bugün

Kürt-Türk sorununun baş nedenidir. Türkler çalışıp çabalayıp rahata kavuşurken çoğu kürtler de miskin miskin oturup devleti bekliyorlar.

Dikkat: Bütün kürtler değil, çoğu kürtler. Genelleme yapılmıyor.

Sonra da devlet kürtlere ayırım yapıyor. Yok yardım etmiyor yok bilmem ne. Peki özellikle güneydoğu'da ki çoğu kürtlere sesleniyorum. * *
Metmetçiklerimiz şehit verirken yüreğiniz sızlıyor mu ?
Devletine olan borcunu yani vergini ödüyor musunuz?

Peki pkk'lı olan kürtlere ne demeli ?
televizyonda boncuk atan tabancalarla ilgili halktan insanlardan fikir alınmaktadır. doğu bir şehirde, kürt olduğu belli olan bir yaşlı kadın:

- devlet bu işe bi el atsın!

e kadın al o silahları çocuğunun elinden. devlet naapsın!
kapitalist sistemin kölesi olmuş, burjuvazinin denetimindeki devletten her şeyi beklemenin yanlış olduğunun bilinmemesi sonucu ortaya çıkan durumdur. öyle ki sınıflı toplumlarda devlet, ancak elit kesimin beklentilerini karşılayabilir. sözlükteki burjuva zihniyetin sorması gereken soru, kürtlerin her şeyi devletten beklemesi değil, yoksulun her şeyi devletten beklemesi olmalıdır ki, bunu söyleyecek kadar da yüz yoktur.

(bkz: her şey ayrı yazılır)
sözlükte sayıları her geçen gün artan; kürtlerle ilgili ortaya atılan mesnetsiz ve komik tezlerden biridir.

bu tezin sahibi 15 yaşında ve kuvvetle muhtemel batıdan bir devlet memuru çocuğu olarak oraya gitmiş ve o yıllardaki olaylar yüzünden ailesi olmadan evinden ancak bir kaç defa çıkabilmiştir.
bu yüzden de kendisi böylesine önemli bir sosyal tespiti yapabilmek için yeterli bir otorite değildir
aborjinlerin hüsn ü kuruntusudur.**
kürtler devletten batıda ki vatandaşlar kadar hiçbirşey beklemiyor.
onların yıllardır beklediği tek şey, yatırım, eğitim ve güvenlik. eğer o kardeşlerimizi iyi eğitebilseydik, dağa çıkarlarmıydı? o kardeşlerimize iş bulsaydık elektriği kaçak kullanırlarmıydı? o kardeşlerimizi pkk baskısından kurtarsak dağa çıkarlarmıydı?
devlet önce bu üçünü halletsin, ondan sonra bu konuyu tartışalım. çünkü şimdi tartışmak çok gereksiz.
devletten her seyi bekledikleri bir gercektir . devlet her saglik ocagina nufus planlama merkezleri kurmustur , hala evlerde dogururlar hem de 14 tane en az olmak kosuluyla. hele bizim mahallede boyle 2 aile var , tek kelime turkce bilmiyorlar , tamamen cag disi yasiyorlar ve surekli cocuk yapiyorlar. o kadar bakimsiz , mide kaldiran kadinlarla kocalari cocuk yapabiliyor. sonra o yaptiklari cocuklara bakamayip " devlet bize sahip ciksin " . devlet sana prezervatif verdi , almadin.. dogum kontrol hapi verdi , karin icmesini beceremedi , belediyenin sizi kisirlastirmasi lazim ki hirsiz cocuk yetistiremeyesin. yetistirdigin cocuk tinerci oluyor , uyusturucu taciri oluyor , tecavuzcu oluyor.

gectigimiz pazar daglica baskininda bu kurtlerden bir kaci " biji gerilla " diye dolaniyordu evimin onunde.. benim icin kurttu , irk ayrimi da yapmiyordum.. su anda butun kurtlerden tirsip ,hepsinin potansiyel gerilla oldugunu dusunup golgemden korkuyorum. bana su an kim nasil anlatabilir ki " butun kurtler pkk li degil hede hödö " diye.. ben bu adama cocugumun eskilerini veriyordum ya giyinip isinsinlar diye. aciyordum.. selam vermiyorum simdi. kurtlerin alninda " bu pkk li , bu saf kurt " diye yazmiyor degil mi?

