bugün

rutinden sıkılmayan silik ve cahil insanların zevk aldığı dizilerdir...
tıraş senaryolar yazmak yerine, açıp içtihatları okusalar konu sıkıntısı çekilmezdi...
belirli seviye farkını gözler önüne seren dizilerdir. çekilsindir. izleyen kişi yorumları çekilir türden olmasada hayat farklı renklerle güzeldir.
ülke gelişene kadar katlanılacak müptezel dizilerdir.kandemir konduk ve birol güven in başbaşa verip lost a rakip bir dizi senaryosu yazamayacakları hesaba katılırsa epey daha beklememiz gerekecek.
amerika yapımlı dizilerin bilgi düzeyimizi üst seviyeye çekmesinden dolayı insanda yaşama sevinci bırakmayan durum.
gelmiş geçmiş en iyi örneklerinden biri çocuklar duymasın'dır. birol güven bu konu kabızlığından çıkış yöntemi olarak da boşanma konusunu öne sürer hep. dizinin yayınlandığı süre boyunca bir kaç kere gündeme gelmiştir bu haluk-meltem boşanması, hep de aynı şekilde son bulur.
genç fikirli senaristlere kapıları açmadıkları sürece karşılaşılabilecek olan durumdur. (bkz: türkiyede senaristlerin önemsenmemesi)
tüm karakterlerin ona benzeyen ama gerçekte o olan ikizleri çıkar bunlar birbirleriyle karışır sonunda ikside kendi yaşamlarının daha iyi olduğuna karar verir.
evlenmek isteyen ama söz verdiği için evlenmek istediğini sevgilisine söyleyemen kızın hijayesinin anlatıldığı ey aşk nerdesin dizisidir. ki saçmadır söz konusu türk kızı ise böyle birşey asla olmaz.
yakın zamanda inşaat aile şirketleri konularına el atmış, sinir katsayısını yükselten saçmalıklar...
(bkz: türk dizilerinin hiç birini izlememek) türk dizileri dediğimiz şey aynı saçmalıkların farklı biçimde anlatılmasından başka birşey değil.
kişileri değiştirip aynı konuları işlemekten ne zevk alıyorlar anlamıyorumki insan çıkartırken bir düşünür.
bir erkeğin evdeki tüm dişileri hamile bırakması favori kabızlığıdır bu dizilerin.
bu tarz dizilerin yazarlarına the oz dizisini izlemelerini öneririm. adamlar bir hapishaneden 6 sezonluk dizi çıkarmışlar daha da isteseler 16 sezon bile çıkardı. işin ilginç yanı ne salak bakışmalar var ne de sıkıcı bir dakika.
bi yerden sonra hepsi ya aşirete bağlar, ya da mafyaya...
hayal gücü de ölmüş hale bak...
özgür düşünce tamam ama özgün düşünce sıfır...
(bkz: yazıyla sıfır)
(bkz: rakamla 0)
aşk-ı memnu

hizmetçi beşir'e,
beşir nihal'e
nihal behlül'e
behlül bihter'e
bihter hem behlül'e hem adnan'a
matmazel adnan'a aşık olur.

melekler korusun

ipek önce erkana, sonra barış'a daha sonra levent'e
esin ( aynı zamanda ipek'in yakın arkadaşı ) önce erkan'a, şimdi... umm. şimdiki oynaşının adını hatırlayamadım.
ipek'in diğer can ciğer arkadaşı.. heh! hatırladım özgür * önce deniz'e şimdi ipek'in eski büyük aşkı barış'a aşık olur.

kavak yelleri

aslı once deniz'e, sonra efe'ye, sonra adamın birine * sonra diziye sonradan eklenen avrpu yakasındaki çaycıya sanırım aynı zamanda yine deniz'e galiba son durumu takip edemedim.

deniz önce mine'ye sonra aslı'ya sonra yine mine'ye

ömre bedel

cesur önce köyündeki kızla evlenir, sonra kız ölür ablasına aşık olur, ama buna rağmen aşık olduğu kadının kocasının kardeşiyle evlenir. falan fıstık.

aaaa yaprak dökümünü nasıl unuturum, aşk olsun sey you mis mi!

yaprak dökümü

ooff bu da çok karışık ya. burda herkes birbirine. özet geçtim.
yalnız bana da pes yani, nasıl da aklımda tutmuşum hepsini. ey gidi.