bugün

erkeklere dert olmuş sorun.

lan size ne amk. kuran kapatın demiyor, kadın kapatmak istiyor. sana ne?
ya da kuran kapat diyor o kapatmıyor sana ne arkadaşım sana ne?

kuran yalan söyleme diyor yalan söylüyorsun.
kuran hak yeme diyor hak yiyorsun.
çalma diyor çalıyorsun.
adil ol diyor, olmuyorsun.

tek derdiniz türban,
tek derdiniz alkol,
tek derdiniz midye.
bu zamana kadar haci ve hocalardan bi fayda gormediginiz gibi sadece kurani ve peygamberlerin soyledigi seyleri yapin ortaya karisik din cikaricak yoksa bu camidekiler .
kıyamet midir ne zıkkımdır kopsa da bitse şu tantana yeter usandım.
abi şimdi takribi 1400 senelik bir olaydan bahsediyoruz..

lüffen artık bir karara varın..

tam olarak ne diyor bu kuran arkadaş?

bi takribi 1400 sene daha mı sürecek karara varmanız?

rica ediyorum artık net bir sonuca varın meraktan çatlamak üzereyiz..

müminler kararsız, müminler çilekeş..
ya kardeşim, kur´an´a bakıp, kadın taşlayan var, kur´an´a bakıp "kedicik" olan var, kur´an´a bakıp kadın satan var, kur´an´a bakıp kafa kesen, adam ateşe veren var...

kur´an a bakıp paris´te diskoda eğlenen insanlara otomatik silahla ateş açıp 130 kişiyi öldüren var...

demek ki kur´an öyle kolay kolay anlaşılan bir kitap diil.

ben ondan bunu anlarım.

sen nası anlıyosan öyle yaşa, ama kendi anladığını başkasına dayatma... ama kur´an bakara 256 gibi bir gerçek de var, ayetin ilk cümlesi- herkes aynı çeviriyo onu ..."dinde zorlama yoktur !!" ...bittiiii...

ama mesela kimse bana kafa kestiremez, kadın taşlatamaz, ben de müslümanım ama ben öyle bişey yapmam, orası da öyle yani.
osmanlı müslümanlığını unutturmak isteyen arap emperyalistlerin, saftrik yurdum insanını kandırırak, arap müslümanlığını yaymak için kullandığı dezenformasyondur, arap tarzı giyinmeyi pompalamak.

osmanlı müslümanlığının büyük mücahidi ulu hakan abdülhamid han'ın osmanlı müslümanlığı mirasına sahip çıkalım ve arap müslümanlığının bize dayatılmasına izin vermeyelim.
Horozdan da kurban olur deyip bütün islam alemini güldürüp bizimle dalga geçtiren kavanoz dipli gözlükleri kıvırcık saçlarıyla masum bir görüntü çizen bay zekeriya beyaz söylemi. Nerede yazmış bunları? Otel odasında porno seyrederken mi yazmış? Ne diyordu? "Sosyolojik inceleme yapıyorum". Yersen.
buruda yuvalanan sizi gidi din düşmanları.
kendi kendilerine atıp tutan fetva veren lavuklar.
sen daha iyi m i bilirsin Hristiyanlık yapmayın.
kıçından element uyduran islamcıları kudurtmuş gerçektir.

mevcut ayetler açıkca bugünkü gibi bir örtünmeden bahsetmez. kaldı ki bu tipler oruç, namaz gibi ibadetlere bu kadar önem vermez çünkü onlar görünmez ama örtü görünür bir simgedir ki höt zöt edebilirler bu konuda.
Daha ne desin

görsel

Hiçbir ibadet bu kadar detaylı ve uzun anlatılmamış.
büyük ihtimalle açın da demiyordur. soyunmaya kılıf aramayalım.
Zekeriya Beyaz imam, vaiz ve müftü olarak çalıştı. Sosyoloji dalında yüksek lisans ve doktora yaptı. Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekanı. Bir laf etti, ortalık birbirine girdi. Hem tv ekranında hem de kitabında, Kuran'da örtünmeyle ilgili hüküm olmadığını söyledi. Beyaz, Nur Suresi'ni ve bu surenin inişine neden olan zina iftirası hikayesini anlattı.

