bugün

sevilen birisinin yaptığı yanlıştan dolayı kırılmaktır.
asla geçmeyen haldir.
onun için demiş büyükler belki de, kızgınlık geçer kırgınlık geçmez.
geçmiyor arkadaş.
hele değer verdiğin insanlar yapıyorsa hiç geçmiyor, konduramıyorsun çünkü.
kızgın olmaktan daha çok can acıtan durumdur. yaşanılıyor.
Herkese kızgın olabilirsiniz ama sadece değer verdiğiniz insanlara kırılabilirsiniz. Tam da bu sebepten kızgınlık kırılmayı beraberinde getirmese de kırılmak kızgınlığa da sebep olur.
Hafif acilar konusulabilir, ama derin acilar dilsizdir.
tam olarak hissettiğim işte bu.
kırgın olmak.

Aslında bakarsan ilk kez hissettiğim bir duygu bu sana karşı. Hep sevgi doluydum, yer yer öfkeliydim sana karşı. Ama ne nefret edebilmiştim ne de kırılabilmiştim bana yaptıkların yüzünden.
Sana karşı toleransım hep çok fazlaydı, belki en fazla sana karşı iyiydim, en çok senin iyi olmanı istemiştim bir zamanlar.
O yüzdendi bu yalvarmalarım...
bilmiyordum bu kadar değer verdiğimi, benim için de kötü bir sürprizdi, inan bana.

keşke umrumda olmasaydın bu kadar. Keşke senin beni silebildiğin kadar kolay silebilseydim seni. Ama bunu yapabilmem için hiç değer vermemem gerekirdi sana, değil mi? Tıpkı senin beni en başından beri yok saydığın gibi.

hiçbir iyi günümde yanımda olmadın, kötü günlerimde bana sırtını döndüğün gibi. Şasırmamam gerek aslında.
ben niye bu kadar Üzgünüm peki?
Bu kadar vicdansız olduğunu niye kabulenemiyorum?
Niye hala eralpin bir bildiği vardır diye seni savunuyorum salak gibi? Evet kesinlikle salağım.

Umrunda olur mu bilmem, ama sana ilk kez kırgınım.
Ve sonsuza kadar da öyle olacak.
merak etme, yüzümü şeytan görür mü bilmem, ama sen bir daha asla görmeyeceksin.
bir kızgın olmak değildir.
bir kızgın olmak değildir.
Önce sana kırıldım.

Ardından sigara yoldaşım oldu. Daha sonraları onada kırıldım. Hasta etti beni şerefsiz.

Senden sonra kimseye kırılmadım. Hep eşyalara kırıldım. Mürekkebi biten kaleme, ihtiyaç anında çekmeyen telefona, hasta olunca gelmeyen arkadaşa, adam sandıklarıma...

Hiçbiri de "ne oluyor?" Demedi.

Sonra yuvarlandım. Çok kötü hem de. Hayat bana çelme takmıştı. Düşünce kafamla beraber gönlümde kırıldı, ardından ben de hayata kırıldım.

Sana kırılmamın üzerinden 12 sene geçmiş. Hayat artık benimle ilgilenmiyor. Yalnızlık, hele hele yalnızlık, gram koymuyor. Hep ton ton geçiriyor itoğlu.

Sonuç olarak kırgın olmak, bir yerden sonra hissedilmiyor.
bazen o kalp kırıklığı kendine gereksiz haksızlıklar etmene sebep olur.
Kimi zaman birtakım beklentiler içerisinde olmaktır.
Kırgın mıyım kızgın mı bilmiyorum
Tek bildiğim bişeyler eksildi.
Bana error verdiren durum.
Insan birine kirilabilir. "Sana kirginim" dersin. Buraya kadar tamam.
Ama genel olarak "kirgin olmak" nasil bir sey. Hayata mi kirildin, nasil oluyor bu anlatin hele. Bence bunu anlami disinda kullaniyor insanlar. "Uzgun" olabilir bir insan ya da "hassas" olabilir. Ama "kirgin" nedir ? Etrafindaki herkese mi kirilmis. Trip mi atiyor belli degil. Doyumsuz analizime burada nokta koyuyorum.
Şuan mesaj atmadigim kim varsa bilmeliler ki aslinda onlara kirginim neden mi kiymet bilmiyorlar kendileri bilir ne diyim.