bugün

baya bir araştırdım bu iki türü kıyaslayan herhangi bir başlığa rastlamadım. o halde bismillah diyorum.

efenim öncelikle klasik müziğin düzenli ve kurallara bağlı bir şekilde bestelendiğini (son yüzyılda bu kuralların altüst olduğunu da hatırlatayım tabi) cazın ise karmaşık melodilerin müziği olduğunu belirtmemiz gerek.

sanırım bu kadar. iyi geceler.
klasik müzik avrupa'nın cazıdır.

caz amerika'nın klasik müziğidir.

saygılar.
Tercihim cazdan yana. Ancak bazen klasik müzik daha iyi tercüme oluyor hislerime.
Caz alır.
Ben neden insanları sevmiyorum bu kadar.
klasik müzikten kastımız ne? tamam jazz bir müzik kategorisidir ama klasik müzik deyince hangi klasik müzik? klasik türk müziği? klasik batı müziği? klasik arap müziği? klasik hint müziği? köklü geçmişe sahip milletlerin klasik diye tabir ettiğimiz müzikleri vardır.

mesela klasik türk müziği sarayda gelişmiş görece olarak soyluların dinleyebildiği müzik idi. onun karşısında ise halkın geliştirmiş olduğu halk müziği vardı. bu iki müzik hala aslında karşı karşıyadır. ikisinin de öğretimi ve tekniği farklıdır. bir klasik türk müziği konserine ve bir türk halk müziği konserine giderseniz, sanatçıların giyiminden tutun da tavırlarına kadar herşeylerinin farklı olduğunu rahatlıkla görürsünüz. tsm de makamlar var iken thm de ayaklar ve tavırlar vardır. örneğin; ankara tavrı(kostak) ege tavrı(zeybek) yozgat tavrı(sürmeli) vs.

ben burda klasik batı müziğini kastettiğinizi düşünüyorum. teknik ve donanım olarak klasik batı müziği jazz ı tokatlar bayıltır, s*ker atar. ancak dinlenilesi olarak jazz daha dinlenebilirdir bu da görece tabi. klasik batı müziği belli bir süre sonra artık bunaltmaya başlar bizim türk insanını.

jazz amerika daki afrika kökenli pamuk işcilerinin isyanı olarak doğmuş amerikan halk müziğidir. amerikanın klasik müziği falan değildir.

ben oyumu jazz dan yana kullanıyorum ammavelakin büyüklük, sistem ve teknik olarak klasik batı müziği jazz ı yerin dibine sokar bu ayrı konu.
hangi sistem ve teknik ile klasik müzik, caz müziğini yerin dibine sokar? önce bunu bir analiz etmek gerekiyor.

ayrıca klasik türk müziği osmanlı dönemine ait bir müzik değildir. iç Asya’da yapılan bazı arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular, Hunlar’da, Göktürkler’de ve Uygurlar’da gelişmiş bir müzik kültürünün varlığını ortaya koymuştur.

osmanlı da bahsedilen müzik ottoman classical music olarak müzik tarihinde geçmektedir. ayrıca saray müziği olarak nitelendirilen barok döneme denk gelmekle birlikte osmanlı türklerinde şarap eşliğinde müzik dinlenir ve cariyelerle oynaşılırdı. bugünkü pavyon kültürü gibi düşün.

caz asla dinlediğin caz değildir.

caz enstrümanist müziğidir. klasik batı ise soyluluların, kilisenin ve şimdilerin sonradan görmelerin müziğidir. ( mahler ve birkaç besteciyi ayrı koyuyorum)
bir yanda 1600 lü yıllarda tampere denen sistemi kuran, çok sesli müziği keşfeden ve bizzat uygulayan, saatlik senfonileri olan bir müzik türü ve icracıları.

diğer yanda 1800 lerin sonunda afrikalı işçilerin isyanı olarak doğan(burda kesinlikle küçümseme yok) tamamen doğaçlama ile yani herhangi bir sistem üzerine kurulu olarak doğmayan bir müzik. (tabi ki daha sonra üzerinde bilimsel çalışmalar yapılmıştır)

nasıl yani hangi sistem ve teknik?

burda iyi kötü demedim bakın, jazz da benim için daha dinlebilirdir lakin klasik batı müziği feci bir sisteme sahip çok köklü bir müziktir. artık avrupalılar dahi dinlemiyor olsa bile. mozartın avusturya'da müzesi bulunuyor ama artık kimse mozart dinlemiyor.

aynı biz de ıtri, dede efendi dinlenmemesi gibi.
Orhan gencebay hayranıyım.
saatlik müzik ile ölçülemeyecek derinliktedir caz müziği.

mesela bir albüm, tek şarkı 72 dakika caz eseri mevcut. ya da 1 saat ?

nota gelişimine bakarsak:

insanlığın başlangıcından itibaren müzikal ses ve ritmik düşünceleri bir takım yazılı şifreler
ve işaretler aracılığı ile kayıt altına alınmak istenmişse de, ilk Çağlardan Orta Çağ’a kadar olan dönemden günümüze kayda değer müzik eseri kalmamıştır. ilk insanlar varoluşundan beri nasıl bedensel ve sözsel anlatımlarını yazımsal sembollere dönüştürüp kalıcılaştırdıysa, müziksel anlatımlarını da belirledikleri semboller, işaretler ve şekiller
aracılığı ile yazıya dökmeye çalışmışlardır. Tarih boyunca çeşitli kültürlerin, müziği bir şekilde yazıya dökerek, ilkel dahî olsa müzik yazım sistemleri geliştirdikleri bilinmektedir ve gelecek kuşaklara müziği aktarmada nota ve nota yazısı, müziğin kalıcılığıyla ilgili vazgeçilmez bir araç olmuştur.

tampere sistemi ise aslında kromatik yarım ses 5 koma, diatonik yarım ses 4 komadır. ancak kolaylık olsun diye, bach'tan günümüze, batı müziğinde tampere sistemi geçerli olmuş ve yarım ses 4,5 koma olarak alınmıştır. böylece bir sekizli (oktav), birbirine eşit uzaklıkta on iki yarım sesten oluşur. enstrümanların rahat akort edilebilmesi için de önemli bir sistemdir.

bach'ın eşit aralıklı olmayan akort sisteminde klavyedeki tüm beşliler bir bütün olarak düşünülüp daha dar kapsamda akort edilir. bach'ın das wohltemperierte clavier serisi bu akort düzeninde çalınmak için yazılmışlardır.

caz örneğine girersem çıkamayacağım ancak varolan tüm sistemlerin dışında atonal müziğin bu derece yapıbozumcu olması bana kiliseye domalan barok müziği ya da rönesans yenilikçilerinden daha "yaratıcı" gelmektedir.

klasik müziğe de bok attığım falan düşünülmesin plak kayıtları ile kitap okumak hala en büyük aktivitemdir.

ancak bunun yanında opera ve caz ruhumun efendisidir.
Klasik müziğin alacağı versustur. Caz seven vurduruyordur. Delikanlı adam caz yapmaz, yapana da haddini bildirir. O kadar...
Klasik her türlü ağır basar.