bugün

adiliğin vücut bulmuş halini cehenneme bağlayan bir köprü kurmak istiyorum bomboş zihinlerde. geçmişinizden bağlantısını başlatıp anın durgun sularında ya da yaşamın akışına teslimiyet bürümüş bu halsiz, komik karanlıkta, bez bebeklerden akan masumiyeti charlie chaplin tadında haykıranlar elbet su'ya dokunamayanlardır.

lafım size ey mukaddesat düşmanları! sizin içinde kaybolduğunuz hiçbir amacı bulunmayan hayatlarınıza dair haykırıyorum bu gerçeği. birçoğunuz anı yaşamaktan hayat dediğiniz bomboş sayfayı dolduracak, bütünleyecek bir kitap yazamamakla suçlusunuz gözümde. o sandalyeye oturup tüm suçlarınızın hesabını vermeli, size verilen bomboş bu defteri böyle hoyratça doldurmanın ve bir anlam bütünlüğü sağlayamanın ağırlığını kafanızdaki daffy duck örneklemelerine de başlayarak doldurmalısınız.

ha ben bu yazıyı yazarım da, anlayan anlar. ama önemli olan anlamak isteyene dair yazmak değildir, anlamayana ironiyle karışık salvolar savurmaktır bazen. ayar mı? ayar olabilmesi çok kolaydır bu yazının ve sonucunda troll olmakla kolayca suçlanacağınız elliye yakın başlığı bir anda sol frame dediğiniz bölüme açabilirim. büyük ihtimalle sinirden duvara yapışır, nefes almakta zorlanırsınız.

amacım ise tabi ki bu değil. sözlükte troll sayısı oldukça fazla ve onlar görevlerini eksiksiz ifa etmekteler. mavi velvele lerden başlatacağınız bu zincirin sonu büyük ihtimalle kanalizasyonda sona erecek bir çalışmaya dair anılar içerecektir hafıza dediğimiz varlığın bölümlerinde. buna karşılık yapmak istediğim bir uyanış, bilinçli bir başkaldırının tohumlarını sözlüğün uzun süredir verimsiz olan topraklarına bırakıp, yemyeşil bir çınarın ilk fidesini yeşertmesini sağlamaktır.

bu öyle bir ahlak bilincidir ki, hiçbir şekilde zavallıların sahip olamayacağı ve hiçbir şekilde provokasyonların rüzgarında kaybolmayacak bir eylemin ilk atış noktasıdır adeta. provokasyonla artı kazanmak değil, provokasyonla yoğrulmuş bünyeleri bilginin ezeliliğinin altında bir demir balyozun yapacağı etkiden farklı olmayacak şekilde ezmektir. ve bunun ilk tohumu da bu yazıdır. okuyan ve destekleyen herkesin altına imzasını atacağı o ilk kıvılcım!

içinizde susanları ateşledim!
biçimsel olarak insana benzeyen ancak düşünsel olarak insanlaşamamış bünyedir.
herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen, unutmazsan halkı krallarla gezerken...
dost da düşman da incitemezse seni ne küçümser ne de büyültürsen çevreni... her saatin her dakikasına emeğini katarsan hakçasına her şeyiyle dünya önüne serilir ... işte o zaman insan oldun demektir...