bugün

"medeniyetler çatışması" karşıtı, barış yanlısı, 2005 yılında vizyona girmiş kalite film.
klişelerle dolu ,vasat , kötü kurgularla mahvedilmiş bir ridley scott filmi...cast yönetimi de son derece başarısız
kumandanlığını selahaddin eyyübi'nin yaptığı islam ordusuyla ,kumandanının kim oduğunu bilmediğim hıristiyan ordusu arasında kudus'e sahip olmak maksadıyle yapılmış savaşı anlatan filmdir!..belki de batı tarafından yapılan filmler arasında "ömer şerif"ten sonraki tek islam muhalifi olmıyan, müslümanları kötülemiyen hattâ metheden filmdir!..
orlando bloom un başrol altında ezildiği büyük ama fazla da başarılı olamayan yapım...gladiator den sonra pek gitmiyor doğrusu...
maskeli hristiyan kralı edward norton un oynadığını duyunca dumur olduğum film. * *
filmdeki bazi olaylar ve gercekte ne oldugunu vermek gerekirse:

1) cuzzamli kudus krali devamli olarak selahaddini oldukca gencken yendigi bir savastan bahsediyor. bu savas buyuk ihtimalle selahaddin'in kudus ve templar ordularini ilk olarak bozguna ugrattiktan sonra bir daha karsisina bir kuvvet toplanamayacagini dusunerek ordusunu ganimet yagmalamak icin arazide serbest biraktigi sirada kudus kralinin ve lord reynald'in yenilmis ordudan geriye kalanlari toplayarak yaptiklari surpriz saldiri. selahaddin de bu savastan buyuk dersler aliyor ve canini zor kurtariyor - ki filmde de az kaldi olduruluyordum diyor.

2) balian karakteri aslinda fransadan gelmis bir demirci degil. kutsal topraklarda buyumus ve yetismis, gayet normal yollarla babasinin varisligini almis birisi. ayrica gayet iyi egitimli ve savunma sanatlarindan haberdar. kendisi filmde oldugu gibi kuduste kalmiyor, hittin savasinda yer aliyor ve esir oluyor. selahaddin'e kudusten ailesini alip trablus'a gidecegini soyleyerek canini bagislatiyor fakat sozunu tutmayip kudus'e varinca piskopos tarafindan ikna edilip savunmayi devraliyor. ayrica prenses sibylla ile bir aski da soz konusu degil. ayrica olaylardan sonra fransa'ya donuyorlar ki bu da yanlis, balian ibelin topraklarina geri donuyor, oralar da elden cikinca kuzeydeki hacli kralliginda yeni topraklara sahip oldu.

3) sibylla karakteri filmde kocasi guy de lusignan'a karsi ve onu terkedip balian'la fransa'ya donuyor. halbuki kendisi kocasinin ardindan tripoli'ye donuyor ve buralarin fethinin ardindan lusignanlarin satin aldigi kibrista hanedani devam ettiriyor.

4) selahaddin eyyubi filmde kudusun teslimi sirasinda herkesin caninin bagislandigini ve serbest oldugunu soyluyor. halbuki gercekte belli bir kurtulus akcesi ile serbest birakilma sansi var. nitekim zenginler kolayca serbest kalirken piskopos cimriliginden pek cok kisiyi kurtarmiyor. fakirlerden kadinlarin ve cocuklarin ise kurtulus akce miktari daha az oldugundan onlardan daha cok affedilen oluyor. digerleri ise kole olarak komutanlar arasinda paylasiliyor. fakat cogu komutan kolelerini bagisliyor. bagislamayanlar da yok degil.

5) filmde inatla musluman ordusu cok kalabalik gosterilmis. hittin savasinda muslumanlarin sayisi daha azdi ancak hacli ordusu susuzluk ve yorgunluk faktorunun de etkisiyle hittin tepelerinde cok iyi mevzilenen selahaddin eyyubinin kurt taktigi ile imha edildi.
soundtrack inde kardes turkuler inde bulundugu film.
iki sene önce sinemada, kız arkadaşı adayımla beraber izlediğim, sonunda da filmdeki bir romantik sahne sayesinde artık bir sevgilim olmasını sağlamış film.
orlando bloom' un başroldee oynadığı film, beni benden almıştır. hele bir de mancınık sahnesi vardır ki, izlerken tadına doyum olmaz.
yürüyen karizma hasan mesud'un selahhaddin eyyübi'yi canlandırdığı film.
yönetmenliğini ridley scott yapmıştır.
1 sene önce türkmen tv'nin * orjinal dilde türkçe alt yazılı olarak yayınladığı film. sanıyorum korsan olarak yayınladılar çünkü kısa bir sürede bu filmin yayın haklarını almaları hiç kolay değildir.
ibelin baronu balian karakterini canlandıran orlando bloom un karakterle uyuşmaması dışında çok beğendiğim dönem filmi. orlando bloom kalitesini kanıtlamış bir oyuncu fakat kanımca bu tarz tarihi, epik filmlere yakışmamakta. efemine, baby face tarzıyla, 1000 yıl öncesinin acımasız haclı ordularının arasında dikenlikteki çiçek gibi kalmış. zorlamaya gerek yok, koy nothing hill, love actually gibi yapımlara aslanlar gibi ağlatsın kızları. kudüs kralını edward norton un canlandırdıgı konusu da muamma, imdb dahil hiç bir yerde yazmıyor, hayırlısı..
--spoiler--
dünya'yı daha güzel bir yer yapmaya çalışmayan insan, insan değildir.
--spoiler--
--spoiler--
müslümanlık itaat edin dedi, hristiyanlık ise karar verin.
--spoiler--
güzel bi sahne kaldı aklımda bu filmden...

