bugün

evlatlık olduğuna inandırıp ağlatmak.
Kafaya vurmak.

Ablam Günde 7-8 kere hiç beklemediğim anlarda kafama vururdu.
iddiasına göre zekamı bu hareketine borçluymuşum.
iki kız kardeşim var. Asla eziyet etmedim, etmeyi de düşünmüyorum. Egomu kardeşlerim üzerinden tatmin etmeye ihtiyacım yok. Ayrıca bir abla olarak görevim eziyet etmek değil her konuda yardımcı olmak. Benim karakterimde böyle.
su getir diyorum, getiriyo. hadi bidaha su getir diyorum getiriyor. kalk bide çay koy diyorum. tekmelemeye başlıyor. nerde hata yaptım ya?
kollarımdan bastırıp yüzüme tükürecek gibi yapardı abi diye hitap ettiğim vicdansız. bi de "tükürmücem o stresi hissetmeni istiyorum." diyodu psikopat manyak. ama özledim be* *..
Eziyetlere katlanma mecburiyetinde kalan kardeş olarak;

Haftada 2 yahut 3 kere gece yattığımda yorgan, battaniye üzerimde her ne var ise komple üzerime örtülüp çıldırana kadar havasız ve karanlıkta bırakılmam.

Ikimizde de birer çikolata olduğunu farzedersek; her seferinde çeşitli numaralarla önce bana yedirtilmesi, elimdeki bitince karşıma geçip kendi çikolatasının yenmeye başlanılması, ardından kahkahalar eşliğinde aç kalmış sezercik gibi yutkunuşlarımın izlenilmesi.
baş parmağımı ağzına sokmuştum ne kadar nefretle dolduğumu siz hesap edin.
Tavşanlarıma acı biber yedirmekten tut, bisikletimi kilitleyip kilidi açması karşılığında biriktirdiğim paraları istemeye, televizyon izlerken çizgi filme dalmanı bekleyip en heyecanlı yerinde kanal değiştirmekten, hadi oyun oynayalım deyip heveslendirip hop ortadan kaybolmaya çeşit çeşit gördüğüm eziyetlerdir. Sonra sen abine niye 'babamın gereksiz evladı' diyorsun.
kapıya sepetle bırakıldığını söylemek.
Küçükken gıcıklığına babaannenin cüzdandan parayı alıp ablamı gösterip o aldı şuraya sakladı diye göstermemdir. Saykoluktur kısaca
Küçükken ayaklarından gıdıklayarak uyandırırdım, gülmekten çatlayana kadar. Şimdi sesinden tırsar olduk öööaağroro yooo diye böğürüyor, dokunamıyoruz.

Tek eziyetim buydu galiba başka gelmedi aklıma.
Hatirladikca o zamanlar küçücuk olan kardeşimi sarılıp öpmek istiyorum. Golgelerle korkutmak mi, uvey olduguna turlu turlu hikayelerle inandirmak mi, neler etmedim...
Nasıl kıydım o masum tatlı kardeşime...
sürekli masaj yaptırıyorum. çok iyi yapıyor.
bulaşık süngerini yüzüne sürmüştüm.
ilkokul çağlarımda Galatasaray'ı tutuyordum. Abim denen ruh hastası her gece uykumdan uyandırıp "şampiyon Beşiktaş" dedirtiyordu. Sonuç olarak Beşiktaşlıyım, yılmıştım çünkü.
kardeşim küçükken terli çoraplarımı ağzına sokuyordum bir de tabi küçük kardeşini belli bir yaşına kadar kölen gibi kullanabiliyorsun ondan da faydalandım. keşke hiç büyümesiydi ama ergen ergen takılıyor bu zamanlar da.
az önce hatırladığım ve yaptığım gerçekten hayvanlık olan şey. benim 14-15 yaşlarım galiba kardeşim de 8-9 yaşların da falan ben tabi aptal bir ergen olarak aklıma kendimi baya kardeşime at gibi taşıtmak aklıma geldi. kardeşime atçılık oynayalım diye kandırdım ve onu at yaptım. sonra sen olacaksın falan dedim ama. başladık oynamaya, taşıyor ama nasıl zorlanıyor,ben de bütün ağırlığımı vermemeye falan çalışıyorum, bir şekilde taşıyor işte beni, kardeşim. salon dan başlamıştık oynamaya oradan mutfağa,tuvalete ve bizim odamıza kadar falan taşıyor ama dediğim zar,zor ve yavaş. yıkılacak gibi falan da oluyor işte. sonra indim artık sonunda bitmiş çocuk bildiğin, 15 dakika falan geçti tabi şimdi sen at olacaksın falan diyor. ben de tamam dedim artık. bindi, tak kapı çaldı, annemler. kardeşimi tabiki tembihlemiştim, anneme bu oyunu söyleme diye. o da tamam demişti. neyse işte kapı çaldı, kardeşim indi sırtım dan. anneme söyleyecek diye çok tırstım ama söylemedi. sonra ona diğer oyun günü geldiğinde oynayacağız falan minvalinde diye bir şeyler söyledim. bu arada oyun günü dediğimiz şey evde ikimiz tek başımıza olduğu bir gün. o gün geldi işte kardeşim gene sırtıma bindi bu sefer taşımaya başladım, salon da 2-3 tur attık dan sonra yaptığım büyüm şerefsizlik bu arada. tur attık dan sonra işte tamam falan dedim, ben tabi kabul etmez diye bekliyordum. 15 falan yaşların da 50-55 kilo olan birini neredeyse bütün ev taşımıştı çünkü. kendisi 8-9 yaşların da 30-35 kilo falandır herhalde. neyse kabul etti şaşırdım ama içim bu sefer bir kötü oldu, gene taşımadım ama diğer ki gün bakkal dan cips ve çikolata almıştım. bu da böyle bir anımdır. kardeşimle geçen konuşurken aklımıza gelmişti.