bugün

çevresindeki insanların hayatlarının süper olduğunu, kendisinin ise dünyanın bütün pisliklerini gördüğünü, bütün acılarını yaşadığını zanneden dallamalardır.
"herkes gülüyor ama ben ağlıyorum", "gülüyorum ama içim kan ağlıyor" edebiyatı yaparlar durmadan.

aslında abarttıkları kadar feci bir hayatları yoktur. ipsiz sapsızdırlar, abazandırlar vs.; ama dünyanın en dipteki adamı olacak kadar değil! "hayat bana sillesini ben daha küçükken vurdu. ne acılar çektim yıllarca; ama hiç belli etmedim. insanları mutlu ettim, gözyaşlarımı içime akıtıyorum" diyerek acındırırlar kendilerini.
içten içe de "siz hepiniz basitsiniz, aslında ben çok derin bi insanım ve siz bunun farkında değilsiniz kazmalar!" diye düşünerek kendi kendilerine ego tatmini sağlarlar.

emo ruhludurlar. bize uzak, emo'lara yakın olsunlar.
gününün 8 saatini uyuyarak 1 saatini yemek yiyerek geri kalan 15 saatini ağlayarak geçiren kişidir. uzak durulmalıdır çünkü sizin de bütün pozitif enerjinizin içine ederler.
iç huzursuzluğu yaşayan insandır.

her insan kendine göre acı yaşar, üzülür. ve bu yaşanılanların en büyüğü kendi başına geliyor sanabilir zaman zaman. bu hepimiz için normaldir. tümümüz yeter artık diye isyan etmişizdir bi çok kez. ancak önemli bi konu vardır ki, yaşanılan huzursuzluklardan , mutsuzluklardan sıyrılabilip içi huzuru kapabilenler hep mutlu olur tüm olumsuzluklara rağmen. bunu becerebilmek kolay iş değildir.
beceremeyen insan işte ' kendini dünyanın en mutsuz insanı sanan tip' oluverir...
kendini dünyanın en mutsuz insanı sanmıyordur, kendi dünyanın en mutsuz insanıdır zaten sanmasına gerek yok.

her birimiz olaylar yaşarız. bu olaylar kimimize göre cok agırdır, kimine gore daha hafiftir. ama bu sorunun büyüklüğü yada kücüklüğüyle alakalı degildir. bu insanın doğasıyla alakalıdır. yani bu biraz insan tabiatıdır. kimine gore cok büyük bir sorun bana o kadar büyük gorünmeye bilir, aynı şekilde bana çok büyük sorun gibi görünen olay sana önemsiz gelebilir. benim yaşadıgım sorun bana göre dünyanın en büyük sorunudur elbette cünkü ben yasıyorum ve ben zorlanıyorum. yani o an subjektif olmak zorundayız, objektif olmamız imkansız cünkü biz insanız. ve onun gerekliliklerini yerine getiriyoruz, ve iç güdülerimizle haraket ediyoruz. normal yani. eger öyle düsünüyorsa öyledir.
ateş düştüğü yeri yakar. Tv' de haber izlediğimizde can sıkıcı olayları izlerken vah vah, tüh tüh der geçeriz genellikle, bazen gözyaşı döktüğümüz de olur. kendisi yaşadığında, o acının yükü dayanılmazdır... nasıl ki bir insanın hasta olduğunda çektiği ağrıyı, sancıyı hissedemeyiz, hayat denen olgu da böyledir. insan ancak kendi yaşadığı duygu ve acıların ağırlığında hayata karşı güçsüz ve tahammülsüzdür. hayatın kuralı budur.
depresyon eşiğinde olan, acilen müdahale edilmesi gereken şahıs.
kendini sevmeyen insandır, zaten dünyanın en mutsuz insanıdır. asla mutluluğu yakalayamayacaktır.