Bazı sofy amcaların telefonu kapatırkendediği ve bazı dini filmlerde gördüğüm olaydır. Anlam veremediğim bir durumdur.
--spoiler--
yaram var ve konuya ilşkin anlatacağım bir hikayem.

misket yuvarlayıp arkadaşları üttüğüm dönem. henüz pantollar kısa ve banyo yapmanın pazardan pazara olduğu vakitler.

babam solcu. rahmetli ecevit'le büyümüş. adam öldü hala "o varken" diye başlar siyasi cümleleri.

amcam ve abim sağcı. her pazar "spor stüdyosu" ekrana girince başlayan futbol kızdırmacaları, sabah kahvaltılarında ise politika havasına bürünür. nerden gelir sabah sabah akla o kelimeler bilmem. her daim amcam baba ve abim siyasi olarak anlaşamazlar, abim ve amcamın kurduğu kutsal ittifak, babamın siktir çekmesiyle isyan bastırılırdı.

sonra teyze oğlu peydahlandı. yok zaten vardı da, dinci hümanist ibne gibin bişey olmuş. lan zaten ailenin içi meclis gibi, bu ne şimdi? neyse, teyze oğlununda aileye katılmasından sonra, sağcıların sandalye sayısı 3 e yükseldi. kahvaltı masası yani.

sonra,

babam vs abim+amcam çarpışmaları devam ederken, teyzeoğlu da katılmaya başladı bunlara. yalnız odaya her girdiğinde selamunaleyküm, odadan su almaya çıksa bile selamunaleyküm diyordu. lan ilk zaman biraz garipsedim. sonra baymaya başladı. sıkıldım. aralarına girmemeye karar verdim.

ten years later..

babam: göbeği ve siyasi düşünceleri aynı.
abim ve amcam: ortak iş yapıyorlar. global komünizm ve para kazanma arzusu öyle becermişki düşüncelerini evlerden ırak. bu kadar asimile olunur.
teyzeoğlu: saçlarını uzattı. keman çalıyor. şerefsizde tip de var. bi ara dikkat ettim, telefonu kapatırken;

t.oğlu: tamam baba var mı bi isteğin?
ben: yok sağol. senin var mıdır
t.oğlu: eyvallah. hayde eyvallah..

hani lan selamunaleyküm'e ne oldu? ya hümanist din kokteyli profiline? öyle işte.. baskı altında, ertesi gün cennetin tapularını dağıtacakmış hissiyatı verirseniz çocuklara, böyle patlar. deforme olmuş, vaktinden önce ocağın üstünden alınmış düşünceler.

hayat işte.
--spoiler--
konuşma başlarken demesi gerekirken sonunda söylemesi hatların biraz karıştığına işaret olabilir.
allah'ın selamı üzerinde olsun manasında olduğundan yadıranmayası eylem.
güzel bir davranıştır. hem ilk karşılaşıldığında, hem de ayrılırken bu şekilde selamlaşmak islami bir adettir.
dilimizde daha çok konuşmaya başlarken veya karşılaşıldığında söylenen bir sözcük olması hasebiyle yadırganan ama alışkanlık icabıysa eğer çok da üstüne gidilmemesi gereken eylem. *
anlamı göz önüne alındığında, herhangi bir faaliyete başlarken vaya sona erdiririlirken söyleniyor olması farklılık arzetmez.
(bkz: kingdom of heaven)

o kadar karizmatiktir ki...
alperenci gençlik çok yapar bunu. bulundugu ortamı terk edince ''hayde selamun aleyküm'' der ve uzaklaşır. bildiğim kadarıyla allah'ın selamı üzerinizde olsun diye söylenirmiş.
konuşmayı da merhabayla bitirmeyi bekleten durum.
selamın aleyküm merhaba değil allah'ın selameti üzerinde olsun demektir. Aynı selameti ayrılırken de diler, mesele bundan ibarettir.