bugün

okumaktan soğutur yemin ediyorum. müyendiz olazaaz diye şemsiyemiz eksik dolaşmıyoruz zaten..

hani böyle yeni atanmış öğretmenler vardır, bütün birikimini sevgili pıtırcıklarına aktarmaya hazırdır; işte yeni prof. ünvanını alan hoca da böyledir. şimdi böyle söyleyince daha belanı mı istiyorsun diyesi gelir insanın ama el insaf, biz de pıtırcık değiliz yahu..

nerden bu tespit enerji diyecek olursan sözlükçüğüm şöyle ki;
her pazartesi eksik olmasın *3 saatlik bir bölüm dersi görülür. hocası, konusu hepsi gıcır gıcır..gel gör ki bu yeni profesör ses tonunu hiç değiştirmemekle beraber vurgudan neyim de habersiz fakat kimden öğrendiyse topuklu ayakkabısının sesiyle metronom ritmini kolaycana yakalayıveriyor..* bu koşullar altına 2 saat konuştuktan sonra 3. saatte bizden vaka analizi denen hede dolayısıyla canavar kesilmemizi bekliyor. *

işte öğrenci istenilen performansı sergileyemeyince,* haşmetli prof. ilkokulu öğretmeni moduna girer. ay nolur anlayın, lütfen diyorum deyip öğrencinin ayaklarına kapanır. derste ıkk bııkk yapan 1,2 öğrenciyi çölde vaha bulmuş gibi elinde tutar. onların da isimlerini bilmez..yar bana bir çare, yar bana bir çare derken bir şimşek çakar ve başlığa en fazla katkısı olan öneriyi salıverir şuursuz anfiye,

-aslında ben sizden ilk hafta önlerinize isimlik koymanızı istemiştim ama..* * * *
Mühendis olacanızz ders dinleyin deyip, ders anlatırken hiç birşey anlatmayı beceremeyen, sınava gelince soruları döşeyen, dönem sonundan sınıfın %80-90 ını bırakan hocalardan kat be kat daha iyidir.