bugün

rahmetli uğur mumcu'nun "kürt meselesi" üzerine yaptığı bir konuşmada yer verdiği tespitidir. eğer ki kim karşı olduğu görüşün, kendisini ifade etmesine izin vermiyorsa özünde faşist bir düşüncenin ürünüdür yaşadığı hayat.

ve bu konuda iğneleme ve aşağılamalar da konsepte dahildir. gel gör ki yaşatmayız biz millet olarak böyle adamları. tespit ve tahlilleri yerinde olan hiçkimse ne beden olarak yaşatılır bu ülkede, ne de düşüncesinin yaşatılması adına en ufak bir girişimde bulunulur.

velhasıl canlar, karşısında olduğunuz her kim varsa alıp da dinleyin. size birşey öğretmek anlamında yetersiz kalır belki ama birşeyleri öğrenmeniz için oldukça yerinde bir fırsat sunar size...
ülkemde taraf olmayanlar, barışı isteyenler, kardeşliği diline dolayanlar, empati kuranlar, çözüm yolu üretebilen beyinler, kin ve nefret ile değil, gelin dostlar bir olalım söylemi ile yola çıkanlar, popüler deyimi ile, tatlı su demokratı diye isimlendirildiler. daha a demeden size mualefet edebilecek insan sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. fikir sahibidirler. fakat yoksundurlar bilgiden, şefkatten, temiz kalpten. beyinden diye ekleyecektim birde ama tatlı su demokratlığı bizde kalsın. aydınlarımızın başına gelen yüz yıllar boyunca sürgün yahut ölüm olmuştur. ölümde bir nevi sürgündür ya neyse. rahmetlinin güzel sözünü kulağımıza küpe yapmamız dileğiyle. imza: bir tatlı su demokratı.
bu faşistlikte daha ileri nokta ise "ya bizdensin ya düşmanımızsın" anlayışıdır. kendisi gibi düşünmeyenin konuşma hakkı olmadığı gibi, kendisi gibi düşünmeyenlere sövüp saymıyorsan sen de onlardansındır.
altına imzamı atacağım, kalıbımı basacağım önerme. *
türk milletinin faşist bir millet olduğunu kanıtlayan önerme. öyle ya, dindar laiğe, laik dindara, türk kürde, kürt türke, kısaca herkes herkese düşman; ve de tam önermedeki gibi, kimsenin de farklı bir görüşe hatta tarfsızlığa bile tahammülü yok amk ülkesinde. kodumun ülkesinin başbakanı bile der ki: "bitaraf olan bertaraf olur"