bugün

küçük bir kız var, adı meral. geçen sene, o 8 yaşındayken, okul için bir proje hazırlıyordu, ya da kurbağalarla ilgili bir ödev yapıyor olmalı. bir restorantta oturuyorduk. bana döndü ve dedi ki;

+yani kısaca, kurbağalar yumurtlarlar. yumurtalar iribaşlara dönüşür ve iribaşlar da kurbağaya.

-evet, biliyorsun, ben de pek kurbağaların üremesi ile ilgilenmiyorum. ama sanıyorum, dişi kurbağalar yumurtluyor. sonra erkekler de yumurtaları döllüyor. ondan sonra iribaş ve kurbağalar oluşuyor.

+ne? sadece dişilerde mi yumurta var?

-evet.

+peki döllemek ne demek?

-şey, anne ve babadan yeni bir kurbağa yaratmak istediğinde ihtiyacın olan ekstra bir şey...

+şey, yani bu insanlar için de geçerli mi?

kendi kendime ''tamam, başlıyoruz'' dedim. aslında bunun kadar erken, 8 yaşında olacağını düşünmemiştim. tüm o rehberlik kitaplarını anımsamaya çalıştım, aklımda kalan tek şey şuydu;''sadece sorulan soruya cevap ver. daha fazla bilgi verme'' ben de;

-evet.

+peki onlar nereye, yani insan dişiler, insan dişiler yumurtalarını nereye bırakıyorlar?

-şöyle ki, bunu sorman aslında çok komik. biz farklı geliştik ve kendi göletimize sahip olduk. kendi vücudumuzun içinde kendi göletlerimiz var. yumurtalarımzı da oraya bırakıyoruz. diğer yumurtalar veya başka bir şey için endişelenmemize gerek kalmıyor. kendi göletimiz. işte böyle oluyor.

+e, o zaman yumurtalar nasıl dölleniyorlar?

-şöyle, erkekler, penislerinin içinden çıkan spermleriyle yumurtaları döllüyorlar. ve sen de bir kadın vajeninin içinden geçiyorsun. bu arada biz yemek yiyoruz, ağzı açık öylece kaldı, sonra dedi ki;

+hani şu tuvaletimizi yaptığımız yerimizden mi?

-biliyorum, biliyorum... işte böyle gelişmişiz. kulağa tuhaf geliyor, biliyorum. sanki şey gibi; atık madde tesisinin tam yanına kurulmuş bir eğlence tesisi gibi. yanlış bölge seçimi! ama...

+ne?! ama, erkekler ve kadınlar birbirlerini asla çıplak göremezler. yani o zaman bu nasıl olabilir ki?

-insan erkekler ve dişiler çok özel bir bağ kurarlar ve çok büyüdüklerinde, senden çok çok daha fazla büyüdüklerinde, çok özel bir his ortaya çıkar, işte o zaman birlikteyken çıplak olabilirler.

+sen bunu daha önce yaptın mı?

-evet.

+ama, senin çocuğun olmuyor ki!

-doğru.

+tamam, bir daha bunu yapmak zorunda değilsin.

-ben ne dedim ki...

+ama bir kadın ve erkek birlikteyken bu nasıl oluyor? yani, doğru zamanı nereden biliyorlar? yani erkek sadece şöyle mi diyor, pantolonumu çıkarma vakti geldi mi?

-evet. tamamen haklısın, tam olarak böyle oluyor.

+peki ya insanlar birbirlerini sokakta görürlerse, bir erkek ve bir kadın hemen yapmaya başlarlarsa. böyle bir şey olabilir mi?

-yo, hayır, insanlar çok mahremiyetçidir. yo, hayır.

+peki mesela bir parti varsa. partide de bir sürü kız ve bir sürü de erkek varsa. ve bir sürü kadın ve bir sürü de erkek varsa ve aniden yapmaya başlarlarsa? böyle bir şey olabilir mi?

-yoo, hayır, hayır. biz böyle yapmayız.

eve geldik, kapıda kedimizi gördük. sordu;

+peki kediler nasıl yaparlar?

-şey, aynı şekilde. temel olarak aynı şey işte.

sonra da bacaklara takılıp kaldı.

+ama bacaklar ne oluyor, nasıl duruyor? bacakları anlayamadım. herkes bacaklarını tamamen ayıramaz ki!

-biliyorum, ama bacaklar... bacaklar bir şekilde hallediliyor.

+ama, bunu aklım almıyor ki!

-internete neden gireriz biliyorsun ve belki de bunu... mesela vikipedia'da görebiliriz...

internete bağlandık ve kedilerin çiftleşmesi diye aradık. ama şansızlık bu ya, youtube da bir sürü çiftleşen kedi videosu var. seyretmeye başladık, bunları bulduğuma da müteşekkirim çünkü durmadan ''vay be, bu inanılmaz'' diyip duruyordu.

+peki ya köpekler?

oradan çiftleşen köpeklere geçtik ve tahmin edersiniz, seyrediyoruz ve o tamamen kendini kaptırmış durumda.

+acaba sence, internette, çiftleşen insan videosu da var mıdır?

ve o an, sekiz yaşındaki küçük kızı elinden tutup tam olarak internet pornosuna götürdüğümü farkettim.

onun da güven dolu yüzüne baktım ve dedim ki, ''yoo, hayır. bunun olmasına imkan yok.''