Müslüman kadın güzel ve lüks giyinmeli

Prof.Dr. Zekeriya Beyaz, kitabında, giyimle ilgili şöyle diyor: ‘‘islam giyim-kuşamı güzel ahlaklı olmak ile birlikte düşünülmüştür. Kuran-ı Kerim'den önce hıristiyanlarda bir ruhbanlık inancı vardı. Buna göre dünya zevklerinden, dünya güzelliklerinden uzak olmak esastı. islamiyet bunu kaldırdı. Kuran-ı Kerim diyor ki,‘‘Allah'ın ziynetlerini, süsleri kim haram kıldı. Süsler ziynetler, güzel giyinme haram değil' Yüce Allah hadislerinde, kullarına vermiş olduğu nimeti, onların üzerinde görmekten hoşnut olduğunu gösteriyor. Müslüman erkek ve kadınlar güzel, temiz ve lüks giyinmek durumunda. Dünyadaki bütün ziynetler, nimetler öncelikle müslümanlaradır. Hanımlar dişiliğini değil, kişiliğini öne çıkarmalıdır. Güzel, asil ve müzeyyen, süslü alımlı olmalıdır.’’

Hicretin 6'ncı yılında beni Mustalık kabilesine karşı bir sefer düzenlendi. Hz. Peygamber eşi Hz. Ayşe'yi de beraberinde götürmüştü. Seferden dönüşte, Medine'ye yakın bir yerde konaklandı. Hz. Ayşe, tabii ihtiyacını gidermek üzere birlikten uzaklaştı. Geri dönüşünde boynundaki ziynetini, gerdanlığını düşürdüğünü farketti. ihtiyacını giderdiği yere gitti. Aramaya başladı. Orada oyalandı. Geri döndüğünde kafilenin gittiğini gördü. Orada oturdu bekledi. Çünkü, o zaman kaybolanlar oturduğu yerde beklerdi. Derken, uyudu kaldı.

Bir süre sonra ordunun artçısı Safvan bin Muattıl geldi. Hz. Ayşe'yi gördü, kendi devesine bindirdi. Orduya ancak sabahleyin ortalık aydınlanıca ulaşabildiler. Kötü niyetli münafıklar, ‘‘Safvan ile Ayşe geceyi birlikte geçirdiler’’ diye iftira ettiler.

Hz. Peygamber, üzüntüsünden günlerce dışarı çıkmadı. Hz. Ayşe hastalandı ve baba evine gitti, orada kalmaya başladı. Safvan bir şiir ile kendisini suçlayan şair Hassan'ı kılıç ile vurup, yaraladı. Hazrec ve Evs kabileleleri az kalsın savaşa giriyorlardı. Hz. Peygamber yatıştırdı.Hz. Peygamber, sahabelerin ileri gelenlerine konu hakkında görüşlerini sordu. Hepsi konunun bir iftira olduğunu söylediler. Yalnız Hz. Ali, Hz.Peygamber'e Hz. Ayşe'yi boşamasını ima eden tavsiyede bulundu.

KiTABA KELiME SOKTULAR

30 gün sonra Nur Suresi indi. Nur Suresi, iddiaların bir iftira olduğunu anlatıyor. Ayrıca, ziyneti, gerdanlığı yitirme konusu da dahil olmak üzere birçok meseleyi açıklığa kavuşturuyor. 30 ve 31'inci ayetler önceki ayetlerle birlikte bir bütünlük içinde sorunlara çözüm getiriyor.

Ayet diyor ki, ‘Örtünüzü veya böşrütünüzü - iki anlama da gelir- göğüs değil, bu yakaların üzerine örtün’, ziynetinizi kapatsın, gerdanlığı kapatsın, kimse görmesin. Ancak bu ziynetlerinizden görünenler müstesna yüzük gibi küpe gibi. Bunun dışında ziynetlerinizi göstermeyin.

Nur Suresi 30 ve 31'inci ayetlerin tesettürle ilgisi olmadığı halde, daha önceki ayetlerden ve iftira olayından bağımsız gibi ele alınıyor ve kelimelerin anlamları kaydırılarak yanlış yorum yapılıyor. ‘Ziynetinizi, yani gerdanlığınızı örtün’ anlamı yanına 'yerleri' kelimesini ilave ettiler.

