bugün

insanlağın bugüne getirebildiği fen bilgilerinin Kuran- kerim içinde şifreli olarak anlatılması gerçekten muhteşem bir olaydır.
Rn (Radon)
Element isimli surede(Hadid:Demir) "R" ve "N" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 86 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Rn" elementinin atom numarası da 86'dır.

--------------------------------------------------------------------------------
Zr (Zirconium)
»» Element isimli surede(Hadid:Demir) "Z" ve "R" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 40 harf geçmektedir.Aynı şekilde "Zr" elementinin atom numarası da 40'dır.
Ta (Tantalum)
»» Element isimli surede(Hadid:Demir) "T" ve "A" harfleri bitişik olarak ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 73 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Ta" elementinin atom numarası da 73'tür.

Yb (Ytterbium)
»» Element isimli surede(Hadid:Demir) "Y" ve "B" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 70 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Yb" elementinin atom numarası da 70'tir.Ayrıca Yb harflerinin tersi olan By isminde herhangi bir element yoktur.

F (Fluorine)
»» Element isimli surede(Hadid:Demir) "F" harfi ilk defa burada geçiyor. Ayetin başından buraya kadar 9 harf geçmektedir. Aynı şekilde "F" elementinin atom numarası da 9'dur.

Kopyalama yüce dinimiz islam'a aykırıdır ve etik dışı yanlış bir uygulamadır. Fakat genetik biliminin ve embryolojinin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen Kuranı Kerim'de sanki bilim adamlarının kopyalama yapacakları haber verilirmişcesine işaretler bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in bu ayetinde Şeytan'ın kötü faaliyetleri vurgulanmaktadır.

Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Kuran-ı Kerimin bir ayeti şöyledir:

"...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet)

Az önce tarihteki ilk 2.nesil kopyalamaların hayvanların kulakları kesilerek alınan hücrelerle gerçekleştirildiğini vurgulamıştık. Ayrıca bu hücrelerin genetik yapısıyla oynayarak yaratılış kanunlarına müdahelede bulunmaya çalışan kimseler de vardır. Dolayısıyla genetik biliminin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen ayetteki ifadelerle mucizevi benzerlikler vardır.

Yapılan bazı kopyalamalarda meme dokusundan da hücreler alınmıştır fakat Tarihteki ilk 2.nesil kopyalamalarda hücreler kulaktan alınmıştır.(Japonya'daki Kagoşima Enstitüsünde ve Brezilya'daki Vitoria ineği)
Tarihteki ilk uzay aracı 1957 yılında uzay yolculuğuna çıkmıştır (Sputnik). Şaşırtıcı bir biçimde Kuran'daki 19:57 numaralı ayet de gökyüzüne çıkmaktan ve yükselmekten bahsetmektedir: "Onu yüksek bir yere (gökyüzüne) yükselttik" (19.sure 57.ayet). Farkettiyseniz ayetin numarası olan 19:57 ile 1957 yılı aynı sayılardır. Dolayısıyla gelecekte bu olayın gerçekleşeceğine mucizevi bir biçimde işaret edilmektedir.

DEMiRDEKi SIR
Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'ın "Hadid", yani "Demir" adlı suresinde şöyle buyrulur:
Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)

Kelimenin, yağmur ve güneş ışınları için kullanılan "gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir. Çünkü modern astronomik bulgular, Dünya'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.
Sadece Dünya'daki değil, tüm Güneş Sistemi'ndeki demir, dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü Güneş'in sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesi için yeterli değildir. Güneş'in 6000 0C'lık bir yüzey ısısı ve 20 milyon 0C'lik bir çekirdek ısısı vardır. Demir ancak Güneş'ten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Demirin uzaya dağılması işte bu patlamalar sonucunda mümkün olur.

Kuran-ı Kerim'in Mutaffifin suresi 13.ayetinde "Kalplerin üzeri Pas bağladı..." şeklinde bir cümle yer almaktadır. Dikkat ederseniz çamurlandı veya tozlandı gibi kelimeler değil de "Pas bağladı" ifadesi kullanılmaktadır. Paslanma "Demirin Oksitlenmesi" demektir. ilginçtir ki Kuran'da bahsedildiği gibi vücudumuzdaki kanda (dolayısıyla kan dolaşımının merkezi olan kalpteki) demir sürekli oksitlenmektedir.

