bugün

sen, sen, sen de lan, ben konuşurken yüzüme bak. evet, hepiniz, ispanya yı tutanlar, şimdi alın benim takımı tutun diyeceğim, bana yakışmayacak, böyle basit espiriler, siz, hepiniz emperyalsiniz, boşuna yalanlamaya çalışmayın, anlarım.

bu arada, ne ladn bu, emperyallere yapıştırılan, ''gominist'' yaftası gibi hakaret. ben onları övüyorum esasında.

lafı dolandırmaya gerek yok. abi, ben ispanya nın şampiyonluğunu zaten biliyordum diyen eziklerin, kafası ancak, 2.5 yıl yaşayan ahtapottan farkı yok. bu durumu kestirmek çok da güç değildi.

sadece, yarım metreye pas yapan, sanki sahada 11 tane maldonado varmış gibi, insana seyir zevki adına bir hiç veren takım sevilir mi ya! akıl var mantık var, en azından bende var, bana sorun.

belki dünya kupası tarihinin, en sıkcı kupası olmasına, vuvuzela ie birlikte en çok sebep olan bir takımdan bahsediyoruz. ispanya dan. yunanistan bile avrupa şampiyonu olunca çok daha göze hoş gelen bir futbol oynamıştı. en zevkli takım addedilen takımın nerdeyse tüm sonuçları, 1-0. artık gına gelmişti, ispanya nın maçlarından bana.

ispanya yı destekleyen, güç tapıcıları. popüler kültürün, yan etkileri. memnun musunuz şimdi? hayat daha mı keyifli oldu. sanki bitti dimi, emekli kuyruğunda birbirini avuçlayan pörsüklerin dramı. ya da tuvalatte etrafa nimet atıp, gelen cinlerle ilişkiye giren, verixi kızların aynı teranesi. hayır, hepsi artarak en monotonluğuyla devam ediyor. şayet, kupayı ispanya değil de, almanya ya da hollanda alsaydı, tamam tüm bunlar bitmeyecek, özlediğimiz güneşli günlere kavuşamayacaktık! lakin, inanın etrafta, bembeyaz kanatlarla uçuşan kırmızı götleri açıkta, embesil, orangutanlar görmüş kadar şaşıracaktık, bu dünya kupasında.

ama olmadı, olmadı. işte, yine sizin istediğiniz oldu. şimdi mutlu musunuz?