bugün

sonucu gözlerinizi hastanede ya da taksicinin evinde gece (hayalet olup korkutmak maksadıyla) açtırabilecek, tehlikeli bir harekettir.. dikkatli olmakta fayda var..

abi duruyorum ışıkların başında.. yaya bir haldeyim.. hatta arsenal'de oynayan abim kolo toure'nin beni gelip almasını bekliyorum (haha avrupa futboluna hakim olmayanlar bu son cümleyi es geçsin, saçma bir espriydi zaten ama yapmadan duramazdım).. önümden arabalar geçerken, bana kırmızı yanmakta.. kafamda bin tane düşünce.. master'daki kıza yavşasam mı? yoksa derslerime mi önem versem? neden aynı anda iki şeye odaklanamayacak kadar gerzeğim?
falan filan böyle düşünüken.. tam önümde bir araba duruyor.. demek ki arabalara kırmızı yandı.. atıyorum hemen ilk adımımı *daaaaaat*, bir araba ötüyor.. ''allah allah, terbiyesize bak hem kırmızıda geçiyor hem de bağrınıyor..'' diyorum ikinci adımımı atarken.. bu sefer de *doooot* bir tır falan devriliyor, beni ezmemek için.. bir şey oldu mu falan diye bakarken bir motosikletli yanımdan geçiyor, muhtemelen sövüyor ama ben sadece ''........mınako.......'' diye bir ses duyuyorum, çok hızla geçiyor..
neden sonra aklıma ışığa bakmak geliyor ki, bana hala kırmızıymış.. müşteri beklemek için duran taksicinin fake atması beni kandırmış..

hani sadece ben yansam bir derece kabul edeceğim, salağım diyecek geçeceğim.. ama benim yola çıktığımı görüp bana kanan ve inanan, yola doğru takip eden bir dolu insan da ölüm kalım savaşı veriyor, güzelim bağdat caddesi can pazarına dönüyor.. jackie chan gibi gelen arabanın üzerinden koşan yaşlı teyze gördüm..

''neden aynı anda iki şeye odaklanamayacak kadar gerzeğim?''i bıraktım.. ''neden bir ışığa bile bakmayacak kadar gerzeğim?''e başladım.. iyi gidiyor şu anda..
taksici ve arkasındaki arabalar tarafından, feci şekilde cezalandırılmanıza sebep verilecek hadisedir. çünkü burası istanbuldur; özgürlükler şehridir, burada taksiciler yeşilde durur, 10 metre ileride yolcu el edince kırmızıda gaza basar, 13 yolcu kapasiteli minibüsler otuz küsür yolcu ile kapasiteleri aşıp, açık kapı ve dışarıya doğru sarkan bir iki gariban ile seyahet etmekten, adrenalini tavan yaptırıp tansiyonu düşürtmekten büyük zevk alırlar, otolar emniyet şeridine dalar, polis görülmeden kemerler takılmaz, şoförler cep telefonlarını kapatmaz, halk otobüsleri taşıdıkları yüze yakın yolcuya bakmadan, bir birlerini sollamaya çalışırlar, bir yolcu fazladan alabilmek için ki türkiye şartlarında bir iki ytl'ye tekabül eder, yapmayacakları şey yoktur. ** (bkz: 500t).

fakat özgürlükler şehri güzel istanbulumda, tüm emniyet şeritlerinde görevli görevsiz kamu araçlarının geçtiği, emniyet şeritlerinin düzensiz bir otobüs hattı, metrobüs yapmak adına bizzat belediye ve iett işbirliği ile devlet eliyle işgal edildiği bir şehirde, kimse cezalandırılmaz. kırmızı ışıkta geçip yayanın canına kast etmek, bütün medeni ülkelerde taammuden adam oldurme şeklinde yargılanır. ancak kimse trafik suçunda ağır bir cezaya çarptırılmadığından, emniyet güçlerinin yeterli müdahelesi olmadığından yayalar istanbul trafiğinde her daim tehlike altındadır ve bu durumunda düzeleceği yoktur.

bu nedenle sevgili yaya kardeşlerim, kafanıza çok takmayın bu ışıkta ölürseniz, sadece ölmüş olursunuz ki sizin sorununuzdur, sağ kalırsanız bir sonraki ışıklarda şansınızı bir daha denersiniz.