bugün

yırtılmış ince çorabını heba etmeyip oje sürerek kurtarmaya çalışan kadındır
sevdiği erkeğin her türlü ilgi alanına saygıyla yaklaşmasını bilen kadındır.
zeki,saygılı,sempatik,sevecen,ilgili,şefkatli,dırdır yapmayan tüm kadınlar bu gruba girer.
guzelligini başka amaçlar için kullanmayan kadındır.
temelde erkeğin hasıyla aynı özellikleri taşır.*
dırdır etmeyen kadındır *
futbol maçlarında 90 dakika boyunca suskun kalabilen kadındır.hele bunların uzatmalarda ve penaltılarda da konuşmayan cinsleri varsa kesinlikle kaçırılmamalıdır.
duyulan sevginin karşılığını verebilen kadındır*
hiç evirilip çevirilmeden cevap verilmesi gerekn soru tipidir.
-kadının hası nasıl olur?
- iri kalçalı olur

-kadının hası nasıl olur?
- beyaz tenli olur

-kadının hası nasıl olur?
- koca memeli olur
vb. cevaplar dumura uğramaya da yol açar.
yemeğin salçalısını iyi yapandır.*
önce kendine sonra sevdiğine yada eşine güvenip saygı duyduğu için abuk sabuk paranoyaları olmayan baskı kurmaya çalışmayan hayatı insana zehir etmeyen bayan.

- nerdeydin
-kim vardı
-ne zaman biter
-az önceki kadın tanıdıkmıydı niye o kadar dikkatli baktın
-arkadaşların aradı uyuduğunu ve onlarla gelemeyeceğini söyledim
-3 kere çaldı neden telefonu açmadın
-hüsnü yeni bir arkadaşın mı , nerden tanıyorsun
tam da böyle başlamış söze can dündar , kadının hası demiş ve..

Kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir. . insanların içinde
kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi,
adabıyla, raconuyla istediğini alır. Dırdır etmez. Çok konuşup, baskı
yapıp erkeği bezdirmez. Yüz göz olmaz kadının hası. Bazen öyle bir bakar
ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu
bakmalarla susmalar. Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da.
Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.

Gerçek bir kadın ezik durmaz. Kambur yürümez, dimdik durur. Kendine
saygısı, güveni vardır. erkeğine can yoldaşı olur,destek olur, onu
dinlemeyi bilir.

Bazen utangaç olur, bazen ürkek. Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir
kadın. Aptal olmaz gerçek bir kadın. Bön bön bakmaz adamların suratına.
Hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur.

Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar. Neşesi
ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur. Kahkahaları vardır bu
kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.

Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu...arada bir pencereye yaslar
başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler.
Olgunluğuyla şaşırtır erkeği. Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam
saçmalar ki, yine, yine şaşırtır onu.

Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez. Huzur verir varlığıyla.
can dündar ın mükemmel yazısı.. kadınları tanımak isteyenler sık sık bu yazıları okumalılar. hatta bazı kadınlar da. buyrun defalarca okunması gereken can dündar kalemiyle kadının hası;

her gün kim bilir kaç kadın görüyorum... sokakta, vapurda, okulda, kuaförde, orda, burda...ama olmuyor hanımlar, olmuyor!
kadınlar kadınlığı unutalı daha kaç on yıl oldu ki? solaryuma girmeye, çıplak gezmeye, kariyer hırsıyla yüzlerini buruşturmaya başlayalı kaç on yıl oldu? çevremde gördüğüm kadınlardan bazılarının birtakım özelliklerini seçtim.

bunlara, dizilerdeki, filmlerdeki, romanlardaki kadınların hoşuma giden özelliklerini ekledim. gözlerimi kapadım, osmanlı zamanından kalma, hani şu afet-i devran denen kadınları düşündüm. o nasıl bir cazibedir ki, peçelerin ardından bile erkekleri aşık eder. bir fransız kadınının zarafetini düşündüm sonra, bir ispanyol kadınının ateşini ve bir türk köylü kızının tazeliğini. kadının güle benzemesi gerektiğine karar verdim sonunda. kadının hası güle benzer. rengiyle, kokusuyla, dikeniyle. açın televizyonu, bir tane gül görüyor musunuz?

kadının hası... kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur.
ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet. şımarıklığın da hakkını verir. ağırbaşlı tebessümleri olur bir de. kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek. bu tebessümler sevgidir.

yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde. kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun. erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın. kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir. .insanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır. dırdır etmez.
çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez. yüz göz olmaz kadının hası. bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar. bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayıda. ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez. gerçek bir kadın ezik durmaz. kambur yürümez, dimdik durur. kendine saygısı, güveni vardır. erkeğine can yoldaşıolur, destek olur, onu dinlemeyi bilir.
bazen utangaç olur, bazen ürkek. soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın. aptal olmaz gerçek bir kadın. bön bön bakmaz adamların suratına. hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur. hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar. neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur. kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında. sesi güzel olur kadının, biraz buğulu...arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler. olgunluğuyla şaşırtır erkeği.
bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine, yine şaşırtır onu. sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez. huzur verir varlığıyla. bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı. içli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır. konuşurken insanın yüzüne bakar kadın. kibirli olmaz. kültürsüz olmaz. bomboş olmaz kafası. dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır. kişiliklidir. beceriklidir. tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa, boksör de olsa üzülür. gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez. etini teşhir etmez. fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır. albenisi metrelerce öteden çarpar adamı.
ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir. gerçek bir kadın paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez. uzun saçları vardır kadının. yumuşak olur, güzel kokar. kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir. kadına yaraşmaz soğukluk.

gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz. havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler. kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz. erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar. güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar. kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz

has kadına naz da yakışır, kapris de. öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker. gerçek bir kadın şiir gibi olur, ney gibi olur, ömür gibi olur.
Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir;
gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.
Has kadına naz da yakışır, kapris de.

Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki,
onun nazını erkek zevkle çeker.

Gerçek bir kadın şiir gibi olur,
mey gibi olur,
ömür gibi olur.

can yücel
ah nerde o soluğundan öpülecek kadınlar artık. ah nerde artık dişiliğini asaletiyle harmanlayan, kulağına en arsız sözcükleri fısıldarken de, dizlerine yatırıp saçlarını okşarken de aynı şiddette ruhunu sana geçirecek kadınlar. ah nerede maskesiz yaşamayı bilen, savunma mekanizmalarını herşeyin önüne geçirmeyi komik bulan, işinde kaplan gibi, erkeğinin yanında kedi gibi olan kadınlar.

kimsenin önünde eğilmeyen ama erkeğinin gömlek düğmelerini elleriyle iliklerken, göğsüne yaslanıveren. ah nerde o kadınlar..
evrenle yaşıt ve evrenle aynı cinsiyete sahiptir.. kendisi olmasa, şu evrende bok gibi olur her şey.. ne kendisinin ego savaşları ne de bir şeyleri hırs yaptığında gözlerinin ve zihninin yok olması, hiçbiri umrumda değil, hiç olmadı, hiç de olmayacak..
geberdiğim gün bir kadının göğsünde ölmeyeceksem eğer neye yarar ölümüm.. neye yarar yaşamım.. ki bir erkeğin ölümü kadınının göğsünde olmayacaksa ölüm değil, telef olmaktır o..

teni mezarım olsun.. çok güzel bir sevişten ve sevişmeden sonra ben son nefesimi vereyim.. sokulayım tenine.. nefesini yutup, tuzunu hissedeyim ruhumda.. bir kadın lan işte.. çok mu zor.. kılıflarını atmış olsun ama.. hep bahsettiğim ve hep bahsedeceğim gibi.. saçma telaşlarından arınmış olsun.. onu taptığımda yok sayayım herkesi.. ve her şeyi..

ayak bileklerini öpeyim bir çok gece.. ellerimi rahmi üzerinde gezdirip, ensesine dokundurayım dudaklarımı.. acıya dair, öfkeye dair, kötülüğe dair yaşamış olduğu her şeyi unutturayım ona..
açayım avuçlarını.. ellerimin içine alıp, gözlerine bakıp öpeyim.. gülümsesin o.. kadın olarak yaratıldığı için binlerce kez teşekkür etsin tanrı'ya.. son bir teşekkür öpücüğünü de benim şakaklarıma kondursun..

kadın işte.. olsun.. sonsuza kadar.. yağmurlu bir gece beraber çıktığımız akşam yemeği sonrası evimize geldiğimizde ben önce inip arabadan, kapısını açayım.. o güzel ayakları ıslanmasın diye ceketimi sereyim yoluna..
çıplak kalayım yanında.. çırılçıplak hem de.. örtünmeme gerek kalmasın.. kapanmama.. saklanmama.. hiç olmadığım kadar ben, ben olayım yanında..
kavgalarım bitsin.. öfkelerim.. kırıklıklarım.. hepsi iyileşsin.. iyi olsun.. iyi olalım.. ve ben onu hep seveyim.. her zaman ve her şartta kulağına fısıldayayım;

"sen hep güzelsin.."
kadin sadece sevisirken ezilmek ister. diğer turlu pamuga sarilip fasulye gibi filizlenmeyi bekler..

parmak uçlarıyla tokalaşmazlar.

konuşurken gözlerini kaçırmazlar.

hatalarını, zayıflıklarını, zaaflarını, öfkelerini, duygularını gizlemezler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar