bugün

hem iş hem eğlence için gittiğim büyükşehirlerden birinde alacak tahsili yapmak için bulunduğum katlı otoparkın en üst katında cereyan etmiş bir olaydır.

bilir misiniz bilmem bizim işlerde tahsilat olayı tam zamanında, tam karşılığı olacak şekilde yapılır. aksi durumda hoş olmayan olaylar gerçekleşebilir.

buluşma yeri önceden planlanmış, verdiğimiz saatte buluşma yerine varmış borçluyu beklemeteydik. himayem altında bulunan iki samsunlu çocuğu garanti olsun diye otopark girişine diktim.

borçluların otoparka girdiğine dair haber gelince arabamdan indim. saate baktığımda yaklaşık üç dakika geç kalınmıştı ve bizim camiada bunun bir karşılığı vardı. değil borcu tam ödemek, iki katını verse yaptırım gerçekleşirdi.

borçlular araçtan iner inmez etrafları sarıldı. ne oluyoruz demeye kalmadan bu mafya bozuntusu yavşağı kolundan tutup doğru otoparkın korkuluklarına götürüp aşağıya sallandırdım.

"abi ben ettim sen etme, yeminle trafik sıkışıktı, erken gelmek için kırmızı ışıkları tek tek geçtik" demesi dahi öfkemi yatıştırmamış, altına işeyene kadar sallandırmıştım. borcunu fazlasıyla tahsil edip olay yerinden uzaklaştık.

o değil de en nefret ettiğim olay, şu sidikli üstü başıyla elimi öpmeye yeltenmesi nerdeyse ölümüne neden oluyordu.
(bkz: ibretlik)
(bkz: neden altıncı katından değil)
(bkz: katlı otoparkın beşinci katından adam zallandırmak)*