konyalı erkeklerinin hitap etme şekilleri

orta anadolu'ya özgüdür.

ortam değil, ortaam. toprağım değil topraam daha samimi ise yarraam.

gardaş, akraba falan da olabilir.

konyadan erkek mi çıkmıştır ki hitap şekli olsun düşüncesini akıllara getirir.

Ne erkeği la adam Çıkmaz.

--spoiler--

bir hemşehrin olarak duyduğum utancın haddi hesabı yok.
zaten 2000 lisin, var yok gibisin.

hem ekmeğini yiyor, suyunu içiyorsun. hatta bizzat yediğin çoğu mahsulün
(buğday, nohut, fasulye vb.) yetiştiği topraklara ve o toprakla yoğurulmuş insanına ihaneft ediyorsun.

bir kere mağazadan olsun, pazardan olsun asla toprağım, ortağım diyen bir satıcıyla hiç mi hiç karşılaşmadım, üstelik senden daha önce doğmuş biri olarak buna hiç rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.

bu yazıyı yermek için yazmışsın ama trollüğün hiç lüzumu yoktu.

ve ayrıca hiç utanmadan türkiye'de seçkin üniversiteler arasında olan selçuk üniversitesini ve hatta bazı dallarda öncü olan bu kurumda okuyacak öğrencileri engelliyorsun. madem nankörsün bari gerçekleri çarpıtma hiç değilse eleştiri yazısını düzgün yazsaydın.
ilerleyen zamanlarda memleketim hakkında bir eleştiri yazısı yazacağım ve gerek bu girdiyi gerekse konya başlığını güncelleyerek bu topraklarda okumak isteyen, mevlana'nın torunlarını tanımak isteyen ve konya'ya turistik gezi yapacak arkadaşlara bilgilendirici bir yazı yazacağım.
--spoiler--

diye düşündürmüş bir başlıktır.

15 yılda konya'yı tanıyan yazarların olduğunu göstermiştir.
aklı fikri karıda kızda olan bir yazarın söylediklerine pek de takılmamak gerekir.

zaten konya'nın insanını tanımak için bir miktar bu topraklarda tatil yapmanız gerekir.

ha kafa yapısını tanımak için yıllarınızı burada geçirmeniz gerekir.
çünkü meram'ın insanı, karatay'ın insanı, selçuklu'nun insanı çok farklı kafa yapısına sahip.

ve artık eskisi gibi yobaz (!) bir halk yok burada.
kimse kimseyi umursamıyor.
cumhuriyetin ilk yıllarında oruç tutmayanı hiç yanında istemeyen bir toplumun artık hiç umursamadığını görebiliyorsunuz.
hatta öyle ki tuttuğunuz ramazan orucunun nafile orucuymuş gibi hissetmenize sebeb oluyor. zira her cafe, restofan bu mübarek ayda bile tıklım tıklım dolu.

kimse konya insanını bir bölgeye bakarak tanıyorum diyemez.
selçuklu, meram, karatay gibi merkez ilçelerin insanı birbirinden farklı olduğu gibi merkezi olmayan ilçe ve kasaba ve köylerinin insanı da farklı bir kafa yapısına sahip.

yıllarınızı bu topraklarda geçirmeden bu sonuca ulaşamazsınız.
hele hele 2000 doğumlu biriyseniz komşunuzdan daha fazla insanı tanıyamazsınız. daha dün karşıdan karşıya geçerken annesinin elinden tutan bir yazarın bu şekilde ben bilirim iddiası da ayrı bir garip doğrusu.

banay?
o ne demek oluyor? banal olmasın o?