bugün

kuzey avrupa soğukluğunda ayrıca güney afrika sıcaklığında olan şahaser björk çalışması..
dinlemekten vazgeçemediğim björk şarkısı.
nedendir bilmem bu şarkıyı her dinleyişimde aklıma tahinli çörek ve kahve gelir.
(bkz: joga bonito)
Björk'ün anavatanı ve en değer verdiği arkadaşı için bestelediği dinlenince bir daha dinlenilen şarkı.
buz tutmus bır golun uzerınde kayarken buzun anıden catlaması gıbı bır sey bu sarkı. daha da bır sey demıyorum.
portekizce; oyun anlamina gelen kelime..
çok sevilene çok sevildiğini bilsin diye adanan güzide eser.

"All that no-one sees,
You see,
What's inside of me,
Every nerve that hurts,
You heal,
Deep inside of me, oo-oohh,
You don't have to speak,
I feel."
björkün en en en güzel şarkılarından. hatta bulunduğu albümün -Homogenic (1997)- en iyi şarkısı diyebilirim. ane brun coverı da fena değildir. an azından björkün önünde söylemek zor olsa gerek.

http://www.youtube.com/watch?v=IC4RTMsb8bA
bütün hücrelerime, dokularıma, organlarıma, bütün duyularıma dokunuyor bu şarkı. björk ün insan işi olmayan işlerinden sadece bir tanesi de olsa sabahlara kadar bana ütopyalar yaratabiliyor. bulutun üzerinde dünyayı gezerken burnuna vanilya kokusu gelmesi gibi bir şey. ilahi bir şey.
hadi bakalım http://hhttps://www.youtube.com/watch?v=iqK32noM00E