bugün

küçüklüğümüzde minik kutu içerisine uğurböceği,karınca,arı,böcek vb. hayvanları hapsedip beslemeye çalışmaktır.ayrıca bu değişik hobi sadece bende mi vardı diye merak edip açtığım konudur.
bendede vardı. benim iki tane balığım vardı. çocuğum gibi bakardım. birgün bunlar küçük yemle doymaz anne, üç tane atalım demişim. balıklar boğulmuş. çok ağlamıştım. kibrit kutusunun içine yerleştirdim onları, gömdüm bahçeye bir mevlüt yapmadığım kalmıştı. eskiye döndüm şimdi çocukluk işte.
kutusu olmayanlar için farklıdır. mesela; ben. ben hep ortaokulda el yazı dersleri için aldığım mürekkebin konulduğu küçük plastik kaba koyardım böceciklerimi. orada beslerdim onları.
bunun birde kavanozda solucan beslemek versiyonu vardır.
solucak toprağın dibine indiğinde kavanozu kaldırıp altından bakar "ahahah seni görüyorum, saklanamadın işte" derdim.

birde bu solucanları topraktan kazıp çıkartırken, böyle ucundan, karnından herneyse tutup çekerken bazen kopup elimde kalırlardı, onları da geri gömerdim.

(bkz: çocukken çok salakmışım denilen durumlar)