Yani Kuran'da bahsedildiği gibi kalbimizde ve damarlarımızda her gün her saat paslanmaya benzer bir reaksiyon gerçekleşmektedir ve demir oksitlenmektedir. Havadan aldığımız oksijen kandaki hemoglobinde bulunan demir sayesinde vücutta taşınmaktadır. Yani aldığımız oksijen kandaki demir ile reaksiyona girmektedir ve bir anlamda paslanmaktadır. Fakat biz bu reaksiyonu gözle göremeyiz. Kısacası bu ayette bilimsel ve mucizevi bir benzetme yapıldığını düşünüyoruz fakat bu sadece bir yorumdur. Eski çalışmalarımızda da Kuran'ın hemoglobin ve demir atomuyla ilgili mucizevi kanıtlar sunduğunu dile getirmiştik bunlar da sitede mevcuttur.
Televizyon yayınları ışık hızındaki elektromanyetik dalgaların evlerimize kadar ulaşmasıyla gerçekleştirilmektedir. Televizyon dalgaları öylesine hızlıdır ki kilometrelerce uzaklıktan aynı saniye içerisinde görüntü nakli yapılabilmektedir. Kuran'daki Neml suresinde Süleyman Peygamber'in farklı bir ülkede bulunan kraliçenin tahtını aynı saniye içerisinde mucizevi bir biçimde getirttiği anlatılır. Bu ayet ilk bakışta bize teleportasyon (ışınlama) veya görüntü naklini (televizyonu) anımsatmaktadır.

Bu olayın anlatıldığı Neml suresinde bazı harflerin gizli bir biçimde yan yana gelip TELEViZYON kelimesini oluşturduğunu görüyoruz. Televizyon kelimesini oluşturan harfler tamda Hz.Süleyman'ın bu surede isminin geçmeye başladığı ayetlerde yan yana dizilmiş durumdadır. (17.ayet)

"Yanında kitaptan bir ilim olan kimse ise: "Gözünü açıp kapamadan ben onu (tahtı) sana getiririm" dedi. (O anda Süleyman) onu (tahtı) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce..." (Neml 40)

Televizyon kelimesi Türkçe, ingilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır.(Fransızca ve ingilizce'de Television) Televizyon kelimesini oluşturan bu harfler normalden farklı olarak ayette soldan sağa yanyana geliyor.(Diğer şekilde bu harfler tüm Kuran'da sağdan sola hiç yan yana gelmiyor)

--------------------------------------------------------------------------------

YARATILIŞTAKi ÇiFTLER

Yerin bitirmekte olduklarından, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) yücedir. (Yasin Suresi, 36)

Erkeklik-dişilik, "çift" kavramının bir karşılığı olmakla birlikte, ayette bahsedilen "bilmedikleri nice şeylerden" ifadesi daha geniş bir anlam içermektedir. Nitekim günümüzde ayetin işaret ettiği anlamlardan biri ile karşılaşmaktayız. Maddenin çiftler halinde yaratıldığını ortaya koyan ingiliz bilim adamı Paul Dirac, 1933 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştır. "Parité" adı verilen bu buluş, maddenin anti-madde denilen bir çifti olduğunu ortaya koymuştur. Antimadde, maddenin tersi özellikler taşır. Örneğin maddenin tersine antimaddenin elektronları artı, protonları da eksi yüklüdür.
Yaratılıştaki çiftlere bir diğer örnek de bitkilerdir. Botanikçiler bitkilerde cinsiyet ayrımı olduğunu ancak 100 sene evvel keşfedebilmişlerdir. Halbuki bitkilerin çiftler halinde yaratıldığı Kuran'da 1400 sene önce aşağıdaki ayette açıkça bildirilmiştir:

"Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık." (Taha Suresi, 53)

--------------------------------------------------------------------------------

MANYETiK ALANLAR VE BEYNiN GiZLi GÜÇLERi

insan beyni manyetik alanlar ile sürekli etkileşim içerisindedir ve hepimiz yeryüzünün manyetik alanı içerisinde hareket etmekteyiz. Bir pusulanın farklı yerlerde aynı yönü göstermesi de yeryüzünün manyetik alanının varlığını göstermektedir. Yeryüzünün manyetik alanı yer zemininden çıkıp gökyüzüne kadar devam etmektedir ve uzayda dünyamızı çevrelemektedir.

Manyetik alanlarla etkileşime en güzel örneklerden birisi kuşların manyetik alanı hissetmesidir. Örneğin bazı kuşlar göç ederken sadece Güneş ve yıldızların konumuna göre değil aynı zamanda Manyetik alanın yönüne göre de göç ederler. Bilimadamlarının yaptığı bazı deneylerde başının yan tarafına mıknatıs yerleştirilen bazı kuşların yollarını şaşırdıkları gözlemlenmiştir. Çünkü mıknatıs farklı bir manyetik alan oluşturur ve kuşun dünyadaki doğal manyetik alanı algılamasını zorlaştırır. Ayrıca uzay yolculuğu yapan astronotların da uzun süre Dünya manyetik alanından uzak kalmaları sonucunda bazı fiziksel rahatsızlıklar yaşadıkları belirtilmektedir.

Manyetik alanların sadece şiddeti değil yönü de çok önemlidir. Yeryüzünün manyetik alanı az önce belirttiğimiz gibi dikey bileşeniyle atmosfere kadar devam etmektedir. Yapılan ölçümler bazı bölge veya şehirlerin manyetik alanlarının daha güçlü olduğunu göstermektedir. Mesela maden yataklarının olduğu bölgeler veya bazı dağlar bu güçlü bölgelere örnektir. Güçlü manyetik alanları tespit etmek için özel ölçüm cihazları kullanmalısınız veya Jeofizikçilerin daha önce farklı bölgelerde yaptıkları manyetik ölçümleri incelemelisiniz. Ya da pusula türündeki aletlerin manyetik alandaki hareketlerine bakarak tahmini fikir edinebilirsiniz fakat bu son yöntemle doğru ölçümlere ulaşmak çok zordur. Manyetik alanların hangi bölgelerde daha yoğun olduğu hakkında hazırlanmış "Manyetik Alan Haritaları" vardır ve ayrıca "Maden Tetkik ve Arama" Genel Müdürlüğü'nün de hazırladığı haritalar bulunmaktadır.

Bazı bölgelerin yani mekanların beynimize ve ruhsal yapımıza daha güçlü tesirleri olduğuna dair dini metinlerde örnekler de vardır. Mesela Hz.Yakup bulunduğu yerden Haran'a doğru yola çıkar ve güneş batıp gece olunca ordaki bir alanda uyur. Başını o yerdeki taşlardan birisine yaslar ve uyur yani başının altına taş koyar. Hz.Yakup uykuya dalınca mucizevi rüyalar görmeye başlar fakat bunlar sıradan rüyalar değildirler. Hz.Yakup bu bölgede uyurken rüyasında yeryüzü üzerine bir merdiven dikildiğini ve başının göklere eriştiğini görmüştür ve onda meleklerin inip çıktığını görmüştür. Hz.Yakup uyandığında bu bölgenin çok özel olduğunu ve buranın göklerin bir kapısı olduğunu söylemiştir.

Aslında uyku ve rüya konuları ruhsal boyuta geçiş ile çok yakından ilgilidir. Mesela bir Kur'an ayetinde:

"Allah o canları öldükleri zaman alır; ölmeyenleri de uyuduklarında. Sonra haklarında ölüm kararı verdiklerini alıkoyar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır."(Zümer 42.ayet)

Gördüğünüz gibi ayette uykunun aynı zamanda ölüm hadisesi ile direkt bağlantılı olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla rüyalar sadece anlamsız görüntülerden ibaret değildir ruh boyutuyla da yakından ilgilidir.

Manyetik alanların uyku esnasında beyinle etkileşimine dair ilginç örnekler de mevcuttur. Mesela yoğun manyetik alanlarının olduğu bölgelerde uyuyan bir kişi hayatında görmediği netlikte ve gerçeklikte düşler-rüyalar görebilir. Hatta günahlardan arınmış insanlar bu rüyaları doğaüstü hallere kadar taşıyabilir.

Gerçekten de manyetik alanların fiziksel ve ruhsal yapımıza etkileri olup olmadığını denemek isteyenler Uyku esnasında başlarına yakın bir yerde mıknatıs bulundursunlar. Çünkü mıknatısların da manyetik alanları vardır ve bu da beynimizi yakın mesafede etkiler. Büyük bir mıknatıs bulmak biraz zor olabilir. Fakat müzik hoparlörlerinin içinde yani teyplerde sesin geldiği kolonların içerisinde büyük mıknatıslar bulunur. Dolayısıyla uyku esnasında herhangi bir hoparlörü de başınıza yakın tutarak bunu deneyebilirsiniz. (Teyp veya Hoparlörün elektriğe bağlı olmasına gerek yok kapalı olsun. Yani ses gelmesine gerek yok teyp çalışmasın) Ayrıca mıknatısın yani hoparlörün başa göre uzaklığı, yönü ve açısı da önemlidir (Sağ,Sol,Düz,Ters,Uzak,Yakın...v.s ) Farklı denemeler yaparak yani hoparlörün yönünü ve uzaklığını değiştirerek en uygun açıyı ve hoparlörün yerini farklı uyku denemeleri yaparak belirleyin. Fakat bunu sürekli denemek sağlığa zararlı olabilir o nedenle sadece birkaç defa deneme maksadıyla mıknatıs kullanabilirsiniz. (7-8 defa mıknatıs kullanmanın da bir zararı olmaz)

