bugün
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- ibrahim reisi11
- okan buruk10
- icardi190523
- mert hakan yandaş30
- 21 maçtır yenilmeyen takımı becermek12
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı104
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası30
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia12
- icardi1905'in silik yemesi9
- fenerbahçe12
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması11
- dokunmaya kıyamadan sevmek16
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur11
- mauro icardi10
- manitayla yapılacaklar15
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması24
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- erkolar kapatılsın13
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi13
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz12
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur27
- anın görüntüsü19
- alex de souza12
- karıya kıza doymuş erkek25
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi17
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı10
- bik bik'in cinsiyeti14
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor11
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek19
- çok üzgünüm sözlük8
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- nervio8
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- etine dolgun kız8
- taktik verin15
- gecenin şarkısı9
- icardi1905 adamdır12
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- risale i nur21
- en çok yaşamak istenilen şehir10
Telif hakkı isterdi. Dünyada en çok basılan 2. Kitap sonuçta. Teliften ne para gelirdi off.
ulan norveçte oruç tutan mı var , allah elbet biliyordu kimsenin orada oruç tutmayacağını o yüzden müslümanları hep güneye yerleştirdi zaten allah herşeyi önceden görendir ...
allah yoksa devenin hörgücünü kim yarattı devenin hörgücünde temiz su var arada içiyo ordan be.
allah yoksa devenin hörgücünü kim yarattı devenin hörgücünde temiz su var arada içiyo ordan be.
6 ay gece 6 ay gündüz kutuplarda değil miydi ? kutuplar nere norveç nere. ayrıca sürekli 6 ay gece 6 ay gündüz değil. yavaş yavaş uzayıp kısalıyor.
ayrıca kolayı var. kutuplarda yaşayanlar ,avrupa ülkelerine göre oruç tutar. saat var sonuçta.
ayrıca kolayı var. kutuplarda yaşayanlar ,avrupa ülkelerine göre oruç tutar. saat var sonuçta.
Evet, bunları söyledin islamı çürüttün, aferim. alkış alalım arkadaşa...alkışlasanıza lan!
Oruç mevsunu aydınlatalim isterseniz
Gün icinde normal tutulması gereken süre saat neyse hesaplanır ona göre günlük oruç tutulur.
Bence siz kendinizi rezil etmeyin fazla
Zaten batmissiniz daha ne zorluyorsunuz.
6 ay gündüz 6 ay gece olunca insanlar 6 ay uyuyup 6 ay uyanık mı duruyorlar gerizekalı.
Gün icinde normal tutulması gereken süre saat neyse hesaplanır ona göre günlük oruç tutulur.
Bence siz kendinizi rezil etmeyin fazla
Zaten batmissiniz daha ne zorluyorsunuz.
6 ay gündüz 6 ay gece olunca insanlar 6 ay uyuyup 6 ay uyanık mı duruyorlar gerizekalı.
her daim önce olurdu. tanrı kelamından bahsediyorsak onda mükemmel bilgiler olması lazımdır. bu da o kitabı okuyan herkesi o bilgileri almasına olanak sağlar.
ancak islam dünyasına bakınca o kitabı okumanın onlara hiçbir şey katmadığı da ortadadır. zaten iyi bir şey olsa diğerleri de ondan faydalanmak için okurdu. ancak böyle bir durum yoktur.
evrensel bir kitap her zamanda mükemmeliğini korur ve onu okuyanlar( geri zekalı değilse) her zamanda o bilgileri kullanırlar ve her zamanda o mükemmelliğini sabitler.
böyle bir durumun olmamasının nedeni de diyalektikle açıklanabilir. fikirler doğar, büyür ve ölür.
siz dinamik bir toplum için şunu diyemezsiniz: tamam biz şimdi devrim yaptık ve bunla sonsuza kadar gideriz. işte dinlerin uhrevi yanı ve değişmezliği bu fikrin diyalektiğine ters kalıyor ve zamanla çöktüğünü kabullenmenin zorluğu onları teselliye itiyor.
meselam, gerçek islam bu değil gibi. bu bir kendini kandırmadır, zaten geri kalmanın bedelini de islam dünyası ödüyor ama bunu kim ne denli farkında bu önemli. yoksa gene insan kendini her alanda teselli edebilir bence.
ancak islam dünyasına bakınca o kitabı okumanın onlara hiçbir şey katmadığı da ortadadır. zaten iyi bir şey olsa diğerleri de ondan faydalanmak için okurdu. ancak böyle bir durum yoktur.
evrensel bir kitap her zamanda mükemmeliğini korur ve onu okuyanlar( geri zekalı değilse) her zamanda o bilgileri kullanırlar ve her zamanda o mükemmelliğini sabitler.
böyle bir durumun olmamasının nedeni de diyalektikle açıklanabilir. fikirler doğar, büyür ve ölür.
siz dinamik bir toplum için şunu diyemezsiniz: tamam biz şimdi devrim yaptık ve bunla sonsuza kadar gideriz. işte dinlerin uhrevi yanı ve değişmezliği bu fikrin diyalektiğine ters kalıyor ve zamanla çöktüğünü kabullenmenin zorluğu onları teselliye itiyor.
meselam, gerçek islam bu değil gibi. bu bir kendini kandırmadır, zaten geri kalmanın bedelini de islam dünyası ödüyor ama bunu kim ne denli farkında bu önemli. yoksa gene insan kendini her alanda teselli edebilir bence.
