bugün

tarihin ilk defa bilinçli olarak "türküm" diyerek insanları türk'e düşman eden kürt isyankarlarındandır. bunlardan günümüzde pek çok vardır ve kasıtlı olarak yapmaktadırlar.

dersim isyanının başlatıcısı ve örgütleyicisi olarak gösterilsede son 14 senesinde dağlarda saklanmak zorunda kalmış, 1937 de ölmüştür. Dersim isyanının esas mimarı *Seyit Rıza ile yakın ilişkileri vardır.

--- alıntıdır;

Alişir, öldüğü zaman "-9 Temmuz 1937" tahminen elli beş yaşlarında idi. Alişiri ilk defa siyaset ve mel'anet sahasında, Koçgiri aşireti reisi Mustafa (Paşa) nın kâtibi olarak görüyoruz. Dersim havalisinde tanınması, birinci Büyük Harpte Erzincanda Ruslarla teşriki mesai ettiği zamana tesadüf eder. Erzincanda Rusların et müteahhidi olarak ortaya çıkan Alişir, Rus komutanlığından orduya sığır mubayaa etmek üzere yediyüz Türk altın: yanma da bir manga kadar Rus askeri ve or mekkâre almış, Munzur dağlarını aştıktar sonra Rusların elinden hayvanlarını gasb ve askerlerden de üçünü esir ederek Dersim e yürümüştür. Bu hâdise, esasen Türk düşmanı olan Erzincandaki Rus komutanı Lahof'uı büsbütün Türkler aleyhine harekete geçmesine sebep olmuştur.

Alişir, Dersime geldikten sonra «Ovacık»-daki milis alayının kâtibi olmuş, alayın Rusları önlemek üzere Munzur dağı mıntakasına hareketinde beraber gitmiş, bir müddet de «Sebil Baba Dağı»nda kalmıştır.

Büyük Harpten sonra Koçkiri'ye avdet eden Alişir, eski vazifesi olan Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa «Paşa» nm oğlu Alişan Beyin kâtibliğini deruhde etmiştir. işte Alişiri burada, memleket ve devlet aleyhindeki hareketlerin başında bir dimağ olarak görmek üzereyiz. Alişiri, Koçgiri Aşireti Reisi Mustafa «Paşa» kendisinde bazı istidadlar görerek yetiştirmiş, onu bilhassa sık sık Dersime göndererek Dersim aşiretleri üzerinde müessir ve faal olmasını temin etmiştir.

Alişir; zeki, fesadcı ve cesurdur. Çok güzel Türkçe okur, yazar. Dersimde elimize geçmiş bir çok siyasî ve hicvâmiz manzumeleri vardır. Kendisine bu diyarın halaskarı süsünü vermiş, daima öyle görünmek istemiştir. Onda Kürdlük fikir ve emelleri de vardır. işte bu fikir ve emellerdir ki, büyük harp mütarekesini müteakip Alişiri, bütün kirli ve fesadcı emellerile ortaya çıkarmıştır.

Sevr muahedesine, Kürdlerin ekseriyet teşkil ettikleri yerlere muhtariyet idare verileceği mealinde bir madde konulmuş olması Kürdleri ümidlere düşürmüştü. Bu sırada Koçgirili Mustafa «Paşa» nın oğlu Haydar Bey istanbula 'giderek Kürd Teali Cemiyetine girmiş, Koçgiri'ye avdetinde «Ümraniye» de cemiyetin bir şubesini açmıştı. Şubenin riyasetini de deruhde eden Haydar Bey, Dersimdeki aşiret reislerile sair müteneffizle-ri, Koçgirinin ileri gelenlerini cemiyete kaydetmiş, Kürd amaline müteallik eserlerle beraber cemiyetin naşiri efkârı olan Kürdçe «Jin» gazetesini de getirterek işe bu noktadan hız vermişti. iyi bilmek lâzımdır ki, Haydar Bey bu işleri yapacak, başarabilecek bir a-dam değildir. Perdenin arkasında Alişir vardır, asıl faal, muharrik olan odur.

Nihayet Alişiri, 1920 senesi Martında maskelerini atarak, hakikî siyasî hüviyetile Dersimde Ovacık ve Hozatta halka tahrikâmiz hitabeler verirken görüyoruz. Yanında Refa-hiyenin Şadilli aşireti Reisi (Paşa Bey) ve arkadaşları var. Alişir, bu cür'eti Kürd Teali Cemiyeti Reisi Abdülkadir'den almıştır. Çünkü Dersime gelmeden bir müddet evvel, Koç-kiri'nin Armudan köyünden Mıgırdıç isminde bir Ermeniyi sureti mahsusada istanbula göndermiş, bu vasıta ile Seyyid Abdülkadirden talimat almıştır.