evimi yok pahasina satip alip basima gidecem buradan. yoksa psikoza girmem an meselesi.
her vatandaş gibi haklarıdır. bu devlet kime ne verdi ki? sadece boş laflardan başka. altyapı mı, adam gibi işleyen bir eğitim sistemi mi? , geleceğe umutla bakan biz gençler mi? ne verdi? bence sadece kürtlere değil de bu ülkenin tüm vatandaşlarına ne verdi?
kesinlikle desteklenesi yargidir. guneydogu'da, son gunlerde sikca yureklerimizi acitan olaylarin yasandigi bolgede onca asiret oldugunu, bunlarin basinlarinda da deli gibi parasi olan zengin agalar oldugunu herkes biliyor. Sirf dugunlerde havaya savrulan paralar bile bir yerlere yatirim amacli harcansaydi, bugun bu durumda olmazdik. Bati Anadolu'nun zenginleri parayi isletmis, ticaret yapmis, sanayayiye yatirim yapmis boylece bati gelismis. Guneydogu'da ise para agalarin yastiklarinin altinda beklemis, halk ezilmis, bunun sebebini de devletten bilmeleri saglanmis. Devlet bu dengesiz duruma ragmen oralarin en ucra koselerine hizmetini goturmeye calismis, calisiyor ve calisacaktir. Hadi onu da gecelim, devletten hizmet istemeye yuzunun olmasi icin insanlarin, vergi vermeleri, vatandaslik gorevlerini yerine getirmeleri lazim. Kacak elektrik baglanir yazisinin dukkanlarin uzerine asildigi, insanlarin %99'unun elektrik faturasi bile odemedigi bir bolgeden bahsediyoruz bu arada hatirlatirim. Kurtlerin diyerek genelleme yapmak dogru degil, yalniz o bolgelerde yasayan cogu insan icin "ulkenin ekonomisine ne katkida bulunuyorsun kardesim?" sorusunun cevabi, "cocuk yapiyorum"dur. bu durum degismedigi surece de devleti suclamanin bir anlami yoktur.
(bkz: hem aptal hem de faşo olmak)
kürtlerin hiçbir şeyi devletten beklememesinden iyidir. türkiye cumhuriyeti'ni kendi devletleri olarak gördüklerinin kanıtıdır.

bu fantastik iddiayı bir kenara bırakıp gerçek hayata dönecek olursak; çok kürt ve dahi türk tanıdım ama hiçbiri her şeyi devletten bekleyecek kadar salak insanlar değildi.
hikayedir.

gelelim muş'a. doğu hizmetini orada yapan biri manisalı, diğeri izmirli öğretmen arkadaşlarım bakın neler anlatıyor:

"köyde elektrik yok, ilçede bile aylarca su donuyor; yani olmuyor.* yıkanamıyoruz. elektrik olmuyor. yemekler bile bize yabancı. kuyruk yağı kullanılıyor. yiyemiyoruz." vs. vs.