Alıntıdır;
Bilindiği üzere bulunduğumuz ülkede, günün saatleri fazlaca farklılık arz etmez. Gece ve gündüzler her ne kadar bazı mevsimlerde uzayıp kısalırsa da normal uzunluk ve kısalıktan ileri geçmez. Ancak bu normal uzayıp kısalmalar kutuplara doğru yaklaşıldıkça çok farklı hale gelir. Kırk beşinci enlemden başlayarak kısalmaya başlayan geceler (90) ıncı enleme varınca iyice kısalır, bazı mevsimde tam altı ay uzunluğunda bir gün sürer, arkasından da kış mevsiminde yine altı ay uzunluğunda bir gece devam eder.
Bu altı ay kadar uzun süren günde tek günlük namaz mı kılınır? Yoksa bu uzun günün saatleri günlere taksim edilir, yirmi dört saatte bir gece gelip geçtiği tasavvur edilerek, namazlar bu saata göre mi ayarlanır?
Bu suale çeşitli cevaplar verilmiştir. Bu cevapların özetini kısaca arzedecek olursak şöyle ifade edebiliriz:
— Kutuplara doğru yaklaşıldıkça iyice uzayan gün ve gecelerde namaz vakitleri (takdir edilir). işte bu (Takdir), mes'eleyi karışıklıktan çıkarır, sıhhate kavuşturur.
— Takdir, hadîsten geliyor. Peygamberimizin (asm) ifadesidir bu. Resûlüllah Aleyhisselam günleri iyice uzun olmayan yerden çıkacak olan Deccalı haber verirken,
-- "Deccalın bir günü sizin bir seneniz kadar uzun olacaktır. Sonraki günleri de beri geldikçe kısalacaktır." buyurduğunda sormuşlar:
— Ya Resûlâllah, bir günü bizim bir senemiz kadar uzun olacağını bildirdiğiniz o günde namazlar nasıl kılınacaktır? Şöyle cevap vermiştir:
— Takdir olunarak! Yani uzun günün saatleri takdir edilerek. Hesaplanarak. (Müslim, Kitabu’l-Fiten ve Eşrâtu’s-Sâat, 20)
— Nasıl takdir edilip, nasıl hesaplanacak?
— En yakın normal vakitli ülkenin takvimi ve saatıyla takdir olunup, hesap edilerek.
Demek ki, Resûlüllah (asm)'ın haber verdiği (takdir olunarak) kelimesi bize meseleyi hallettirmektedir. Böylece beş vakit namazını en yakın normal vakitli ülkenin saatına ayarlayarak kılan kimse huzura kavuşur, yanılmaktan kurtulmuş olur.
Burada cevabı gerekecek bir diğer sual de şudur:
— Bazı mevsimlerde gecenin başlamasıyla hemen arkasından şafak söker, yatsının vakti hiç olmaz. Böylesine kısa gecelerde namazlarımızı nasıl kılacağız?
Cevabı şöyledir:
— Öyle kısa gecelerin başlangıcında, önce akşam namazına durulur, kılınınca vakit bulunursa hemen yatsıya başlanır, bitirilince de hemen sabah namazına girişilir. Böylece kısa gecenin namazları arka arkaya eklenerek kılınır. Bundan sonrası yine takdir olunarak edâ edilir.
Bu mevzuda Prof. Hamidullah "islâm'a Giriş" kitabında şöyle diyor:
— islâm din-hukuk âlimleri umumiyetle (45) arz dâiresindeki saatlerin (vakitlerin) (90) derecede yâni kutuplarda muteber olduğunu açıklar. (45) derece ile (90) derece arasındaki bölgelerde güneşe değil, saate göre hareket edilir. Namaz için böyle olduğu gibi, oruç v.s. için de böyledir."
Bu mevzuu etraflıca inceleyen "kaynaklarıyla islâm Hukuku"nda ise nihaî hüküm şöyle verilmektedir:
— Altı ay gece, altı ay gündüzün devam ettiği ülkelerde normal vakitleri (yâni gece ile gündüzü) bulunan en yakın -45 enlemdeki- ülkelerin saatleri uygulanarak namaz ve oruç ibadeti yerine getirilir."
Hac ibadeti ise zaten hiçbir ülkenin takdirine bağlı değildir. Suudî Arabistan'ın takvimi esastır. Onların ilân ettikleri günü Arafat'a çıkılır, Müzdelife'ye gidilir, Kâbe tavâfı yapılır. Bu mevzuda normal vakitli ülke ile normal olmayan vakitli ülke müsavidir. Hepsi de mukaddes bölgeye hizmet veren ülkenin takvimine tâbi olarak hac ibadetini ifa etmektedir.