Nitekim asıl önemli olan yer zemininin yani Doğal Manyetik alanın yoğun olduğu alanları tespit edebilmenizdir.(Sağlık açısından Mıknatısı sürekli kullanmayın) Başta da değindiğimiz gibi doğal manyetik alanlar yer zemininden çıkıp atmosfere kadar devam etmektedir yani uzaya kadar ulaşmaktadır. (Mıknatıs sadece deneme içindir fazla kullanmayınız zararlı olabilir)

Elektromanyetik alanlar Manyetik alanlardan farklıdır. Mesela cep telefonlarından elektromanyetik dalgalar yayılır ve sağlığa zararlı olup olmadığı halen tartışılmaktadır. Fakat manyetik alanların (bizim başından beri bahsettiğimiz manyetik alanların) sağlığa zararlı olduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur.(Bizim bahsettiğimiz manyetik alana Statik yani durgun Manyetik alan da denilir) Mesela birçok hastanede MR dediğimiz Manyetik Rezonans cihazları kullanılmaktadır ve bu cihazlarda çok güçlü manyetik alanlar bulunmaktadır. Sağlığa zararlı olsaydı bu cihazlar günümüz hastanelerinde kullanılmazdı. Fakat dediğimiz gibi diğeri yani Elektromanyetik alanlar zararlı olabilir.
Kur'an-ı Kerim'de yer alan Kamer(Ay) suresinde gelecekte Ay'a gidileceğine dair işaretler yer almaktadır. Kamer kelimesinin Türkçe'deki karşılığı Ay'dır.

"Ay" isimli bu sureden Kur'an'ın sonuna kadar tam 1389 ayet geçer. Hicri takvimde 1389 yılı, Miladi takvime göre 1969 yılına denk gelmektedir, bu da Ay'a çıkış tarihidir. (Hicri 1389=Miladi 1969)
ömer çelakıl'ın çözdüğünü iddia ettiği şifrelerdir.
123456'dır. *
(bkz: kabala)
(bkz: besmele)
diyanet işleri başkanı; ''kuran bulmaca kitabı değildir'' diyerek şifre olayını kestirip atmıştı.
tanrı ne söylemek isterse açık açık söyler. böyle gizemsever, insanları matematik testine tutan, imalı imalı konuşan şakacı bir tanrı, kuran'da tarif edilen tanrı modeline uymuyor. hem bu mucize şifrelerden biri olay ortaya çıkmadan neden bulunamıyor? bir şey olur, ondan sonra ayetler zoraki bir yorumla o şeye yorumlanır '' aa! kuran'da yazıyormuş zaten bu'' denir. bu şifre olayları gündemde olduğunda bir matematik profesörü tv'de bana herhangi bir roman getirin size bundan çok daha ilginç şifreler bulurum demişti. bilemiyorum...
(Bkz: e = m c2)
(bkz: c17hı7(ooc-ch3) 2 no)
(bkz: mucize)
- abi kuran'ın şifresi ne sence?
+ 123456'dır kesin eheee...dızcckcods
- abeeeeaaaa
+ ...
- ana çarpıldı lan 2 dakkada.
isim soyisim değildir. türkçe karakter kabul etmez.
ömer çelakıl'ın bulduğu ve bulmaya devam ettiği şifrelerdir.
Bu şifreler genelde bilimsel bir buluş olduktan sonra zorlaya yırtına uydurulup anlatılmaya calısılır.

Bilim bir şeyi kanitladiktan sonra aa bu kuranda yaziyordu derler bir de!
Yok yaaaa.
Şifresi falan yoktur. Anlaşılır bir dille anlayacağımız şekilde yazılmıştır kur an. Öyle değişik olağanüstü ve karmaşık gözüyle bakmayı bırakın artık.

Sonra gider biliyormuş gibi anlatıp bir de üstüne kendinden bir şeyler katan ve kendisine de itaat bekleyen insanlara uyarsınız.

Yapmayın.

Edit: vay gerizekalılar, bunu bile reddedip ben beynimi kullanmayı kabuk etmiyorum diyorsunuz he, hll spr dvm.

He ağzını kırdığımın salakları he, evet siz milletten masal dinler gibi dinlemeye aklınızı kullanmamaya devam edin.
zorlama anlayışla şifre çıkartmaya çalışan şakirt beyanı. kuranda zaten biz ayetleri apaçık açıkladık diyor. madem şifre var allah neden ben açıkladım desin?
o değil gerçi işin komik tarafı ayetin apaçık olduğunu söyleyen ayet ne kadar açık?
içimde gene kuşku oluştu bak.
yani palavradır efendim, bizzat kuranın içinde palavra olduğu çıkıyor, dıştan zaten mantıksız.