''selahaddin will not show the mesty...''
o nasıl bir soundtracktir. dvd 'nin menüsü açıkken backround'ta çalan bir parça adı herneyse artık tüylerimi diken diken yapiyor.

(bkz: Harry Gregson Williams)
yönetmenliğini ridley scott ın yaptığı başrollerinde orlando bloom, eva green, liam neeson ve jeremy irons gibi iyi oyuncuların bulunduğu 2005 yapımı filmdir. hikayesi 12. yüzyılda 2. ve 3. haçlı seferleri arasında geçen sürede işlenmektedir. gerçekten az da olsa çarptırılmış olmakla beraber batı dünyasındaki müslümanlara karşı olan kötü bakışın yıkılması açısından iyi sayılabilecek bir film.*

--spoiler--
bir demirci olan balianorlando bloom karısının intihar etmesi ve kendisinin de bir papazı öldürmesi sonucu kendini suçlu hisseder. günahlarının affedilmesi için, papazlardan öğrendiğine göre tek şansı jarusalem e gitmek ve orada haçlı ordusuna katılmaktır. babası godfrey* i bulur. ve haçlı ordusuna katılmak üzere kudüs topraklarına gider. ve olaylar gelişir.

bir kaç film hatası elbette mevcut. ancak ben bunları film hatası olarak adlandırmaktansa filmdeki senaryo değişiklikleri olarak nitelendirmek isterim. örneğin filmdeki muhteşem kahraman balian aslında bir kahraman değil. kudüsü savunduğu doğru. ancak savunduktan sonra selahaddin onu serbest bırakırken kendisine karşı bir daha savaşmama yemini ettirmiştir. balian dinlememiş ve aslan yürekli richard ile beraber tekrar 3. haçlı ordusuna katılmıştır.

filmden farklı olarak balian aynı zamanda hattin savaşında da yer almıştır. bu savaşı filmi izleyenler bilir. çok kısa bir sahnede geçer. ordular tam yürür. araya saçmasapan bir sahne girer. bir de bakarız oklanmış cesetler dolu heryerde.

ve de edward norton un canlandırdığı ancak yüzünü göstermediği cüzzamlı kral Baldwin IV* bildiğim kadarı ile maske takmamaktadır. aynı zamanda hayatının son yılında ayağa kalkamamaktadır ve kördür. bunlar gerçekle oynanan sadece bir kaç değişiklik.

filmin en etkileyici sahneleri ise, balian ın iki düzine atlı ile yüzlerce ata saldırması ve üstten çekimde çok rahat görülebilen arapların uyguladığı turan taktiği. ridley scott ın bunu es geçmemesi gerçekten biz türk izleyicileri şaşırtmış, ve hatta mutlu etmiştir. aynı sahnede arka planda çalan şarkı ise hans zimmerin öğrencisi olan Harry Gregson-Williams tarafından bestelenmiş ve sahneye çok da güzel uymuştur.*

yine de bu sahnelerin görkemli olması asıl nedeni, ridley in önceki başarılı savaş filmlerinden biri olan gladiatorden almış olması. bazı sahneler ise (örneğin yukarıda geçen atlı savaş sahnesi) the lord of the rings filmini çağrıştırmakta.
--spoiler--

oyuncuların performanslarına gelince bana göre;
orlando bloom, legolas gibi karizmatik bir karakterden sonra troy'daki paris karakteri ile oldukça ezilmişti. şimdi başrol olarak karşımıza çıkıyor ama kurgudaki sorunlar yüzünden abartılıyor. hangi demirci kudüse gidip koskoca kaleyi savunabilir, kültür ve gaz dolu bir konuşma ile halkı gaza getirebilir. gerçekten kopan noktalara rağmen oldukça iyi olmuş. performansı iyi. genç kızların sevgilisi zaten.
eva green ise biraz daha soluk gibi görünse de en önemli sahnelerde, birden bire kameranın kendi yüzüne dönmesi, ve yüz ifadesinin gösterilmesi açısından yararlı olmuş. sybilla karakteri için olabilecek en iyi kişiyi seçmişler kanımca.
liam neeson, her zaman bildiğimiz liam. karizma. az ve öz konuşuyor. etkiliyor oldukça.
jeremy irons da öyle. tiberius rolü onun için tam biçilmiş kaftan.