Bilindiği üzere bulunduğumuz ülkede, günün saatleri fazlaca farklılık arz etmez. Gece ve gündüzler her ne kadar bazı mevsimlerde uzayıp kısalırsa da normal uzunluk ve kısalıktan ileri geçmez. Ancak bu normal uzayıp kısalmalar kutuplara doğru yaklaşıldıkça çok farklı hale gelir. Kırk beşinci enlemden başlayarak kısalmaya başlayan geceler (90) ıncı enleme varınca iyice kısalır, bazı mevsimde tam altı ay uzunluğunda bir gün sürer, arkasından da kış mevsiminde yine altı ay uzunluğunda bir gece devam eder.
Bu altı ay kadar uzun süren günde tek günlük namaz mı kılınır? Yoksa bu uzun günün saatleri günlere taksim edilir, yirmi dört saatte bir gece gelip geçtiği tasavvur edilerek, namazlar bu saata göre mi ayarlanır?
Bu suale çeşitli cevaplar verilmiştir. Bu cevapların özetini kısaca arzedecek olursak şöyle ifade edebiliriz:
— Kutuplara doğru yaklaşıldıkça iyice uzayan gün ve gecelerde namaz vakitleri (takdir edilir). işte bu (Takdir), mes'eleyi karışıklıktan çıkarır, sıhhate kavuşturur.
— Takdir, hadîsten geliyor. Peygamberimizin (asm) ifadesidir bu. Resûlüllah Aleyhisselam günleri iyice uzun olmayan yerden çıkacak olan Deccalı haber verirken,
-- "Deccalın bir günü sizin bir seneniz kadar uzun olacaktır. Sonraki günleri de beri geldikçe kısalacaktır." buyurduğunda sormuşlar:
— Ya Resûlâllah, bir günü bizim bir senemiz kadar uzun olacağını bildirdiğiniz o günde namazlar nasıl kılınacaktır? Şöyle cevap vermiştir:
— Takdir olunarak! Yani uzun günün saatleri takdir edilerek. Hesaplanarak. (Müslim, Kitabu’l-Fiten ve Eşrâtu’s-Sâat, 20)
— Nasıl takdir edilip, nasıl hesaplanacak?
— En yakın normal vakitli ülkenin takvimi ve saatıyla takdir olunup, hesap edilerek.
Demek ki, Resûlüllah (asm)'ın haber verdiği (takdir olunarak) kelimesi bize meseleyi hallettirmektedir. Böylece beş vakit namazını en yakın normal vakitli ülkenin saatına ayarlayarak kılan kimse huzura kavuşur, yanılmaktan kurtulmuş olur.
Burada cevabı gerekecek bir diğer sual de şudur:
— Bazı mevsimlerde gecenin başlamasıyla hemen arkasından şafak söker, yatsının vakti hiç olmaz. Böylesine kısa gecelerde namazlarımızı nasıl kılacağız?
Cevabı şöyledir:
— Öyle kısa gecelerin başlangıcında, önce akşam namazına durulur, kılınınca vakit bulunursa hemen yatsıya başlanır, bitirilince de hemen sabah namazına girişilir. Böylece kısa gecenin namazları arka arkaya eklenerek kılınır. Bundan sonrası yine takdir olunarak edâ edilir.
Bu mevzuda Prof. Hamidullah "islâm'a Giriş" kitabında şöyle diyor:
— islâm din-hukuk âlimleri umumiyetle (45) arz dâiresindeki saatlerin (vakitlerin) (90) derecede yâni kutuplarda muteber olduğunu açıklar. (45) derece ile (90) derece arasındaki bölgelerde güneşe değil, saate göre hareket edilir. Namaz için böyle olduğu gibi, oruç v.s. için de böyledir."
Bu mevzuu etraflıca inceleyen "kaynaklarıyla islâm Hukuku"nda ise nihaî hüküm şöyle verilmektedir:
— Altı ay gece, altı ay gündüzün devam ettiği ülkelerde normal vakitleri (yâni gece ile gündüzü) bulunan en yakın -45 enlemdeki- ülkelerin saatleri uygulanarak namaz ve oruç ibadeti yerine getirilir."
Hac ibadeti ise zaten hiçbir ülkenin takdirine bağlı değildir. Suudî Arabistan'ın takvimi esastır. Onların ilân ettikleri günü Arafat'a çıkılır, Müzdelife'ye gidilir, Kâbe tavâfı yapılır. Bu mevzuda normal vakitli ülke ile normal olmayan vakitli ülke müsavidir. Hepsi de mukaddes bölgeye hizmet veren ülkenin takvimine tâbi olarak hac ibadetini ifa etmektedir.
Aynen karsim aynen (hala şunlara açıklama yapıyorsunuz bosverinn).
ulan saat dilimi diye bisey var. paralellere gore degil meridyenlere gore. en az 4 saat aksam olmayan yer yok. aydinliga degil saat dilimine bakin.
download hızında artış olurdu. cebraille olacak iş değil ki o.
güncel Önemli Başlıklar