bugün

(bkz: kendine acımak)
(bkz: acıma yetime döner koyar cebine)
kalvinizm mezhebine bağlı, doğal olarak kapitalist ve protestan kişi eylemi.
kimsye acımayana kimse de acımaz.
kendi derdinden kimseyi görmemektir.
Bir insanı yargılamadan önce bir saniyeliğine düşünmek gerekir belki de. Belki de onu dolu dolu dinlemek...

inanılmaz bulduğum her hikayenin ardında başka bir acıklı hikaye buldum hep.

Bir insan nasıl cinayet işleyebilir? Gasp adı altında bir başkasını nasıl yaralayabilir?
Ardında mutlaka bir başka hikaye vardır. 5 yaşındayken babası annesini öldürüp eve başka bir kadın getirmişse, hayatı bu kadının dayağı ve eve getirdiği başka adamlarla ilişkisini izleyerek geçmişse, okutulmamış, hep itilmiş, ötekileştirilnişse yapar.

Maalesef herkes birçoğumuz gibi pamuklar içinde büyütülmüyor. Bunu aklımıza getirmeliyiz zaman zaman belki de...
bazen olması gereken, bazense hiç düşünülmemesi gereken eylemdir. insan kime acıyıp kime acımayacağını bilmeli sonuçta.
kalbinde en ufak bir safliga rastlanilmayan insanlarin ruh halidir.

bu insanlar genelde psikopat olurlar bazen kendine acimayanlar bile olur onlara da mazoşist denir.

bu tip kisiler dunyanin en tehlikeli insanlaridir uzak durulmalidir.
altında çok güçlü acıların bulunduğu nedeni muhtemeldir.
haklı harekettir. acıma, acınacak hale gelirsin.
başkalarının kendisine acımadığını gören kişinin yaptığı eylem.
Ayrıca kendisine de acımayan insanlardır.
aklıma cüneyt arkın'ın
bir filminde geçen repliği hatırlattı.

polisten kaçan kiralık bir katil, aynı zamanda topaldı..
kişiliğini ta küçüklüğünde şekillendiren olaydaki gibi tabiki de aldatılmıştı...
yanında da rehine olarak tuttuğu bir kız vardı. kız, cüneyt arkın'ı güzel analiz eder ve bir diyologta, birazda acıyarak şu sözler dökülür dudaklarından:
"bir kır yılanı gibi bakıyorsun!"
der.

anladığım şudur ki; insanın kişiliğinin şekillenmesinde en büyük etmenin, yaşantısının yani geçmişinin çok büyük bir etkisinin olduğudur.

özünde iyi karakterli bir insanı da acımasız, şüpheci, hatta katil yapabilecek en önemli
faktörlerden biri de, insanın hayata gözünü açtığı andan itibaren her daim yokuşlara itilmesidir.
(bkz: yaralı kurt)
acımamak demeyelim bence artık sadece bazı şeyleri oluruna bırakmak diyelim acıma duygumuz olmasa hayvanlardan canavarlardan bir farkımız kalmaz insanı insan yapan içindeki acıma ve merhamet duygusudur bence. acımayanları görüyoruz her gün bir sinir bir kavga gürültü sonunda ne oluyor canice katledilen insanlar ve ardında bıraktıkları gözü yaşlı aileler.
yediğin kazıklardan sonra gelen aydınlanmadır.