az kalsın unutuyordum. filmde selahaddin eyyubi yi ghassan massoud oynamıştır. ve çok da başarılı olmuştur.
bana göre en iyi performans edward norton. her ne kadar yüzünü göstermese de. konuşması sadece yetmiş, bana filmi izlerken fight club ı hatırlatmıştır.
aslında film hakkında daha çok söylenecek şeyler var. ama genel olarak şöyle sonlandırabiliriz;
konusu açısından bir ilk. haçlı savaşlarını içeren bir film çekilmedi. aynı zamanda ridley scott çok iyi bir seçim. ancak film bana göre glasyatör ün orta halli bir kopyası.
müzikleri derhal internetten bulunmalı, indirilmeli veya bayilerden alınmalı.
dvd menüsünde crusaders* adlı şarkının çaldığı film.
orlando bloom'un kanımca en iyi performansını sergilediği film. edward norton sağolsun bizleri kendisinden mahrum bırakmamıştır. jeremy irons abimiz de kendisinden bekleneni vermiştir. riddley scott üstadımız ise gerek kostümler; gerek savaş sahneleri; gerek kudüs'ü yansıtmada tüm hünerini sergilemiştir.
rome dizisinde vorenus'u canlandıran kevin mckidd de filmde bir ara gözükmüştür.

zorba'nin notu : efendim bu filmde kudüs'ü savunan hristiyan komutanların alayı geri dönmüşlerdir kudüs'ü geri alabilmek için. yalan dolandır esas oğlan'ın "i am blacksmith" demesi.

ayrıca: filmi izleyip aklına takılan varsa; selahattin eyyübi türk kökenlidir.
filmdeki müslüman karakterlerin tamamını müslüman oyuncular canlandırmıştır.
başta jeremy ırons olmak üzere; orlando bloom, liam neeson, alexander siddig, ghassan massoud ve edward norton gibi büyük oyuncuları buluşturmuş; bir de yanlarına eva green gibi bir bebeği ekstradan vermiş filmdir.

ayrıca gladiator deki russel crowe ile bu filmdeki orlandı bloom u karşılaştırmak, abesle iştigal etmektir. çünkü balian ve maximus çok farklı karakterlerdir.
kerak kalesi önündeki savaşın harika canlandırıldığı film.
bir dvd dergisinin (başka bir anlamı yok derginin) promosyon olarak verdiğini görünce tekrar izlemek istediğim, iyi de ettiğim film.

filmde templar denen kesim, "tapınakçılar" oldukça entrikacı ve kimilerinin betimlediğinin aksine çirkef resmedilmiş.

çirkef deyince, kimileri gibi şirin ve tatlı bir anlamda kullanmıyorum.

onun haricinde, sonunun daha güçlü olması gerektiğini o zamanlarda da düşünmüştüm, şimdi de.

klişe olmasın: sonu güçlü derken daha deruni anlamlar, mesajlar vermesinden bahsediyorum. tamam, kutsal olarak addedilen şeylerin insanlığı baskı altına alması diyoruz. fakat bunu daha belirgin, çarpıcı olarak ortaya koysak şüphesiz daha iyi olurdu.

unutmadan, türkiye'deki dvd versiyonunda tarihsel bilgiler serpiştirilmiş mtv'de kliplerin yanında şarkıcının geçmişi hakkında notlar verilmesi gibi. adı da "pilgrims guide". adı gibi ingilizce olmuş ama tarihsel olarak papanın vs. değişlerine uzun uzun yer verilmesi güzel. meraklısı takip eder.
Yönetmenliğini ridley scott'ın üstlendiği başrollerde Orlando Bloom, Liam Neeson ve güzeller güzeli Eva Green'in olduğu haçlı seferlerine oldukça objektif şekilde yaklaşan bir film. Ayrıca edward norton bu filmde cüzzamlı kral rolündedir ve film ona hayran olan beni mutlu etmiştir yüzünü göremesem de. aYrıca bugün saat 20:00 'da show tv tarafından yayınlanacak.
izlenirse asla pişman olunmayacak bir filmdir. ortalamanın üstünde güzel vakit geçirtebilecek bir filmdir. *
güncel Önemli Başlıklar