Allah'ın kitabına bir parantez içinde soktular. Sokunca da 'ziynet yeri' oldu. Böylece de 'ziynet yerini örtün' dendi. O zaman da ziynet yeri, ne oldu? Başı, bedeni oldu. Halbuki kastedilen tamamen ziynet, gerdanlık, takılar, altın ve gümüştü. Bu ayette baş kelimesi hiç yok. Örtünün ziyneti örtmesi söz konusu.

Göğüsleri açık müslüman kadınlar

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın, Haziran ayında yayınlanan 'islam ve giyim kuşam' adlı kitabındaki çizimler büyük gürültü kopardı. Göğüsleri açık, mini etekli, iki ‘müslüman kadın cariye’ çiziminin altında 'Müslüman cariye hanım, toplum içinde bu kıyafetle gezer ve namazını bu halde kılabilir' yazısı tepkilere neden oldu. Prof. Beyaz bu konuda şöyle dedi:

Hanefi, Şafii ve Hanbeli mezheplerine mensup müslüman cariyeler, diz ile göbek arasını örterlerdi. Bu kıyafetlerle namaz kılar, çarşıda pazarda dolaşırlardı. Maliki mezhebine göre ise sadece ön ve arka edep yerleri örter, yani bir mayo giyerek namaz kılar, dolaşırlardı. Eğer Kuran'da kadınların baş, kol ve şura buraları şöyle örtünmeli, böyle örtünmeli diye bir hüküm olsaydı, bu tip mezhepler böyle hüküm verir miydi?

Bugün normal müslüman hanım böyle namaz kılamaz. Kadınların namaz kıyafetlerinde aynı zamanda ritüellik vardır. Bugünkü hanımlar da zaten cariye değildir. Bu kıyafetle namaz kılmayı tavsiye etmem söz konusu değil

islamiyetin ilk dönemlerinde savaş esirleri cariye kabul edilirdi. Bunlar müslüman oldukları halde o vasıfları devam ederdi. Kuran'da kadınların saçı başı örtülecek diye kesin ayet varsa, mezhep imamları, müslüman olan bu cariyelere neden o ayetleri uygulamadılar. Hür hanımların başının baskı altına alınmasının sebebi ise çok evlilik ve cariyelerle nikahsız yaşamadır. Evin beyi cariyelerle nikahsız yaşarken, hanımının, başkasına giderek kendisinden cinsel intikam alacağı korkusu ile başını örttürerek cinsel intikam almaktadır. Burada ısrarla altını çizdiğimiz şey, örfe bağlılık, halkın kabulüne bağlı olmanın esas olduğudur. Arap örf ve adeti öyleydi.

Müslüman bayanlar evlerde tuvalet olmadığı için bu ihtiyaçlarını şehrin dışında hurmalıkta geceleyin giderirlerdi. Cinsel tacize uğrarlardı. Hz. Peygamberimiz bu cinsel tacizi yapan saldırganları buldu. Onlar da, ‘‘Biz bunları cariye sanıyorduk’’ dedi. Onun üzerine, Ahzab Suresi'nin 59'nci ayeti geldi. Ayette; ‘‘Müslüman hanımlar def-i hacet için dışarı çıkınca bir çarşaf yani cilbas gibi baştan aşağı örtsünler ki, tanınsınlar. Cariye olmadığı anlaşılsın. Tacize uğramasınlar‘‘ deniyor. Şimdi, ne cariye, ne de böyle taciz var. Kimsenin örtünmeye ihtiyacı yok.

Kuran'da böyle örtüneceğine dair açık, kesin bir ayet yoktur. Bağırıyorum. Bunun yokluğunun en açık belgesi cariyelerin kıyafetidir. Ben bunu 35 sene önce öğrendim. Oysa, vaazlarda, ' bir kadının saçının bir teli gözükürse 1000 sene cehennemde yanar' deniliyordu. Bunu görünce anama çok acıdım. 60 yaşındaydı, cehennemde yanacaktı. Ancak, islam hukuku kitaplarını okuyunca böyle olmadığını gördüm. isyan ettim. Bu kitaplarda tarif edilen cariye kıyafetini günü gelecek, islam kitaplarında yayınlayacağım dedim.

Zekeriya beyaz- Hürriyet Haber- 09.12.2000 yazısıdır.