bugün

kendi bok dolu suyunda temizlenmeye temizlenmeye nihayet bulan bir yaşam ne kadar fena. ayrıca babamın çektirdiği bin bir türlü eziyeti söylemeye dilim varmıyor. panter emel yoktu allah'tan olay mahalinde pençelerini geçirdi mi sırtına zor alırdık. ayrıca iki leşim var, çok üzgünüm.
gerçekten de ne kadar insan olduğunuzun kanıtıdır. iki dükkan çalışıyoruz ortak, ikisinde de kaplumbağalarımız vardı. diğer dükkanda ölen kaplumbağalar direkt, ''öldü mına kodumunu hayvanları'' denilerek çöp kutusuna fırlatılırken o masum kaplumbağaların, ''yabancı müşterileri çekmek, özellikle de çocuklu aileleri etkilemek için alındıkları'' nı tabii ki bilmiyorlardı.

bir diğer yandan ben gelmeden önce, dükkanda bulunan dişi erkek ve de çocuktan oluşan aileye o kadar alışmıştım, ki iki ingiliz kızın verdikleri eric, carlos, ve de sue isimlerinin gecesi, küçük olanın ölmüş olduğunu anladım. kızlar anlamamıştı iyi ki. neyse bir hafta sonra da, suyunu değiştirsem de, beslesem de, ailenin diğer fertleri de öldü; tabii ki kalpten bir şeyler alarak. ne olursa olsun, can candır !
delirtici durumdur. kaç saattir ağlıyorum bilmiyorum. gömemedim de elimde sevip duruyorum. içim acıyor allahım dayanamıycam.

edit: ne istediniz minik kaplumbağamdan caniler, ne bu eksiler.
an itibariyle farkettiğim olay. dile kolay 12 koca yıl.
Kaplumbağalar ölür sen sürünüşünü hatırla.