bugün

hayal olarak, kağıt üzerinde güzel görünse de çok ciddi problemler vardır ulaşılmasında.
bolşevik devrimi sonrası, lenin, bir avrupa ülkesinde devrim olmasını çok istemişti. eğer tek bir devlet bile komunist devrimi tercih etse, bunun bir devlete bağlı sistem olmadığı ispatlanmış olacaktı. özellikle fransa ve almanya'da ciddi çalışmalar olmuştur.
aynı dönemlerde yeniden yapılanmaya giden türkiye'yi farkeden lenin, dönemin türk büyük elçisi ile sıkı ilişkiler kurmuştur ve türkiye'nin komunist sistemi düşünmesi gerektiğini söylemiştir.
ancak büyük elçi ilk olarak şunu belirtmiştir, komunist devrimin temel yapı taşları türkiye'ye uymuyor. en basit tanımla, siz, sınıfsız bir toplum kurmak istiyorsunuz. türkiye'de hiçbir zaman sınıf sistemi olmadı. bununla birlikte, ne yönetimi devralacak kadar gelişmiş bir işçi sınıfı ne de yönetimi elinde tutan güçlü bir burjuvaya sahiptir. bu sebeple komunist devrim türkiye'ye uygun değildir.
(bkz: hayallerde yaşıyor bazıları)

"olur mu böyle olur mu kardeş kardeşe vurur mu

gahrolası gomünikler bu vatan size kalır mı?" dizlerini akıllara getiren hayal.
eskiden her türk gencinin hayali olan ülkedir. mücadele bile verilmiştir ama ne zaman ki iktisadi idari bilimler fakültesi kazanılmış, okunmuş, bitirilmiştir. o an hayal olduğu anlaşılmıştır. şimdilerde mühendislik okuyan arkadaşlarla yapılan tartışmalar bu nedenledir. mühendis arkadaşlar gerçekleri öğrenemediği için hala mücadele etmektedir.
Ancak ve ancak sosyalist bir sınıfın halk savaşı ile iktidarı ele geçirmesinden sonra gerçekleştirebilecek olandır. Herşeyden önce halkın kendi içinde bir " irade devrimi " yaşaması gereklidir. Bu noktada ise kapitalizmin yavaş yavaş sosyalizme dönüştürülmesi için sınıf partisinin kapitalist sistemi tersyüz edecek marksist-leninizmin kararlı bir uygulayıcısı olmasını zorunlu kılar. Zira ülkemiz halk savaşını Kurtuluş savaşı ile kazanmış olup yine kendi eliyle bu zaferi burjuvazinin eline bırakmıştır. Ne hayaldir ne de ütopyadır. Devrimciliğin mistik ya da sufi yönleriyle ilgilenecek olsaydık her şeyi haktan beklerdik. Hacı Bektaş-ı Veli'nin sözleriyle bitirelim :

"Hararet narda sacda değil ,
Keramet hırkada tacda değil ,
Her ne ararsan kendinde ara ,
Mekke'de Kudüs'te hacda değil! " ( AB ve ABD'nin kıçının kenarındaki yerli gominikler için yazılmış sanki)