bugün

istanbul gaziosmanpaşa'da "çingene mahallesi" olarak bilinen yerde yaşayanların çoğuna verilen addır. yanlış anlaşılmasın, ırkçılık falan yaptığım yok. "çingene mahallesi" adını herkes kullanıyor orası için. bu insanlar, çevre için çok faydalıdır ama çoğu insan onlara kötü gözle bakar. tabii insanı uyuz eden özellikleri de yok değildir. şöyle ki;
bizim iş yerimiz, tam bu bölgede bulunmaktadır. zaman zaman fabrikadan iş yerimize mal gelir ve biz de bu malları yaklaşık 3 saat boyuncu iş yerine taşırız. mallardan çıkan kağıt ve kartonlar ise bu arkadaşların ilgisini çeker ve o 3 saat boyunca ayak altında dolaşıp sürekli "ne zaman bitiyo abi?", "şunu da versene be abi" gibi laflarıyla insanın sabrını taşırırlar.
sokak köpeklerinin gıcık olduğu kişilerdir. *
kafa dengi programına birisi * konuk olmuş.
yaptıkları iş belediyeler tarafından ellerinden alınmak isteniyormuş. programa çıkan kağıt toplayıcısı ekmek parasının elinden alınmasından haklı olarak şikayetçi güzelde konuşuyor.
zor meslek, ona razı olmak mı yoksa yapmak mı daha zor karar vermek güç.
belediyeler tarafından düzgün araçlar ve temiz kıyafetler verilerek teşvik edilmesi gereken güzel insanlardır. dünya para ödeyip sokaklarda lak lak yapa yapa çöpçü kadrosuyla dolaşan bir sürü dıngıldan daha iyi çalıştıkları aşikar.
diğer belediyeleri bilmemekle beraber kadıköy'de gördüğüm kadarıyla arabalarına plaka verilmekte. yani belediyenin kontrolü altındalar. topladıkları kağıtları belediyeye teslim ediyorlar.
içinde yazılar ve şiirler olan katık adlı bir dergi çıkarıyorlarmış. helal olsun.
belediyelerin, hırsız diye nitelendirdiği kişiler...
ayrıca artık belediyeler kağıt toplama işini alıcakmış...
tam anlamıyla ekmeklerini taştan çıkartanlar.

çöpe her kağıt-plastik vs atışımda içimin sızlamasına sebep olan insanlar. kışın elleri üşümez mi? diye dert olur bana, yazın ise bu sıcakta yazık diye düşünürüm, üzülürüm...
(bkz: atık kağıt işçileri)
ekonomiyi dengeleyenler.
yanlız son zamanlarda bu kağıt toplama arabalarını roman vatandaşlardan çok türk olmayan zencilerde görüyorum. ne iş?
polyanna kılıklı bir öğretmen arkadaşım tarafından geri dönüşüm gönüllüleri olarak tanımlanan büyük kentlerin tutunanamayanları.
o arkalarında sürükledikleri boylarından büyük arabaları belirli aralıkla polsler tarafından toplanırmış.
sonra bu çocukların bağlı oldukları abiler!! gidip polisten arabaları kurtarır
sonra bu çocuklar kendi arabalarının borcunu ödemek için uzunca bir süre abilere çalışıyorlarmış.
bir emek sömürüsünün daha ne kadar çakalca yapılabilirdi bilmiyorum.
iyi hoş ekmek parası derdindeler de şu yolun biraz daha kenarından yürüseler be babacım ,bi gün aynayı koyacam sonra kadın şöför dehşeti bilmemne.
dürüstlükle, çalışarak ekmeğini kazanan, saygı duyduğum insanlardır. beni şaşırtan şeylerden birisi de ankara'daki kağıt toplayıcıların büyük bölümünün doğulu vatandaşlarımız olmasıdır. her karşılaştığımda "kolay gelsin" dediğim ve karşılığında gülümseme eşliğinde "sağol" diyen insanlardır.
teslimat 100 liraymis.
aram bu cocuklarla iyi.
is yerinden karton falan aliyorlar bazen yemek yiyorlar.
isi birakip kulakligi takip gece kagit toplamak fena fikir.

iki kere ciksam 200 haftada 1400 lira iyi para.
Belediyeler tarafından topladıkları çöplere göz dikilen insanlar.
Evet baskın yapılmış ve çöpten topladıkları geri dönüştürülebilir kağıt ve plastik atıklara el konmuş,
ihale ile de satılacakmış.
Devlet artık onlara kadar düştü,
Bu soygun daha ne kadar sürecek?
Birkaç yüz metre arayla konan radarlardan gelen trafik cezaları,
Okunmadan kesilen faturalar,
Devlet resmen milletin cebindeki son kuruşa kadar gözünü dikmiş durumda.
Bu sisteme dur demek lazım,
Ama maalesef bunlardan daha iyisi de şu an yok,
Yeni bir oluşum şart,
Herhangi bir partiden çıkmamış, yeni birileri şart.

https://tele1.com.tr/kagi...depolarina-baskin-470301/