bugün

duyar duymaz insanı alıp götüren, anlaşılmaz olduğu ölçüde çekici görünen güzide tıp biliminin, latince kökenli güzide terimleridir.

bir insana, otitis media operasyonu geçirdim demenin etkisi başkadır, Orta kulak ameliyatı oldum demek başkadır. Opearsyon sonrası, "yaralarım düzeliyor" demek başkadır, "granülasyon dokularımda * gözle görülür bir iyileşme sözkonusu" demek başkadır.

doktor film çekti der, babaneler. Doktor tarantino mudur ki film çeksin. Doktor MR çekmiştir, kendisi manyetik rezonans olur ki, futbolcu işidir.

MR yazmasını bilmeyiz ama, futbolcunun bi sorunu olduğunda "emarının" çekileceğini, akabinde, müşahade altına alınacağını avucumuzun içi gibi biliriz.

Böyledir tıp terimleri, karizmadır. Anlamını bilmediğin ölçüde seksepali artar.

ayrıca;

(bkz: histopatoloji)
(bkz: endikronoloji)
(bkz: diaforez)
(bkz: antrum)
(bkz: venöz basınç)
(bkz: hemanjiektazi)
(bkz: endamoeba)
adrenokortikotropik bunlardan biridir. mogol ordusu geliyor kacin lan kacin diyesi gelir adamin devaminda. veya bu lafi edebilmek icin gerekli sartlar core 2 duo islemci zart zurt falan fistik ve bir adet matrix gozluktur. yoksa her adama soyletmezler bu lafi. umugunu sikarlar.
(bkz: rektal tuşe)*
hasta ve doktor konuşuyorlar:
- sırtınız cılk yara olmuş!
- bu mu yani bilimsel açıklaman?
- cılk..yani cronic indepence local klorant..
- ooo...pardon....
- yaa...löpçük gibi kaldın di mi?
- löpçük?
- lineer öbeleyşın pört...
- hasireleeee...

(bkz: yigit ozgur)
sulcus inter glutealis. *?
(bkz: Granülsüz endoplazmik retikulum)
(bkz: karizmatik tıp terimleri)
(bkz: türkçe karakter kullanmak)
sulcus tendinis musculi flexoris hallucis longi.. tıp fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin biz bunları bile ezberliyoruz diyerek kendini acındırdıkları terim..