bugün

Zor meseledir vesselâm. Gerekte yok. Yaşamaya devam. Evet.
Kendinizi anlatmayınız, bırakın, kişi sizi ne kadar merak ediyor ve tanımak istiyorsa o uğraşsın sizin hakkınızda bilgi sahibi olmak için. siz kendiniz anlatırsanız sadece sıkıcı olursunuz karşı taraf için.
Insanların asık suratlarına işemekten çok zordur.
Oldukca zordur. Yaşadığımız devirde daha da zordur. Zira insanlar sözcüklerinizi yanlış anlaşılmaya açık olmasa bile yanlış anlamaya çalışırlar.
zaman kaybıdır. anlatmak istediğinizi anlasalar yine iyi hep kendi anlamak istediklerini anlarlar.
en güzel versiyonunun harun abimiz tarafından yapıldığı tanıtmadır;

' ben 30 yaşındayım, ankaragüçlüyüm. polisim, cinayet bürodan, yani katilleri yakalıyoruz. o yüzden mesai saatim yok. bekarım. annemle babamla yaşıyom. evim arabam yok, arabam var şey arabam var, emniyetin arabası var. emniyetin arabası dediğime bakma 24 saat kendi arabam gibi öyle rahat bir araba, kimse karışamaz o arabayla bana, kimse değil amirim bile karışamaz o arabayla bana, yani öyle bir araba. benzinde yine aynı şekilde emniyetten. o yüzden istediğim yere gitme şansına sahibim. mesela burdan çıkayım, yani bir allahın kuluna sormadan, işte bodrum, dalaman, kuşadası gibi abartmak istemem ama yani öyle yine de şereflikoçhisar, polatlı, işte ayaş, mamak oralar çok rahat yapabilirim. belki bilmek istersin diye şey yaptım, yani altı yaşından beri ben sabahları bayram namazına giderim. yani bayram olduğu zaman bayram namazına giderim. babam zorla götürtürürdü beni o bayram namazlarına ben gitmek istemezdim de, sonra bir alışkanlık oldu o devam etti gitti. şimdi ben babamı zorla götürtüyorum şey yapıyor. ya ben kendimi eksi artı ya da iyi kötü diye değerlendirmek istemiyorum esasında, sonuçta neticede insanız yani hepimiz ama herkesin de belli bir hayatı var şimdi. yani mesela benim hayatımın çevresinde kadınlar oldu. aynı zamanda bu konuya da girmek isterim. mesela komiser yardımcısından tut pavyondaki konsomatris, çeşitli duygusal bağlantılarım oldu ama yani. ya da içki konusu da aynı şeyde, yani birasından rakısına, rakısından şarabına, şarabından tekilasına kadar hepsini denemiş, sevdiğim bazı içkiler, onları hep içtim ama yani, artık içmiyorum, içkiyi bıraktığımı söyleyebilirim. yani sen bunları bil diye şey yaptım. yani harun sinanoğlu bu. bunların üstüne bir sünger çektik. şimdi yeni bir hayat, yeni bir düzen işte.'

sen nasıl bir insansın be harun abi.
kendinizi başkasına anlatmayın.
sizi seven kişinin buna ihtiyacı yok; sevmeyen de.. inanmayacaktır zaten.
onun hayatında bir seçenek isen, onun senin için öncelik olmasına müsaade etme.
ilişkiler en iyi dengeli olduğunda yürür.
sabah uyandığımızda iki basit seçeneğimiz vardır.
tekrar uyuyup rüya görmek veya uyanıp rüyanın peşinden koşmak.
bize değer verenleri ağlatırız.
bize değer vermeyenler için ağlarız.
en mantıklısı :
(bkz: ben buyum böyleyim)
bunu yapmadan önce kendini anlamak lazım kendine anlatamadıktan sonra ne anlamı var başkasına anlatmanın.
karşı tarafta seni anlayacak potansiyelde biri yoksa boştur.
genel olarak kendini anlatamayanların yaptığı eylem.iyi ifadem varsa neden dipnot düşme ihtiyacı hissedeyim?
lüzumsuzdur.
(bkz: bırak dağınık kalsın)
anlatmaya çalışırsın kendini, onlarda sana yalandan "anladım" gibi kafalarını sallar.
ben diye başlamadıkdan sonra insanlarıyıldırmayacak eylemdir .ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
-selam ben hede hödeö
-selam ben de sister zickler
-nick name inizi biryerden hatırlar gibiyim. hah buldum peder zickler den alıntı değil mi?
-hayır canım, değil canım. eşşeğin kızkardeşinin zikinden alıntı benim nickim.
-hehe gachayım.

gibi diyaloglara sebep olur.
'' iyi bir iletişimde kendimizi anlatmanın sonuçları aşağıdaki maddeler halinde özetlenebilir.