Alişir, Dersimdeki konuşmalarını Türkçe yapmıştır. Dersimliler ve Koçgirililer «Zaza»-ca konuşurlar. Fakat aralarında lehçe farkı vardır. Bu sebeple Koçgirili Zaza Dersimli Za-zanın söylediğini anlayamaz (1). Alişir, Kürdçe de yazmış, şiirler söylemiştir. Bunlar da ayni sebeple Dersimde yer tutmamış, okuna-mamış, bellenememiştir. Bunun içindir ki, A-lişirin fikrî faaliyeti Dersimi çorak bulmuştur,

Alişir; fesadcı sözlerile Ovacık ve Hozatta tahmin ettiği alâka ve temayülü bulamamıştır. Dersim denizinde fırtına' ancak kendi reislerinin işaretile kopar. Zaten Der-simliler daha evvel, büyük devletlere telgraf çekerek Osmanlı hükümetinden ayrılmak istemediklerini bildirmişlerdi. Alişir, buna da bir sebep bulmakta gecikmedi. Denildi ki, Osmanlı memurlarının tesirile, Dersimliler hakikî emellerini izhar edememişlerdir. Maksadla-rı müstakil Kürdistan Hükümetine iltihak etmek ve onun özünü teşkil etmektir. Alişir tarafından bu mealde hazırlanan muhtıra Kürd Teali cemiyeti vasıtasile büyük devletlere gönderildi. Ne garip tecellidir ki, bu sırada Koçgiri aşireti reislerinden Alişan Bey Refahiye kaymakamlığı vekâletinde bulunuyor, kardeşi Haydar Beyin ve bilhassa Alişirin siyasî faaliyetlerinden güya habersiz, onlarla tamamen alâkasız bulunuyordu.

Alişirin Dersimde ektiği fesad tohumları bu sırada filiz vermeğe, tesirini göstermeğe başladı. «Ezcümle Ovacık kazasının Tarpazin nahiyesi eski Müdürü Mustafa Ağa, Kemah köylerine gelerek asker toplanmasına Padişahın emri olmadığını, Dersimlilerin asker ver-miyeceklerini, Kemahlıların da vermemelerini» tenbih etti ve bunu temine çalıştı. Artık isyan fikri umumileşmişti.

Elâziz Vilâyetinden, garbî Dersim aşiretlerine bir nasihat hey'eti gönderildi. Hey'etin

izamını zaaf nişanesi addeden Şeyh Hasanlı ağaları, giden zevata karşı çok barid davrandılar ve şu yolda cevap verdiler:

(Sevr muahedesi mucibince Elâziz, Di-yarıbekir, Bitlis, Van vilâyetlerinde müstakil bir Kürdistan teşekkül etmesi lâzım geliyor. Bu teşkil edilmelidir. Aksi takdirde bu hakkı silâh kuvvetile alacağız.) dediler. Birkaç bin Dersimli'nin Sivas vilâyetine hücum ve orayı işgalden sonra Ankara üzerine yürüyeceklerini ifşa eylediler ve faaliyete girişerek her tarafta yağmacılığa başladılar. Ezcümle Belican nahiyesinin Karaibo köyünden Deli Esad oğlu Rifat yirmi kadar avenesile, ahalisi Türk olan Günlü çiftliğini bastı, sekenesinin bir çoğunu öldürdükten, emvalini de yağma ettikten sonra çiftlik halkına hitaben: «Siz er-menilere yaptınız, biz de size yapıyoruz. Dersim aşiretleri geliyor. Biz Sivası işgal edeceğiz ve sonra Ankaraya gidip millî hükümeti «buna kongre diyorlardı» de devireceğiz.» dedi.

20 Teşrinievvel - 1336 tarihinde Dersim aşiretlerinden Bezgâr aşireti şakileri Giresun-dan Kemaliyeye gelmekte olan bir yolcu kafilesini Kuruçay'ın Kımhu mevkiinde soydular. Civarda askerî kuvvetler olmadığından Refahiye Kaymakam vekili Alişan Bey yüz kadar atlı ile güya bu eşkiyanın tedibine gitti. Fakat bunları tedibe bedel, talan edilen eşya ve emvalin mühim bir kısmını kendine ayırarak maiyetinden on iki atlı ile Dersime savuştu.» (2)

Koçgiri hâdisesinin teşrihi ve izahı mev-zuumuza dahil değildir. Bu sebeple biz yine Alişirin siyasî faaliyet ve şekavetini takip ve hulâsa etmeğe devam ediyoruz.

