bugün

kendi sesinle seslendirdigine aşık olmak..bir bakima kendine aşık olmak gibidir.. sesini ne kadar güzellestirdigine göre karsilasma aninin doyumu ve an'dan öteye geçip geçemeyecegi dogru orantılı olabilir ya da ters orantili oldugunu da iddia edenler çikabilir..
aşkınn kurallari geçerlidir form degistirmiş halde...
kirmizi çiçekte kahrolur elinde yesillenmis bir çiçekle beklersin..dönüp dönüp history okursun.. ona sözcükler biriktirirsin ceplerinde.. baktin olmadi ben senin online olma ihtimalini sevdim dersin...
aranarak bulunamayacak duyguların peşinde olanları tatmin etmeyecek birliktelik çeşidi.
(bkz: mesajınız var)* *
geçmişin teknoloji ile harmanlanarak günümüze ulaşmış halidir. nasıl ki zamanında bir çok kişi görücü usulü evlenmiş işte bu da bir nevi o'dur. bir server bağlantısı ile arka planda monitöre yansıyan fikirler ve görüşler ile hareket ederek sanal,anal,oral yaşantılar getirir hayatımıza. ha ne kadar doğrudur belki tartışılabilir fakat yaşadığımız bu zaman diliminde çoğunluğumuzun bir şekilde ucundan tuttuğudur.
(bkz: sevgi dokunmaktır)
büyük bir çoğunluğunun mahkeme salonlarında son bulduğu aşk çeşidi.
mirc ile başlayan icq ile devam eden ve günümüzde msn, sözlük yada facebook ile pekişen aşklardır.
http://galeri.uludagsozluk.com/g/internet-aşkları/
yalana dolana da açıktır.
buzdolabının üstüne nereden geldiği bilinmeyen kebapçı broşürleri gibidir internet aşkları.
üstünde yemekleri temsilen çekilmiş, doygun porsiyonlar dolu, fotoğraflar misali.*
(bkz: leylam dijital olmuş)
Yakında net-i izdivaç düzenleyip sevap kazanmamızı sağlayabilir.
seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum... üzerinde, sana o çok yakışan beygirli avatarın vardı. bir sitede kendi halinde bloglar yazarken bir anda beni kendine çektin. daha o ilk görüşte vuruldum sana. uzun süre gizli gizli takip ettim. yazdığın yorumları defalarca okudum, ezberledim adeta. sonra gönderdiğin postlara yorumlar yazmaya başladım. önceleri kıl oldun bana. sonra sonra ısındın. ne de olsa en dandirik yazılarına bile gözümü kırpmadan yağdırıyordum iltifatlarımı...

sonra o ilk mail... bütün cesaretimi toplayıp sana o ilk maili gönderdiğim gün kalbim duracak gibi oldu. metni yazıp göndere tıkladığımda içimde fırtınalar kopuyordu.
sonra bekledim...
bekledim...
bekledim...
tam dört gün sonra cevap geldi. inboxımda nickini gördüğümde dünyalar benim olmuştu. artık biz olmuştuk ve nurtopu gibi iletişimimiz vardı. kalbimin ritmini düzene sokup maili açtığımda benim türlü komiklikler barındıran, boyun kadar yazdığım mailime "hımm... tşk... lol..." gibi tırt bir cevapla karşılk verdiğini gördüm. o kadar mesuttum ki ehe.

sonrası daha hızlı gelişti... ardı ardına yazılan mailler, devam eden yorumlaşmalar, msn alışverişi, internetin kuytularında yiyişmeler, sabahlara kadar süren flörtöz muhabbetler, blogtan bloğa oynadığımız kovalambaç, saklambaç, birdirbir ve uzun eşek oyunları... allahım bir rüyada gibiydim. ruh ikizimi, öteki yarımı, dünyanın en mükemmel insanını bulmuştum ve bunun için götümü sandalyeden kaldırmama bile gerek kalmamıştı. ne olur bitmesindi bu rüya. sonunda evlilik olsundu...

lakin örümcek kılıklı kader ağlarını çoktan örmüştü... bana "ii geceler bebeem... çok uykum geldi... yatorum ben... mucks..." yazıp gittiğin bir gecenin sabahına uyandım ve ilk iş olarak kompütürümün pavyon ışıklı açma düğmesine bastım. inboxımda bloğuna yorum yazıldığını gösteren 69 gönderi olduğunu gördüm. heyecanla sayfanı açtığımda site komple başıma yıkıldı. bir başka blogcanla sabaha kadar fingirdeşmiştin. bu gerçek olamazdı. bunu bana yapmış olamazdın. o an binlerce dolar saydığım kompütürümü pencereden atmak istedim. sonra hala taksitlerini ödediğimi hatırlayıp vazgeçtim. onun yerine siteden rasgele bi bloğa tıkladım. karşıma çıkan ilk karşı cinsimi takibe alıp, ona aşık oldum...
YAŞAMADAN iNANILACAAK ŞEY DEĞiL LAKiN EVET VAR ..
aka da boka da konma özelliği ona gönülün kendini teknoloji çağına uydurmasının sonucudur.
(bkz: sevgilinin nickini fare ile okşamak)
kadın - erkek arasındaki her duyguya ya da duygumsu şeylere aşk demekten ne zaman vazgeçeceğimizi merak ettiren aşk (?) türü.
paylaşma,konuşma ihtiyacını gidermekten ibarettir.keyif vericidir.ama yanıltıcıdır ve gelip geçer.
level atlayarak bir üst bölüme geçtiğinizde dikkat ediniz.

(bkz: burası kasıyor msn var mı)
(bkz: msn kasıyor telefon var mı)
(bkz: telefon kasıyor buluşalım mı)
(bkz: buluşmak kasıyor sevişelim mi)
aşık olmayı isteyen ve boşluğa düşen insanın bir süreliğine oyalanmasına ve yalnızlığını dindirmesine yarayan aşklardır.
yalnızlaşan toplumların işidir.

'biz büyüdük ve kirlendi dünya.'
arada oluşan arkadaşlıktan öte bir şey ise de adı aşk değildir. görmeden, birebir bir şeyler paylaşmadan aşk olmaz. etkilenirsin belki ama aşk başka hocam. kavramlarda sorun yaşamayalım. kaldı ki güven denen bir şey var. yanındaki insanla bile güven konusunda sorun yaşıyorken, hiç tanımadığın birinde bunu nasıl aşabiliyorsun? arkadaşlıklar, çeşitli paylaşımlar olabilir bu ortamlarda fakat aşk başka. bambaşka....
günümüzde, evlilik programları nasıl büyük bir kesim tarafından mantıklı karşılanıyorsa, bir kaç sene içinde internet aşkı da o aşamaya gelecektir. ayrıca internetten sizinle aynı şeylerden hoşlanan insanları bulabilirsiniz ve bu ilişki arkadaşlıkta kalır ya da safça bir hoşlantıya da tutulabilirsiniz, ve bu ilerleyedebilir. görmeden, birbirine dokunmadan nasıl aşk olacak derseniz, zaten aşk olacaksa, her türlü engel aşılıp sanaldan gerçek hayata dökülebilir o ilişki, eğer iki tarafta gerçekten samimiyse *
bir gün bitmeye mahkum olan aşklardır.
insanın başına gelmedikçe her zaman mantıksızlığını koruyacaktır.
asosyal olduğunun göstergesidir.