-kendini tanımlayabilmek:
kendimizden bahsederek olmak istediğimiz kişiyi de tanımlamış oluruz. Eğer siz kendinizi tanımlayamazsanız başkaları sizi tanımlayacaklardır.
-Kendini bilme :
Gerçekte ne düşündüğümüzü bilmemiz çok güç olabilir. Kendimizden bahsetmek, duygu ve düşüncelerimizi ve kendimiz için uygun kimliği sözelleştirmemiz demektir. Örneğin, danışma/ psikoterapi kimi zaman konuşma tedavisi olarak bilinir. Psikologlar kelimelerin gücüne ve etkisine inanırlar. Böylece danışanlar derin bir içgörü kazanırlar ve diğerlerini anlayabilirler.
-ilişki kurma :
Kendimizle ilgili konuşma ve diğerlerinin de böyle yapmasına izin verme ilişkileri başlatan temel faktörlerdendir. Şayet siz diğerinin kendisini anlatmasını engellerseniz, hem siz sıkıcı olursunuz hem de diğeri sizin için sıkıcı olur.
-Yakınlık kurma :
Kendini paylaşma yakınlık kurmanın temelidir. Aynı zamanda risk almadır da. Reddedilebilirsiniz veya yanlış anlaşılabilirsiniz. Bununla beraber kendinizi açmanız ilişkide bir çok olumlu sonuçlara neden olu. Örneğin, güven oluşturabilirsiniz, yanlış anlaşılmalar açıklanabilir, diğerleri size kolayca açılabilir. açıklık açıklığı doğurur.
-Kendini gösterme :
Günlük yaşamınızda diğerleri ile olan ilişkilerinizde ne düşündüğünüz ne hissettiğiniz veya ne istediğinizle ilgili açıklamalar yapmalısınız. Kendini gösterme, diğerleri ile olan ilişkilerimizde kendimizi ifade etmenin bir şeklidir. Diğerlerinin davranışlarının veya kendi davranışlarınızın sınırlarını belirlemeye yarar
-Diğerlerini dinleme :
kendimizi ifade etme yeteneğimizi geliştirmemiz dinleme yeteneğimizi geliştirmemize benzer. Şayet kendimizi açığa vururken rahat isek diğerlerini dinlerken daha fazla enerjiye sahip olacağız demektir. iyi bir dinleyici olabilirsek kendimizi ifade ederken duygusal bir iklim yaratabilme şansımız yüksek olur. Dinleme iletişimin en güç ancak en önemli kısmıdır. iyi bir dinleyici iletişimde nelerle karşılaşabileceğini bilir.

Bir ilişkide kendinizi ifade etmenin belirli zorlukları vardır. Bazı sebepler çevreyle ilgilidir mesela kendinizden bahsetmek için uygun bir yer bulamamak, etraftaki sesler ve başkalarının karıştırıcı etkileri gibi. Karşınızdaki insan sizi dikkatle dinliyor ise büyük bir olasılıkla kendimizi anlatmamız daha kolay olacaktır. Şayet karşımızdaki başka şeylerle uğraşıyorsa, yorgunluk ve stres gibi nedenlerle kendini dinlemeye veremiyorsa bu durumda kendinizi ifade etmeniz zorlaşacaktır. Diğer bir engelde karşınızdakinden değil, sizden kaynaklanan engeldir. Buna utangaçlığı örnek olarak verebiliriz. Utangaçlık, sıkılganlık, ürkeklik ve arkadaşlıklarda huzursuz, rahatsız olma ile açıklanabilir.

insanın kendinden bahsetmesi sadece ne dediği ile değil bunu nasıl söylediği ile ilgilidir. aynı zamanda iyi bir dinleyici olmakta sadece karşı tarafın söyledikleini duymak değil bunları nasıl söylediğine dikkat etmektir. (sözel mesajlar düşünceleri sözel olmayan mesajlar duyguları belirtir.) ses tonuna, paralinguistik ögelere ve beden diline dikkat etmek gerekir. Dolayısıyla ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir. Birey kendisinden bahsederken kelimeleri ve vücut dilini kullanır. Çoğu zaman beden dili kelimeleri desteklemez yani her ikisinin de verdiği mesajlar farklı anlamlar taşır. Birey gelişim süreci içerisinde bazı düşüncelerini bastırarak bunları ne sözcüklerle ne de beden dili göstermek istemez. Fakat bazen ağzımızdan çıkan lafları ve vücut dilimiz farklı anlamlar taşırsa karşımızdaki insana vermiş olduğumuz güven sarsılır.'' *
gereksiz ve yorucu bir eylemdir.
hiç kimse kimseyi gerçekten anlayamamışken dünyada tek olduğumun farkına varmakla başladı herşey,

çünkü nefes alan hiçbir canlı beni hiçbir zaman anlayamadı, ne duygularımı ne söylediklerimi...

ve ben anlatmaya çalıştıkça anlamadıkları gibi sebebsiz yere kaçıp gittiler... *

sonucu kendim noktaladım:

hayat dediğimiz nedir ki hergün herkesin birbirine oynadığı piyeslerle örülü bir tiyatro ve ben bu tiyatroda maskeler takmayıp kendimi oynadığım için kaybettim herşeyimi...
Psikologlar buna kendini ifade etme/açma (self-disclosure) derler. şahsıma böyle tabirlerle gelmesinler bıktım... 'kendini aç' diyene cevabım 'açma kalmadı poğaça ister misin?' gibi abuk bir soru, boktan bir espri olur, koşarak uzaklaşırım.
(bkz: beni bir tek sen anladın sen de yanlış anladın)
boşa çaba harcamaktır. önemli olan herkesin sizi anlaması değil, gerçekten değer verdiğiniz bir kişinin bile sizi anlayabilmiş olmasıdır.
toplumda hoşgörü, sevgi, iyi niyet, empati azalmış ise imkansız bir olaydır.
tek bir insana bile anlatamazken, en sevdiğinin bile seni anlamadığına şahit olurken, herhangi bir insana, insan-lara nasıl anlatılabilir ki insan kendini.
kendinden emin insanların sergilememesi gereken bir davranıştır.
zordur, beyhude bir cabadir.