bugün

Hastane,terminal ve sınav merkezlerinde gerçekleşir.
Şu an. Çok gitmek isteyip çok kaldığım tüm anlar. Ama en çok şu an.
Biri karşımda ağladığında ne yapacağımı hiç bilemem..
Hatırlamıyorum.
kenarımda yürüyen bir çocuğu kalbinden bıçaklayıp kaçmışlardı. kan kaybını önleyememiştim çocuk dakikalar içinde öldü amk.
Kibarlık olsun diye lavabo nerde diye sordum gösterildiğinde fark ettim sadece lavabo var sonra tuvalet nerde diyemedim .
babamın ağladığını duyduğum an insan yer yarilsin istiyor bazı zamanlarda.
sanırım insanın ruhsal olarak felç geçirdiği anlardır. hiç unutmuyorum, evdeydik, çekirdek bir aile nasıl yemekler yiyorsa biz de o şekilde yemek yiyorduk. babamın üzerindeki sigara dumanı hala burnumda, annem haberleri açmış ve sıkılmış, bir yandan sağ eliyle -defalarca belirtmeme rağmen- çatalıyla pilav yemeye çalışıyor, sol elinde kumanda; kanal değiştiriyordu. tam o an oldu, bir telefon geldi. henüz ekmeğin köşesini kemirmeye çalıştığım dönemlerdi, babam biraz da hayıflanarak kalktı ve telefonu açtı. birkaç dakika geçti, ne olduğunu anlamıyoruz, duyamıyoruz zaten. annem meraklandı da bir bakayım dedi, ben hala ekmeğin köşesini kemiriyor, seviniyorum hatta; bana kaldı diye. annemin çok kısık ve kısa bir şekilde iniltisini duydum. bir anda kalbime bir şey düştü, baya ağır bir şey, henüz dokuz yaşındayım ve bu ağırlığı kaldıracak bir kalbe sahip değilim; mantıklı da gelmiyor zira bu durum. bir anda yerimden kalktım, salona geçtim. babam sandalyeye oturmuş, annem onu bile aramamış olduğu yere çökmüş; ağlıyordu. inanır mısın, hiçbir şey dememelerinden anladım; abimin öldüğünü. daha on üç yaşındaydı, büyüse bu yaşıma geldiğimi görse ne yapardı bilmiyorum, düşününce aynı ağırlığı yeniden duyumsuyorum. hiçbir acıya benzemiyor diyebilirim. zaten benzetmeye kalksam, onun anısına da hakaret etmiş olur, kendimi ayıplarım. o günden bu güne kaç yıl geçti; hala ekmeğin köşesini yemiyorum.
Düşüncenin, cesaretinin, Aklının yetip gücünün yetmediği anlar.
Şu an. Kafa bir milyon...
yoğun bakım kapısının önünde beklerkendi.
elinden hiçbir şey gelmiyo gelse her şeyi yapabilcekmişsin gibi ama hiçbir şey yapamıyosun.
Tuvalet sırası beklerken ..
basit bir ameliyat diye girdiği hastaneden cenazesi çıkan anneannemin ölüm haberini aldığım an.ilk defa yakınımı kaybettim.Kardeşim arayıp öldü dediğinde nasıl ölür ölemez ki diyip sağa sola koşturmamı hala unutmam.Allah kimseye bu acıyı göstermesin.
Babamla annemin ilişkisine baktığım an.
eskiden önemseyip değer verdiğim bir insanın yanımdan öylece hiçbir şey olmamış gibi geçip gittiği an.
çok kötü bir şey yaşamışsınızdır, gözlerinizi kapatıp tüm kalbinizle içtenlikle dua eder bir mucize olmasını beklersiniz. ve hiçbir şey olmaz.
şu an. hiçbir şey düşünemiyorum.
karın ağrısı yaşadığınız zamandır. iki büklüm kıvrılıp allah'ım yardım et demekten başka hiçbir şey gelmez elinizden. her insan yaşamıştır bunu. tuvalete gider, karın üstüne yatar her şeyi yaparsınız, yine de fayda etmez. sadece beklersiniz ve de ağrı bittiğinde derin bir oh çekersiniz.
An itibari ile.
geç yatmayı alışkanlık edindiğimden beri her geç yattığımda yataktaki halim.
(bkz: hani ben bu gece erken yatacaktım)
Hiç gerçekten yaşamamış olduğumu anladığım andır.

Ne kadar yaş aktı gözlerimden, ne acıları sıkıntıları kaldırdı bu kalp, neleri duydu neleri dinledi bu kulaklar, cayır cayır yandı ruhum. Hepsini bir şekilde atlatmaya çalıştım, çok şey götürdü ama dayandım. Fakat o an olduğum yere çöküp kaldım, koca bir yalan! Koca bir hiçmiş hayatım! Ben bu geçen yıllarda kendimi kandırarak avutarak devam etmişim, işte bunu anlayınca kalbimin atışlarını bir daha duyamadım. Kulaklarım uğultudan sağır oldu, ruhum alev alıp yandı, dinmeyen gözyaşlarım bu sefer gözlerimi ıslatmakla kalmadı, kor gibi kavurup yaktı.

O andan sonra ruhumu toprağa verdim sessizce..
Öyle bir an ki allahtan başka hiç bir sığınak olmadığını bilerek tüm varlığımla Rabbe yöneldigim...
binlerce şükür olsun, Derdime derman olduktan sonra nisyanlarda bulunarak ondan uzaklastigim...
Ne olduğunu burada yazmayacagim
ama siz siz olun ne sıkıntınız varsa, simdiye kadar allaha karşı içinizde buyuttugunuz gururunuzu bir kenara birakin ve yaraticiniza siginin...
hasta olduğumu öğrendiğim an.
(bkz: recep tayyip erdoğan)

Hayret kimse yapmamış.

En çaresiz ne zaman hissettim dur bir düşüneyim, şey ee tam olarak 2.5 yıl falan oldu herlade(vay amk ne çabuk oldu lan 2.5 yıl)

Neyse hayat rutin giderken her şey ama her şey bir anda tam tersine döndü ama tam tersine, işte o an elimden giden şeyler oldu döndüremedim o zamandı.
Küçükken kardeşimin gözümün önünde boğulması. Tabii kurtulmuştu.