bugün

kızınızın nesi var, evi arabası var mı, maaşı ne kadar diye cevap verilecek annedir.
iyi çizebiliyor mu kızım tenisi kaç cm.
sikindirik türk aile yapısı sürdükçe sorulmaya devan edilecek soru.

neden böyle dedim?
şimdi bizde evlilikte kadının mal olarak görüldüğü söylüyorum. bu yıllardır böyleydi. dolayısıyla kız evlenince ailesinden kopacağı düşünülür. erkek aileleri bunu dayatır. sen artık gelinsin, artık ailen biziz diye kafa siker. eee.. öyle olunca kadın ezilmemek, sürünmemek için mal mülk ister.

sen yaptın bunu ey türk halkı.
hiç kızlara bok atma.
bir de utanmadan çok namuslu olduğunu iddia eden annedir.
kadın erkeğin malı olarak görüldüğünden, erkeğin ona bakma, ihtiyaçlarını karşılama gibi bir zorunluluğu vardır, sonuçta kadın birey değildir ve kendi parasını kazanacak, kendi ihtiyaçlarını giderecek ve kendi kararlarını alacak kadar irade ve bilinç sahibi değildir. bu yüzden, kocası ne kadar zenginse ve rahat yaşatıyorsa kadın da o kadarına tabi olur. asla kendi parasını kazanması vs. söz konusu değildir. ki zaten kadının hala ekonmomik özgürlüğünü kazanamadığı bir toplumda yaşıyoruz.
yani bu toplumun kadına bakış açısı budur. mesela bakın hiçbir kız için evi arabası var mı diye sorulmaz bir erkeğe. bu da bunun yansıması.

kadında ne zaman birey olma bilinci gelişirse, bu toplum o zaman gelişecektir.
türk toplumunun bastan asagı yanlıs bır mühendıslıkle dızayn edılmıs olmasından kaynaklı cümle.
hayatın zor olduğunu bilen annenin haklı sorusudur. kadını mal olarak görmekle bir ilgisi yoktur, esas mal aşık oldum diye ağzı kokan adamın biriyle hayatının cehenneme döneceğini bilmeden evlenen kadındır.
kizinin rahat etmesi istegini biraz abartmis annedir. ev, araba sart degil, kimse ayda 10 bin maas da beklemiyor anladik. bu kadina da bu kadar sovdugunuze gore her isteyene issiz gucsuz adamlara sirf aaa ama cok efendi diye, kiz vereceksiniz. fazla varsa bi tane de bana verin.