bugün

yeni bir yazar. galiba hıyar tarlası varmış. tarımcı bir kardeşimiz hoşgeldin. ((#22545469))
Masumiyet'i izlemeden pek bir şey anlaşılması mümkün olmayan film.
Ayrıca bu filmi izlemek için farklı bir bakış açısı lazım. 'Hadi bakalım izleyelim, acaba neler olacak' kafasıyla izlenecek bir film değildir.

Bugüne dek 96 kez izledim, dalya dememe az kaldı.

--spoiler--
Geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. Birden durup dururken içim cız etti. Bi baktım gene aynı karın ağrısı… Öyle özlemişim ki seni, dönerken bir meyhane gördüm. Bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum bir de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık… Sonra gözümü bir açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor, bir daha açtım başımda bir çocuk, kalk abi diyor Kars’a geldik. Otobüsten indim yürümeye başladım. Dedim Allahım nerdeyim ben, burası neresi. Sonra güç bela burayı buldum, kapının önünde durup düşündüm. Dedim Bekir, bu kapı ahret kapısı burası sırat köprüsü. Bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin, iyi düşün dedim. Düşündüm düşündüm, ama olmadı. Dönemedim. Sonra bak oğlum dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.
--spoiler--
It öldüreni aç. Ciğerini eskite eskite izle.
Normal bir şekilde izlenecek film değil.

Edit: ne yalan söyleyeyim ilk izlediğimde sıkıldıydım. Bu formülü daha sonra keşfettim.
Masumiyeti izlemedim anlaşılmayacak ne var anlamadım aq.
O kadar durağan olmasına rağmen insanı içine alan tek film muhtemelen.
Bekir abimin esas manitası ama süper kızdır Uğur abla siz bakmayın evli barklı olduğuna abimin, esas hikayesi Uğur abladır. Kerem ile Aslı'nın kinden bile daha büyüktür Allah'ıma.
Artık adam gibi bir ses restorasyonu yapılmasını beklediğim filmdir. 10 kere izlememe rağmen repliklerinin çoğunu Twitter'dan öğrendim.
Hayatının hiçbir döneminde sigara içmemiş insanlar bu filmi beğenmezler, beğenirlerse de o gün sigaraya başlarlar.
Rahatsız edici bir filmdir. Şahin taksiler,bozuk istanbul sokakları, hayatın gerçekliğini çirkinliği en güzel şekilde yansıtmış bir film. o mobilyacı dükkanı, o çirkin halılar, o fuji film zarfı, o ercan taner'in maç anlatımı, hele de "süleymaanuu" deyişi... her şey bu kadar gerçekken ve her şeyin bu kadar gerçekliği bu derece çirkinken nasıl oldu da hayal oldun kaldın be bekir'im?

"sonra bak oğlum dedim kendi kendime yolu yok çekeceksin isyan etmenin faydası yok kaderin böyle
yol belli ey basını usul usul yürü şimdi....."
Bekirin uğuru bir kere sikebilse peşini bırakacağı temalı film.