gerisine girmeme gerek yok. tuvaleti olmayan okullardan bahsetmeme gerek yok. elektrik ve su. hani şu kaçak olan?
türkiye, tarihinin en büyük projesi gap'ı güneydoğu anadolu'ya yapmıştır bazı kürtler kızılcık sopası istemektedir aslında.
eflatun derki: gerçek konusunda insanlar bütün yönleriyle isabet etmedikleri gibi, bütün yönleriyle de yanılmazlar.
spinozanın dediği bir lafıda hatırlayalım hemen peşinden: eşyayı güzel gösteren görüşümüz değil eğilimlerimizdir.
Bu mesele nin çok yönü vardır.
Cumhiyetin başından beri, bilerek veya bilmiyerek yapılan hatalar.
Bölgenin aslında öyle söylendiği gibi verimli topraklara sahip olmaması ve
yaşayan insanların meşrebi gibi konular meselenin boyutlarıdır.
Şimdi fili kim neresinden tutarsa orasını gerçeğin tamamı zannediyor.
Zan üzerine hareket eden kaybediyor.
muhabir-diyarbakırspor bugün ağır bir yenilgi aldı.görüşlerin nelerdir?
*beyim devletin bu işe bir el atmasını istiyoruz.diyarbakırspor daha iyi yerlere layıktır.
muhabir-evet.
son derece dogru bir tespittir. sadece turkiye'de degil. avrupa'da yasayan kurdlerde ayni sekilde devleti somurmekten zevk alirlar. cogu iltica etmistir, is verirsin begenmez, calismaz, devlet bunlara ev verir, haftalik para verir. bizzat duydugum, iki kurd arasinda londra'da bir tren istasyonunda gecen konusma:

kurd 1: kardesim ben mecburmuyum elektrik, telefon faturalarini odemeye.
kurd 2: haklisin, hukumet bunlarida odemeli. niye odemiyorki ?

dogu'da ozellikle asiret agalari ve 80'den sonra pkk tarafindan yaratilmis piskolojik durumdur. "biz kurd oldugumuz icin bize devlet bakmiyor" mantigi insanlarin kafasina yerlestirilmistir. bunun dogal sonucu, "devlet bize bakmakla yukumlu, ama biz kurd oldugumuz icin bize bakmiyor" anlayisi ortaya cikmistir. esasen kurd genclerinin daga cikmasindaki ana nedenlerden biri bu piskolojidir.
aksi durumda değişik odakların kurbanı olmalarıyla sonuçlanan olay. her şeyle kastedilenin etnik varoluşun dışında, her insanı ilgilendiren gerçekler olması beklentilerin ütopik olmadığı doğrusunu gözardı etmemeyi gerektirir. her insanı ilgilendiren temel ihtiyaçların karşılanması tabiki devletten beklenecektir. devletin yapısında bu hakları sağlayan konular yer alıyorsa suçlu sadece hükümetlerdir. iktidar sahipleri sadece bir etnik kökenin değil tüm zümrenin ihtiyaçlarını karşılamalıdır. beklenenler sadece doğu illerindeki kürt kökenlilerin değil orada yaşayan tüm halkın sorunlarıdır. kaldı ki batı varsayılan bölgelerde bile henüz tam anlamıyla kendini gerçekleştirecek bireyler için olanaklar sağlanamamıştır. bu konu bir kürt sorunu değil tam olarak bir ülke sorunudur. ülkenin tüm bireyleri eşit olanaklı sağlık, eğitim ve yaşam haklarına sahip olmalıdır. bunun da muhatapı devletin zirvesindekilerdir, iktidardır.
ne verirseniz verin beyenmeyenlerin yaptığıdır, ev araba verseniz villa ferrari isterler. bunu yapanlar öyle insanlar ki herşeyini bırakıp görevi için doğuya gelmiş öğretmenlerin lojman camlarını siz burda bedava oturuyorsunuz diye kırarlar, çocuklarını döverler, sizde var bizde neden yok derler.
birde bunun karadeniz hali vardır ki isanecat'ın dediği gibi doğuya yapılanın 10da biri yapılmadığı halde gıkları çıkmaz, taş duvar örüp arkasına toprak doldurur üstüne birşeyler ekerler.
tarihin akışının aksadığı, çarpıklaştığı bir coğrafdayız bizler. sağlıksız gelişmiş, küresel sermayenin uzantılarının, işbirlikçilerin ülkenin en önemli kademelerinde bulunduğu bir sisteme sahibiz. türkiye bu nedenle düzensiz ve çarpık gelişmiştir. batıda ezilen milyonlar ile doğudakiler aynı sorundan dolayı ezilmiyorlar ülkemizde. sorun çalışıp çalışmama alışkanlığıdır. bu doğru doğunun insanı daha az çalışır ama bunun en büyük suçlusu sırf oy uğruna toprak ağaları ile işbirliğine giden egemenlerdir.

aydınlanma çağını geç yaşamış, daha doğrusu çarpık yaşamış bir ülke olarak bir çok sorunumuz var. kürt sorunu denilen şey çalışıp çalışmama ya da basit bir iki ekonomik gelişmemezliğe indirilemez. doğu sorunu feodaliteyle ilgili, oradakilerin vatandaş olamamaları. doğunun ileri gelenleri ile devletin tunç eli arasında sıkışan bir toplum yaratıldı orada. şimdi biz onlardan nefret ediyorsak ya da onların bu kini biz halkta değil, oy uğruna para uğruna yapan siyasetçilerde, sistemde.

ağalar ya da aşiret sahipleri ne derse genelde o olur. şehirleşmenin biraz artması ile bu kırılmaya başlandı fakat yanlış yetişen nesiller ilginç bir zihniyete büründü. genele vurduğumuz zaman ise ağa ne diyorsa o olur. şu partiye oy verilcek denir, o partiye topluca oy verilir, isyan edilecek denilir, isyan edilir. aydınlanmanın köye kadar inememesinde, çarpık bir toplumlaşmanın eseri bunlar. şu günün siyasetçisi bunları görmek istemiyor, oy uğruna her şeyi yapıyorlar. sorun sistemde, bu sistem değişmedikçe daha çok kürt-türk kavgası yapılır, asıl düşman olan egemenlere karşı bir şey yapılmaz.
devletin yıllarca güttüğü siyasetin başarısınının ispatıdır. zira bu kürtler türkleşmiştir. afiyet olsun.
kime hangi dertlerini söylediklerinde "size belediye baksın" cevabını alan kürtlerin eylemidir.
bu yöre halkı herşeyi devletten bekliyor. onun için herşey kendi kimliği.
siz bilir misiniz kendi ana diliyle konuştuğu için dövülen, aşağılanan insanları?
ya da anlar mısınız bu durumun bireyde yarattığı etkiyi?

dinin doğudaki etkisini hissedebilir misiniz?
hizbullahı,tarikatı ve bunların coğrafyadaki insanları nasıl kullandığını bilir misiniz?

iki ateş arasında kaldınız mı hiç?

siyasi rant için bu halkın nasıl kullanıldığını ve rahat bırakılmadığını bilir misiniz?

buradaki kolluk güçlerinin halka nasıl davrandığını tahmin edebilir misiniz?

bir kitap okudu diye ya da o an yolcu diye aldığı bir sözde suçlu yüzünden yıllarca yatmanın ne demek olduğunu bilir misiniz?

bu coğrafyanın en çetin koşullarında yaşayan yöre halkının insan olarak tabi bir farkı yok. ama anlar mısınız buraya verilen eğitimin düşüklüğünü. gelip gitme telaşında olan bir sürü tecrübesiz öğretmenin zorunlu hizmet bölgesidir bura. adı üzerinde zorunlu. yani zorla burada. hem tecrübesiz hemde mutsuz. sonuç cahil insan, doğu cahil, kıro.

buraya atanan memurun gitme isteğini hoş görebilir misiniz? maaşının yarısını yakıta, kalanını kira ve karın tokluğuna verdiği bu insanların yaşadığı yeri bir adana veya izmir ile bir tutabilir misiniz?

oralardan söylemesi kolay tabi. magazinal haberler ile yaşıyorsunuz. hissedemezsiniz. yaşamak gerekir. yaşamak.
üzerinde yaşadıkları dünyanın en verimli topraklarını kurutmayı ve çölleştirmeyi başarabilmiş bir halkın doğal beklentisidir.

devlet olmasa ölür giderler zira.
sanki tek dertli ac kürtlermis gibi davraninildiigindan olusan olay. daima kürtlere kötü davranilmis yeterince ilgi gösterilmemis gibi gösterildiginden böyle olmadigini göstermeye calisan devlet yüzünden böyle olmustur.*
alışmış kudurmuştan beterdir in kişi kurum ve zümreye indirgenmiş hali.