bugün

efendim bunlar son yıllarda virüs gibi çoğaldılar. bizimkiler de böyle. ulan ne saklıyorsun dağıt gitsin gelecek o geriye merak etme sen. hani emir falan diyoruz da, laf, uygulayan yok.
kestiği kurban değildir. bir sığır alıp kesmiştir. kurban olması için yükümlülüklerini yerine getirmesi gerek.
(bkz: o kestiğin kurban değil etini dağıtmayınca)
kurban bayramı'nın anlam ve önemini anlamamış insandır.
kişi için "şişman + cimri + bencil + pislik" dörtlemesi yakıştırılabilecek sıfatlardandır.
uzun bir geçmişe dayandığını gösteren atasözü (bkz: hak için kurban küp için kavurma)
kestiği kurbanı saklayıp turşusunu kuracak olan tipdir..
dinen yanlış yapmıyordur, ama etik midir? hayır değildir. madem kesmişsin dağıtman gerekir denilen insandır.
kurbanı kabul olmamış insandır.
genelde akşamına barbekü partisi ve rakı keyfi yapar.
eti benim kemiğini dağıtayım diyebilme ihtimali olandır belkide.
(bkz: hacı)
derli toplu olmayı seven insandır.
kurban işini çok yanlış anlamış olan insandır.
Et stoğu yapan insandır.
hz. peygamber’in hadislerinden hareket eden islâm âlimleri, kurban sahibinin kurbanın etinden yiyebileceği, bakmakla yükümlü bulunduğu kimselere yedirebileceği, etinin bir kısmını da dağıtması gerektiği konusunda görüş birliği içindedir. ancak kurban etinin ne kadarının yenilip ne kadarının dağıtılacağı konusunda farklı görüş ve ölçüler ileri sürülmüştür.
islâm âlimlerinin çoğunluğu kurban etinin üç eşit parçaya bölünüp bir parçasının kurban sahibi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler tarafından tüketilmesini, ikinci parçanın zengin bile olsalar eş, dost ve akrabaya hediye edilmesini, üçüncü parçanın ise kurban kesmeyen fakir kimselere dağıtılmasını tavsiye ederler. kişinin bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin kalabalık olması veya ihtiyaçlarının bulunması halinde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tüketilmesinde de bir sakınca görülmemiştir. bu konuda kesin bir sınır yoktur. kurban sahibinin kurban etinden hem yemesi, ikram etmesi hem de fakirlere dağıtması esastır. bunun ölçü ve şeklini her mükellef kendi konum ve imkânını, başkalarının durum ve imkânını ayrı ayrı gözden geçirerek bizzat belirlemeli ve bu konuda ibadet anlayışıyla hareket etmelidir.