Koçgiri hâdisesinin başlangıcında Alişir de Efendisi Alişan Bey gibi yine Dersime geldi. Çünkü Koçgiri hazırdı. Koçgiri ile beraber Dersimi de hazırlamak ve müştereken harekete geçirmek lâzımdı.

Nihayet Alişir, naili meram olmuştu. 8 Mart - 1921 de Koç uşağı aşireti Reisi Bra ibrahim'i tahrik ederek onu iki yüz kadar a-venesile beraberine alıp Kemahm Hoğus köyüne gelmiş, Polis Munzur nammdaki sergerdeyi yüz kadar maiyetile Üskübürk köyüne sevketmişti. Bu sırada o havalide bulunan Kemah Kaymakamile jandarma komutanını bir baskınla esir etmişler ve 9 Mart - 1921 günü her iki eşkıya kümesi Terkilok köyünde yerleştikten sonra bu mmtakada faaliyetlerine devam etmişlerdir.

Kuruçay Kaymakamı Talât Beyin Kuru-çaym Sime köyünde bulunduğunu haber alan eşkiya, oraya yürüyerek Talât Beyi tutmuş ve soymuşlardır. Cür'etlerini arttıran bu hâdise üzerine Kuruçaya yürümüşler, hükümet dairelerini yağma ve memurları esir ede-rek alıp götürmüşlerdir. Bu mel'unane ve bâ-ğiyane hareketlerin sebep ve âmili Alişirdir. Mevcudu beş yüze yakın olan ve Alişirin komutasında bulunan bu güruhu 14 Mart - 1921 de Ümraniye'ye yürürken görüyoruz. Alişirin peşine takıp sürüklediği Dersim kuvayi -muavenesi! Koçgirinin merkezine doğru yaklaşmaktadır.

Dikkate şayandır ki, âsilerin Büyük Millet Meclisine çektikleri telgraf da Alişirin de imzası vardır. Kendisine çok cazib bir de sıfat eklemiştir: Sâdattan Alişir.. Telgrafın suretini veriyoruz. Çünkü bu Alişîrin kaleminden çıkmıştır. O, böyle bir yazı işini 27 Mart-1937 tarihinde Sin'e vukubulan taarruzu müteakip, maslûb Seyyid Rızanın Elâzıkda dördüncü umumî müfettişliğe gönderdiği arizeyi de yazmak suretile tekrar yapmıştır.

Nihayet devletin kahir ve kadir eli 24 Nisan 1921 de Koçgiri hâdisesini yerinde söndürmüş, Alişir de mukadder olan âkibetinden bir müddet için kendisini kurtararak Dersime firar ve iltica etmişti. Dersime firar tarihi olan Nisan 1921 den ölüm tarihi olan 9 Temmuz 1937 tarihine kadar on altı sene zarfında Alişir, Tuncelide hemen hiç bir siyasî faaliyette bulunmamış, fakat o tarihten itibaren maslûb Seyyid Rızanın da yanından ayrılmamıştır. Bu sebeple onu yine maskelenmiş olarak Seyyid Rızanın arkasında görmek kabildir. Bu sırada fırsat buldukça gizliden gizliye halkı tahrik ve teşciden fariğ olmamıştır. Onun biraz da tahrikâmiz olan Dersim hakkındaki şu manzumesi fikri mel'una-nesinin bariz bir tezahürüdür:

Takinin Şeyh Ahmed ced-i âlâsı
Seyyid ile Şeyh Hasan onun binası
Şükür Hakka geçmiş onların duası
Cümleye üstündür eli Dersimin

Son kit'ada işaret ettiği «Taki»; nazmda kullandığı mahlasıdır. Alişir, yazılarında «Hatayı» mahlasını kullanan ve Azarî lehcesile* yazmış olan Şah ismail Safevî'nin tesiri altındadır. Onu taklide yeltenmiştir. Yukarıya nakledilen «Dersim» manzumesi bu tesir ve taklidi çok güzel göstermektedir.

Alişir, 9 Temmuz - 1937 Cuma günü, Kafat köyü civarında karısı Zarife ile gizlenmiş olduğu mağarada, kendisi gibi Dersimin ta-rihçei seyyiatmda yeri ve adı bulunan Zeynel tarafından karısile beraber öldürülmek suretile mukadder akıbete ermiştir.

Tarih Dünyası Mecmuası/15 Ağustos 1950
Nazmi Sevgen
(bkz: koçgiri li alişer)