bugün

istanbul tophanede bulunan mimar sinan eseri. devrin kaptan-ı deryası kılıç ali paşa tarafından yaptırılmış ayasofyaya benzer özellikte olan cami.

rivayete göre kılıç ali paşanın bu isteginden sonra, mimar sinan denizcinin karayla ne işi olur diye latife yapmış. kılıç ali paşa da tophanedeki sahili doldurtup bu camiyi öyle inşa ettirmiştir.
ihsan oktay anar romanlarında sıkça bahsi geçen mekanlardan birisidir.
cervantes osmanlıya esir düştüğü yıllarda bu camide işçi olarak çalıştığı şayiası mevcuttur.. camii 1580 yılında tamamlanmıştır. işin ilginç yanı cervantes'in ülkesine dönüş tarihi de tam bu yıla tekabül eder.
rivayete göre ayasofya gibi bir cami isyeten kılıç ali paşa nın parası bu boyutta bir camiye yetmiştir. (bkz: camiye yardım)
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı istanbul'un Tophane semtinde bulunan camidir. 1580 yılında yapılmıştır. Türbe, medrese ve hamamdan oluşan bir de külliyesi vardır.
Kubbenin iki yanındaki yarım kubbeler, diğer iki yanındaki kemerler ve destek duvarlarıyla cami Ayasofya'nın küçük boyutta bir kopyasıdır. Mihrap tarafındaki çiniler iznik'in parlak döneminin ürünüdür. Ayasofya'nın model alınmasının ardındaki sebep bilinmemektedir.
*
restorasyon ihaleleri inşaat şirketlerine verilmeye devam edilirse daha çok karşılaşacağımız olaylardan biridir.
restorasyonun yakmakla eş değer olduğunu bir kere daha görmemizi sağlamıştır.
her işi rant'a olarak görmenin sonucudur, çok yazık olmuştur.
hizmetine kaldığı yerden devam edecek mübarek mekandır efendim .
haydarpaşa garı'ndan sonra bir restorasyon faciasının daha kurbanı olan tarihi mekan. zaten yapılan restorasyonlar evlere şenlik üstüne üstlük bir de yakıyorlar yaptıkları(!) yerleri.
mimar sinan ın ayasofya ya olan bağlılığını ilan ettiği eseridir.
yalı camii olmasının yanı sıra inşa stili olarak ayasofyadan feyz alması ile de önem kazanan bir mimar sinan eseri olarak tüm görkemiyle istanbul siluetine yerleşmiştir.
ayasofya nın onda bir özeti, mimar sinan ın ayasofya aşkının onda bir panaroması diyebiliriz.
tophane'nin en önemli simgelerindendir. huzur dolu bir camidir.
kaptan-ı derya kılıç ali paşa, sultan 3. murat'tan camii yaptırmak için bir arsa ister. sultan da "sen kaptan-ı deryasın. git denizin üstüne camii yaptır." der. bunun üzerine çok üzülen kılıç ali paşa, mimar sinan ile anlaşır ve tophane rıhtımı'nın kıyısını taş ve molozlarla doldurarak bu camiiyi yaptırmaya başlar. anlatılana göre bu camii deniz doldurularak yapılan ilk camiidir. ayasofya'nın küçük boyuttaki bir kopyasıdır.
Tarihi yanlış bilinen camiidir..

Doğrusu ise şöyledir..

3.murad döneminde yaşayan gökbilimci takiyüddin, sultandan kendisine bir rasathane yaptırmasını ister..
sultan bu isteği yerine getirir ve tophane sırtlarında bir rasathane yaptırır..

Birkaç yıl çalışma yaptıktan sonra istanbulda bir salgın hastalık vukuu bulur..

Dönemin yalaka şeyhülislamı sultana gelerek hastalığın rasathane yüzünden başlarına geldiğini ve derhal yıktırlması gerktiğini söyler..

sultan çok zekii biri olduğu için şeyhülislamın fetvasına inanır ve bir italyan devşirmesi olan kapta-ı derya kılıç ali paşaya rasathaneyi top atışlarıyla yıkmasını emreder..

kaptan ise bu görevi zevkle yerine getirir ve rasathane bir gün içinde yerle yeksan olur..

sultan emeğinin ve başarısının bedeli olarak kaptan-ı derya kılıç ali paşa adına dönemin en iyi mimarı olan mimar sinan a bir cami ve hamam yapmasını emreder..

mimar sinan da sultana karşı gelmenin yada fikir beyan etmenin ölümcül bir hata olduğunu bildiği için emredileni yapar ve bahsi geçen cami ve hamamı yapar..

not: copy paste değil alınteri...
karaköy'ün barlarının arasındaki cennettir. denize kıyısı vardır ve içi de çok güzeldir, büyük bir camiidir. o başıboşluktan kendini kurtarmak isteyenlerin koşa koşa gittiği adeta sıcacık bir yuvadır. nitekim farklı farklı tipte insanları camiiye girip çıkarken gördüm, çok hoş bir deneyimdi.
carventes'in esir olarak getirildiği istanbul'da, amele olarak çalıştırıldığı bir camidir. bir keresinde bu camiye girip, duvarları detaylıca incelemiştim. belki bir köşeye imza atmıştır filan diye. yoktu. bulamadım.