site: http://unutulmazfilmler.p...tml?player=run&part=2
kısmen belgesel tadında da ilerleyen, ama kurgusuyla da sıkmadan sonuna kadar izlenebilen bir politik film. cezayir'in yerel tınılarıyla tatlandırılmış ennio morricone dokunuşu da filmin müziğini dikkate değer kılıyor. mesajı olsa da, yine de tamamen tek tarafın gözüyle anlatmayı seçmeyişi filmin izlenebilirliğini artıran etmenlerden. misal, albayın genel olarak basın toplantılarında köküne kadar fransa tarafının mesajlarını verişi, hatta sonlardaki bir basın toplantısında "biz de vakti zamanında fransa direnişindeydik, aramızda auschwitz'den, dachau'dan kurtulmuş elemanlar var" gibi ifadelerle güçlendirilmeye çalışılmış bir tirat atışı filmin bu konudaki unutulmazları arasında. ali'nin hikayesinin gelişimi de, acı finali de çarpıcı. bağımsızlık mücadelesinde liderlerin yeri gelince silahlı mücadele konusunda frene basmayı bilmesi filmin önemli detaylarından. yapıldığı yıllar itibariyle dönem filmi olarak da ilgi çekiyor. filmin açılışında cezayir kentinde ağırlıklı olarak avrupalılar'ın yaşadığı semtler ve ağırlıklı olarak yerli halkın yaşadığı semtler arasındaki farkın geniş açı görüntü içinde birarada yansıtılması filmin mesajını da kalitesini de gösteriyor.

--spoiler--
filmin sonlarındaki gösteriler esnasında megafonla göstericilere "ne istiyorsunuz?" diye soran polis şefine sisler arasından gelen "istiklal!" nidalı cevap * filmin tüyler ürperten hoş detayları arasında.
--spoiler--

izleyin, bu filmi dağarcığınıza katma şansını kaçırmayın arkadaşlar.