bugün

Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum?
Herkes bağırırken şiirler okumak mı?
Susmak mı sözün bittiği yerde? Kusmak mı sindirebildiklerinizi?
Apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt?
Sondan saymaya başladım adları-böyle hoşuma gidiyor-
beğenmeseler de seviyorum ellerimi,
hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
itiraf ediyorum…

Silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. Yalan övgülerinize ihtiyacım yok.
Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
Bir sürgün nereye sürülebilir? Gölgeler kelepçeye vurulur mu?
Çekilin, yürümediğiniz yolları(mı) kirletmeyin.!

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski - Suç ve Ceza
...ama sadece bir gün kalıp gitse bile, Boşluğu bomboş, karanlık geceleri kapkara, yağmurlu geceleri sırılsıklam yapsa bile, nasıl vazgeçebiliriz istediğimiz şeylerin ta kendisinden? Onu kendimizden uzaklaştırmak, eti tırnaktan ayırmaktan daha zor olurdu.

(bkz: ray bradbury) (bkz: Mars yıllıkları)
Tam böyle anlarda, birilerinin ayranı kabarır. Duman ederler ortalığı… Vatan, millet derken bir bakarsınız eski hırsızlar yine yerlerini almışlar.

Vedat Türkali, Bir Gün Tek Başına
görsel

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski - Timsah Gülünç Bir Adamın Düşü
...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
Ey çaresiz
Neyin çaresini arıyorsun
Neyin çaresi var, neyin yok
Yaz bunları bir kenara
Bir gün belki bulursun çareyi
insanlar ölmesin demiyorum
istediğim ölümsüzlük değil
Ne kendim, ne başkaları için
istediğim, çocuklar ölmesin

Ferit Edgü - Hakkaride Bir Mevsim
Senden kaçış varsa bile kurtuluş yok Şebnem.
Yeni baştan başlarız.
Ama başlanmaz ki! Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen,ben...biz artık geçmiş zamanız. Bir anlık öfke binlerce sahne...oyuz biz. Bu toprak, bu kırmızı topraklar biziz. Sel yılları, kuraklık yılları, toz yılları biziz. Baştan başlayamayız.

John Steinbeck - Gazap Üzümleri
görsel
yoksulluk ve gurur, kan kardeş gibidir.
fakat sonunda biri mutlaka diğerini öldürür.

(bkz: shantaram)
görsel
görsel
Fakat bu haller, içinde saklanıp kalmış olan insanlığın ara sıra nefes almak için yaptığı hamlelerden ibaretti...
(bkz: kürk mantolu Madonna)
"claire, o duyduğum ses, o çernobil kazasına kıyasla çernobil'i kibrit ateşi gibi gösteren o ses! ve ardından gelen o dehşet o korkunç koku... osurdun mu sen bir tanem?" dedi freddy pencereleri açmak için girdiği kutsal bir mücadele sırasında.
ölümsüz olmak için ölmek gerek..

bkz: ahmet ümit
"Bir zamanlar dünyanın güzel bir yer olduğunu düşünürdüm, çocuktum, aptaldım." * *
görsel
kitao kırmızııntılarıdır.
"Eh hepimiz hayatımızı kazanmak zorundayız."
"Öyle," dedi Tom. "Ama keşke başkasının hakkını almadan kazanmanın bir yolunu bulsaydın."

John Steinbeck - Gazap Üzümleri
Daha bilinçli ol. Nesnelere karşı daha bilinçli olmaya başla. Olaylara daha tetikte olarak bak. Bir ağacın yanından geçerken, ağaca daha tetikte olarak bak. Bir süreliğine dur ve ağaca bak. Gözlerini ovala, ağaca daha fazla tetikte olarak bak. Farkındalığını topla, ağaca bak ve aradaki farkı izle. Tetikte olduğun zaman ağaç birden farklılaşır: Daha yeşil, daha canlı, daha güzel olur. Ağaç aynıdır, sadece sen değiştin. Bir çiçeğe, sanki bütün varlığın bu bakışa bağlıymış gibi bak. Farkındalığın tamamını çiçeğe getir. Çiçek birden değişecektir - daha parlak, daha ışık dolu olacaktır. Sonsuzluğun görkeminden biraz barındırır, sanki sonsuzluk, bir çiçek biçiminde dünyaya gelmiş gibidir.
Osho - Bireyin Doğuşu
Belki bileklerimi kutsarım kırmızı içtiğim beyaz hiçliğime bulaşırken.
cansız olmasam, cansız gibi bakabilir miyim? acımasızlığınla, zalimliğinle kalbimi delip geçtin. ama sen katil, hala pırıl pırıl duruyorsun tıpkı küresinden ıșıldayan venüs gibi.
-bu ülke,dedi,bir cenaze evi gibi,hep ölüm hep ölüm... ölüler değişiyor ama tutulan yas hiç değişmiyor... hiç de değişmeyecek... artık bu ölüm kokusuna,bu cinayet merakına daha fazla tahammül edemiyeceğim...

ahmet altan-isyan günlerinde aşk.
Bir insan bir insana herhalde yeterdi.
..Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir.
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.

Uçurtma avcısı.