bugün

sanki 1000 adam kiralamışlar da, sabahtan akşama kadar bu herifler bir aşağı bir yukarı yürüyorlar dediğim meydan. bir de meydan kalabalığı yetmezmiş gibi, otobüs durakları cabasıdır. kaldırımda yürürken otobüs bekleyen stabil vatandaştan kenara çekilmesi beklenmemelidir, o hareket edemez, ancak otobüs gelirse o zaman.
karşıdan karşıya geçerken hemen önden atlanmamalıdır. önden gidenler bir yaya koridoru oluşturmak zorundadır. önden gidenin peşine takılmak daha makuldur.
Istanbul kasımpaşanın en güzel meydanıdır kızılay meydanı.
ankaranın stratejik bir bölgesinde bulunan meydandır. üstten izleme fırsatı bulunabilirse insanların nasıl sel gibi aktığını görmek mümkündür. çok çeşitli mağazalar ve cafeler bulunur. haftasonları tüm meydan özellikle güven park çevreleri ve karanfil sokak asker kaynar. meydan da bulunan binaların üst katlarında ki erotik shoplar da dikkatten kaçmaz.
içinde her türlü insanın bulunduğu her abazadan mutlaka 3-5 laf yiyeceğin içinde karanfil,sakarya,ziya gökalp gibi güzel caddelerin bulunduğuda meydandır ayrıca kızılaya gittikten sonra eve giden insan yorgunluktan bayılır adeta.
her hafta başka bir soyu bozuk gösterici grubu tarafından işgal edilen meydan. insanlar çoluk çocuk kızılayda gezmeye korkar oldu. trafiğin de içine ettiler.
haftasonuna hızlı girmek isteyenler için buluşma noktası. tam ortada el sallayan var ya... heh işte o deli benim bana biraz şefkat gösterin. çoğ yalnızım .s.s.s
buluşma noktası için kızılayda ki metro çıkışları en idealidir. kahve artı fal beş tl lafından bıktırdıkları için kızıllayda ki en sevilmeyen yer yüksel caddesidir.
o kalabalığına rağmen nadiren bile gidilse illa bi tanıdıkla karşılaşılır..
darbe vakası sonrası adı değişen mekanlardandır.
Boğaziçi köprüsüne eyvallah değiştirilmesi makul.
Kızılay anlamsız geliyor neye göre kime göre bu isim değişikliği?
Ben buranın ismini değiştiren adamın suratına tükürüyüm. bi şeyi de abartmayın. 100 yıllık ismi sen kimsin kafana göre değiştiriyosun.
ankara kızılay'daki ssk iş hanının yıkılması" ..........gel de nostalji solumaya başlama şimdi: ankara'da genelkurmay arge dairesinde asteğmenliğimi tamamlıyorum, yıl 1973. liseden bir arkadaşım odtü mimarlık'ı bitirmiş, arkadaşlarıyla mimarlık bürosu açmışlar. derken ssk haberi patlatıyor: kızılay'daki arsa'ya yaptıracağı iş hanı için yarışma açıyor. etrafta bir hummalı çalışma. arkadaşımın bürosu da yarışmaya katılacaklar, ancak yarışmada mimari estetik kadar iş hanının ssk 'ya sağlayacağı aylık kira geliri de önemli. estetik ve gelir kriterlerinin projede dengelenmesi gerekiyor. bu dengenin elle hesaplanması neredeyse olanaksız çünkü her metre karelik alanın yaratacağı gelir o alanın ne amaçla kullanıldığına göre değişiyor: lokantanın metre kare başına kira geliri 100 tl ise, aynı alanın büro olarak kullanılması 85 gelir sağlıyor. bu kira otopark, sinema, devlet dairesi, muayenehane, vb. kullanımlara göre değişiyor. diğer taraftan ssk kiralanacak alan toplamını sabitlemiş. kira aynı zamanda işyerinin kaçıncı katta olduğuna göre de farklılaşıyor. mimar elindeki toplam alanı farklı kullanım alanları arasında öyle bir bölecek ki ssk, mevcut kısıtlar altında maksimum gelir sağlasın. arkadaşım benden bu bölünmenin hesaplanmasını sordu. o zamanlar "doğrusal programlama"(linear programming) okullarda tek tük okutuluyor, ancak uygulama yok, hep tahtada basit örnekler çözülüyor. birden aklıma arge dairesinin askerin sabah kahvaltısı-öğle yemeği-akşam yemeği nin maliyetini minimize eden hazır programı geliyor. hemen bilgi işlemcileri kafaya alıyorum. bir gece sabahlıyoruz, askeriyenin yemek maliyetini minimize eden doğrusal programlama paketini, ssk nın iş hanından elde edeceği kira gelirini maksimize edeceği şekilde değiştirerek mimari projeye uyarlıyoruz. arkadaşım projesi ekine bizim sayfalar dolusu doğrusal programlama çıktılarını ekliyerek yarışmanın bitmesine yarım saat kala projeyi teslim ediyor. sonuç: arkadaşım 2.nci oluyor. başka hiç kimse gelir hesabını doğrusal programlama ile çözmemiş ama arkadaşım estetikten kaybetmiş. ne güzel kafa çekmiştik 2. olması şerefine.. .... yıkıyorlar şimdi o hanı...38 yıl öncesi hesapları ssk nın arşivlerinde farelere yem olmuştur...yıkım sahasına bakanlar arasında kimse doğrusal programlamayı hatırlamayacaktır...doğal olanı budur...ancak anıların insanı basması, basan anıların parmak uçlarına akması, parmak uçlarından klavyeye düşmeleri ve aniden kendilerini sözlük sayfallarında bulmaları da doğaldır...tabi sadece askeriyenin imkanlarını bir gece yarısı mimari proje için seferber edenler için...</entry
Tam ortasinda yanindaki kisinin belini kavrayip hafifce yatirarak optugunde zamanin kisa sureligine durdugu mekan.
abartılmış balon bir meydandır. aslında meydan da değildir de neyse.

hem kalabalıktan dolayı, hem de ankaralılar yolda yürümeyi bilmediklerinden bu alanda bir yerden bir yere yürümek oldukça zordur.
kızılay avm ayda cafe'den tepeden görünüşü:

görsel
bir gün gitmek istediğim bir yer. yazlıkta biri ankara'da yaşıyormuş ve abartıldığını söyledi. sizce nasıl bir yer?
Tanımadığın bissuru kişi ile aynı anda yürüyorsun acayip büyülü bir yer.
ankara'nın taksim'i.