bugün

kadınların cidden odun veyahut kalas olduğunun kanıtıdır. yıllarca o çirkef tavırlarıyla bunu gizlemeyi başarmışlardır.
kadın şiirdir.
çünkü kadınlar içlerinde yaşar bu hissiyatı dedirtir.
Ağızları hiç durmadığından, düşünmeye, şiir yazmaya fırsat bulamamaktadırlar.
şiirlerin çoğu kadınlara ve güzel şeylere ithafendir.

zaten, kadın kime yazsın ulan?

kadınların yazabileceği şiir erkeklerin gücü yiğitliği vs üzerine olabilir sadece ya da çiçekli böcekli şiir.

he illede kadın kadına yazacaksa ee kusura kalmasın aga erkeğingayi kadınınlezbiyenidir o.
kadın bilim insanı edebiyatçı hatta aşçı gibi gibi birsürü alanda yok denecek kadar azdır. sorsan feminisrlere ataerkil sistem ama çıkanlar nasıl çıkıyor ? dünya da ünlü bütün kadınlara bak usta baldır bacak meme göt 4lüsü ile tanınanlar yüzde 95tir. hani feminizm ?
Şiirlerini kendilerine saklıyorlardır. Bir de sevdiği kişiye
genelde talep edilen olduklarındandır tahminimce.
ilhamını erkekten alan bir akıldan şair olur mu?
onlara şiir yazdırdatacak denli mükemmel erkeği bulamadıkları için azdırlar.
erkeklerin daha duygusal vs olduğu anlamına gelmez.

Örneğin en guzel aşk siirlerini nâzım yazmistir ama bi milyon sevgilisi olmustur bi milyonuna da şiir yazmistir bi milyonunu da aldatmistir.

edit: duygusal yogunluk ile sadakat farkini biliyorum. ama erkeklerin her daim bu kadar yogun ve degisken duygulari yasamasi duygusal olgunluga erismemis olmalari ya da duyguyu tanimlayamayip her duyguyu ask sanmalari olarak yorumlanabilir.
Az ama özür.
(bkz: didem madak)
Erkeklerin daha duygu yüklü olduklarının kanıtıdır.
kadınlar şair olmaz
erkekleri şair ederler. evet.
Olum hangi uzvunuza methiyeler düzelim. Hangi hareketinize. Bi uzvunuz var işe yarar. O da pek şiir yazılası değil.
Kadına şiir yazdıramayan erkekler utansın.

Mesela Anneannem ömrü boyunca bir şiir yazmış o da bana. Erkek torunu da var kadının ama hepsi boş ben baki.
Gelin tanışalım.
daha çok şiiri yazan taraf değilde, şiir yazılacak oldukları için olabilir. ya da gerçekten kadınların erkekler kadar güzel hissedip yazamamaları da olabilir. diğer yandan kadınlar iki satır yazacak kadar sevmediğinden de olabilir.

not: tüm kadınlardan bahsetmediğimin altını ispirtolu kalemle çizmek isterim. genel olmayan bir genelleme ile fikirlerimi beyan ettim, bütün kadınlar üzerine alınmazlarsa sevinirim. arz ederim.
Çünkü onlar kişilere değil kişilerin cüzdanındaki kağıt parçalarına aşık olurlar ve o kağıt parçalarını başkalarında da bulurlar.
Kadınların asırlardır her konuda kısıtlanmasından üzerinde olan baskıdan dolayıdır. Kendilerini bile ifade etmeleri kısıtlanmıştır. “Onu yazma yanlış anlarlar..”
Çünkü şiirlerin büyük çoğunluğu aşk konuludur hatta karşılıksız aşk, hayranlık, özlem, ayrılık konuludur.
E topluma baktığımızda da kaçan taraf hep kadın ezik ezik onun peşinden koşan, kendini harap eden de erkek.
Kadın niye şair olsun?
Her ne kadar çağımızda toplumsal cinsiyet açısından bakılırsa, kadınların baskı altında olması ve ikinci sıraya atılmasıyla açıklansa da, aşk kavramı erkek açısından daha barizdir. Bu doğal olarak böyledir. Kadınlar o yüzden erkeklerden zekidir. Mantık hep ön plandadır kadınlarda. erkekte ise hem testesteronun rolü hem de bir şekilde toplumsal rollerden dolayı mücadeleyi ele alır. Öyle değil midir hep? erkek kazanır kadın evi ya da yuvayı yönetir. Bu da ortaya ister istemez her şey için mücadele eden erkeğin, aşk için de etmesini gerektirir.
Bununla beraber kadın aşık olmaz diye de bir şey yok. Ortada o aşk için mücadele ruhunun yaşanması var. ve her mücadele sonucunda bir doğurganlık yaratır. Zaten bu doğurganlık doğal olarak kadında olduğundan, erkekteki doğurganlık, hayatta kendini ispat etme açısından hayatla ilgilidir.
ilk olarak aklıma gelenler; gülten akın, füruğ ferruhzad, didem madak, nilgün marmara, yaşar nezihe, birhan keskinve bu liste daha da uzayabilir. adını bir çırpıda hatırlayamadıklarımdan özür dilerim.
nazarımda yanlış ve boş bir tartışma konusu. bunun paraleli ise sadece erkekler aşık olur anlayışıdır.
işte bunlar hep popüler kültür.