bugün

boyunduruk altında tutulan, ulusal kurumlaşmaktan, dil, kültür, toplumsal ve tarihsel değerlerini araştırıp geliştirme olanaklarından yoksun bırakılan bir ulusun dili olduğundan, kürd dili yeterince araştırılıp zenginlikleri ortaya çıkarılamamış , onu geliştirecek bilimsel kurum ve kuruluşlar, özellikle ülkede yaratılamamış, araştırma alanında yeterli yetkin kürd dilbilimcileri yetişemezken kendi olanak ve çabalarıyla ortaya çıkan tek tük aydınlar da her zaman boyundurukçu devletin tehdidi altında bulunmuşlardır.

sözkonusu nedenlerle, kürd dili üzerindeki araştırmalar, kürdler bakımından ırak kürdistanı´ndaki istisna durumu saymazsak, bu tek tük aydınların daha çok da yurt dışında yaratmaya çalıştıkları sınırlı olanaklarla yetinmek zorunda kalmıştır. ırak kürdistanı´ndaki kesintisiz ulusal mücadelenin yarattığı kültürel görece serbestlik ve ardından 1960´lardan sonra gelen sınırlı otonomi olanakları, kürd dili üzerinde çalışan aydın sayısının ve araştırma kurumunun bir dereceye kadar daha fazla olmasını beraberinde getirmiştir.
bunun dışında, kürd dili üzerine yazılanlar, yabancı kimi doğubilimci, dilbilimci, gezgin ve misyonerlerin eserleridir.
(bkz: kürt dili ve edebiyatı)
olmayan dil ve tarihin anlatılmasıdır.
ayrıca kurdistan´ı boyunduruk altında tutan devletlerin ve kürdistan üzerine bazı hesapları olan çevrelerin kürd dili ve lehçeleri üzerine siyasi maksatlarla çıkardıkları araştırma denilen çalışmaları da belirtmek gerekir.

bunların amacı kürd dili üzerine gerçekçi bilimsel araştırmaları değil, siyasi amaçlarına hizmet edecek yalan yanlış idiaları yaygınlaştırmak olmuştur.

türk devleti, günümüze kadar kürd ulusunun varlığını inkar ettiğinden, sözkonusu çalışmalar aracılığıyla kürdleri, orta asya kökenli türk soylarının bir parçası olarak göstermeye kalkışmış, kürdce´nin de türk ırkından gelen bir topluluğun(dağlı türklerin) asimilasyon sonucu konuştuğu arapça, farsça ve türkçe karışımı birkaç bin kelimelik yapmacık bir dil olduğunu öne sürmüştür.

bir yandan bunu yaparken diğer yandan da kürd ulusunu bölmek için örneğin zazaca´nın kürdce´nin bir lehçesi olmadığı, ama hem zazaca hem de kurmanca konuşanların, türklerin birer kolu oldukları saçmalıklarına bile başvurmuştur.
türk iktidarları özellikle son zamanlarda, kürd ulusunun ve kürdce´nin artık inkar edilemediği günümüzde, zazaca´nın kürdce olmadığını iddia eden çevrelere alttan alta destek vermekte, bu tür iddiaların yaygınlaşmasına yardımcı olmaktadır.
zazaca´nın kürdcenin bir lehçesi olmadığını günümüzde siyasi maksatlarla öne süren çevrelerden bazıları da kimi ermeni milliyetçi ideologlarıdır.

büyük ermenistan iddialarına sarılan bu çevreler kürdistan´ın kuzey ve batı kesimlerini de bu ermenistan´ın sınırları içinde saymaktadırlar. buralarda ermeni nüfusunun olmadığı bilincinden hareketle zazaları, özellikle de dersim´in alevi zazalarını köken itibariyle ermeni göstermeye kalkışmakta ve bu maksatla da zazacayı diğer kürd lehçelerinden uzak tutmaya, ermenice´ye yaklaştırmaya çalışan gülünç tezler üretmektedirler.

bu çevrelerin de zazaların kürd olmadığını öne süren kimi çevreleri destekledikleri görülmektedir. ilginç olanı, ermenilerle türklerin destek verdikleri çevrelerin aynı olmasıdır.
fars iktidarları ve onların paralı ideologları da çabalarını, kürdce´nin bağımsız bir dil olmadığı, farsça´nın lehçelerinden biri olduğu, kürdlerin de fars ulusunun bir parçası olduğu iddialarını yaygınlaştırmaya sarfetmişlerdir.

