bugün

hangi bölümde ne kadar çalışacak elemana gerek varsa bunların temini, iyi bir iş ortamının tesisi, çalışanların iyi motive edilerek performanslarının artırılması gibi işlemlerdir.
hiçbir fonksiyonu yoktur. özellikle türkiye de. yurt dısında bordronuz muhasebe tarafından hazırlanır, iş görüşmelerini ilgili birim yöneticileri yapar, hr sadece belirli dönemlerde personelin özlük haklarıyla ilgili "öneride" bulunur ve en pasif birimdir.

amma ve lakin ülkemizde bu gizli işsizler topluluğu çalıştıkları her yerde kendilerini tanrı olarak görür. tabi ki bunda çapsız işveren ve yönetim kurullarının da payı büyüktür. bu vatandaşlar işyerindeki zam oranlarından (ki en yüksek zammı daima kendilerine yaparlar) performans değerlendirilmesine kadar kendi işleri olmayan birçok fonksiyonu yürütürler. kendilerini dokunulmaz ve diğer departmanlardan üst görürler.

bunların bir çoğu bir sikten almadığı gibi "hukuku -özellikle iş hukukunu-" çok iyi bildiklerini zannederler. halbuki piyade bir asteğmen piyadelikten ne kadar anlıyorsa bunların da hukuk bilgisi bu kadardır. dünyada 2 yıllık büro yönetimi mezunu insan kaynakları elemanının doktora seviyesinde adamla görüştüğü başka bir ülke göremezsiniz. özetle bir kurumun ciddiyeti ülkemizde insan kaynakları departmanının ciddiyeti ve üslubundan anlaşılır.