siyasal iktidarlar ve onların özel maksatlı kurum ve kişileri dışında kimi yabancı dilbilimci, gezgin ya da misyoner de bazan ülkelerinin çıkarlarını gözeten siyasi maksatlarla, bazen de aşırı yüzeysel gözlem ya da araştırmalar neticesinde yanılgıyla kürdce´nin bağımsız bir dil olmadığını, eski ya da yeni farsça´nın bir lehçesi olduğunu öne sürmüşlerdir.

kürd dili konusunda bu tür bilinçli çarpıtma ya da yanılgıları öne sürenlerin sayısı bir-iki kişiyi geçmezken kürd lehçeleri üzerinde hayli farklı görüşler ileri sürenlerin sayısı da az sayılmaz.
diğer yandan bir gerçeği kabul etmek gerekir ki iyi niyetli bilimsel amaçlı araştırmalar da oldukça az olmalarının yanısıra kürd dili ve lehçeleri konusunda birbiriyle çelişen görüşler öne sürmüşlerdir.

bu alanda da belirsizliklere rastlanmaktadır.
bütün zorluk, belirsizlik ve eksikliklere rağmen kürd dilinin ses, sözcük ve cümle yapısı üzerinde yapılan araştırmalar, kürd dilinin uzun tarihsel bir dönemden beri süregelen özgün bir gelişme sürecine sahip bağımsız bir dil olduğunu kanıtlamış ve dilbilimi alanında bu gerçek kendini kabul ettirmiştir.

kaynak: kürdistan post.
fars dili ve tarihini öğrenen herkesin rahatlıkla vakıf olacağı bir alan.
(bkz: #11366053)
buna göre, kürdce; hint-avrupa dil ailesinin hindu-irani kolunda irani bir dildir ve onun kuzey-batı irani grubundandır.

bilindiği gibi, dilbilimciler, dünya dilleri üzerinde çeşitli yönlerden yaptıkları araştırmalar sonucunda bu dilleri başta köken olmak üzere değişik bakımlardan birbirlerine olan yakınlık ya da uzaklıklarına göre ayırmış, başka dillere göre kimi dilleri birbirlerine yakın bularak onları aynı dil ailesi içinde saymışlardır.

dünya dilleri şu dil ailelerine ayrılırlar:

1) hint-avrupa dilleri ailesi
2) sami dilleri ailesi: arapça, ibranice, akatça gibi dilleri içine alır.
3) bantu dilleri ailesi: güney ve orta afrika bölgelerindeki kimi dilleri içerir.
4) çin dilleri ailesi: çin ve tibet dillerini içine alır.
5) ural-altay dilleri ailesi: bu dil ailesine fince, macarca, estonca, uygurca, samuyetçe, türkçe, moğolca ve mançuca girer.

kaynak: kürdistan post.
Olmayan ülkenin dili olamaz.
(bkz: cevab veremedi)
kürdce´nin içinde yeraldığı hint-avrupa dilleri ailesi, asya ve avrupa kolu olarak ikiye ayrılır.
bu dil ailesinin avrupa kolu da cermen dilleri, roman dilleri ve slav dilleri olmak üzere üçe ayrılır.

cermen dilleri koluna, isveççe, norveççe, danimarkaca ve islandaca gibi iskandinav dilleri ile felemenkçe, almanca ve ingilizce girer.

roman dilleri, portekizce, ispanyolca, fransızca, italyanca ve romenceden oluşur.

slav dilleri koluna ise rusça, ukraynaca, bulgarca, sırpça ve lehce(polish) girer.
ayrıca yunanca, arnavutça, litvanca, keltçe ve baskça da hint-avrupa dil ailesinin avrupa koluna girerler.
hint-avrupa dilleri ailesinin asya kolunda ise hint-iran dilleri bulunur.
hint-iran dilleri hint ve iran kollarına ayrılır.
hint kolu, sanskritçe, sindce, urduca, bugünkü hintçe, biharca, bengalce, marasça, kuçuraca, pencapça ve senegalce´yi içerir.