bugün

otobüste seyahat ederken yanındakinin kulaklığından gelen müzik sesi.
ritmik sesler. mesela birinin ayağını eşit süre aralıklarıyla yere vurması ya da saat tik takları gibi.
derste karı gibi cakkır cukkur sakız çiğneyen er kişidir. kitapla vurcan o gevşek ağzının ortasına.
Yamuk yumuk duran her şey. O yamukluk düzeltilecek arkadaş! Yoksa rahat edemiyorum.
Yemek yerken yanindakinin cikardigi cigneme ve yutkunma sesi,pek basit sayilmasa da cay icilirken cikan höpürtü mü desem fokurtu mu desem bi de o ses iste.
ağız şapırdatılması.
Kapağı açık duran herşey, ama özellikle şampuan kutusu.
çıkamayacağın ortamı ayak kokusu veya pırtlama kokusu sarması. *
boyna batan etiket. kaşınacağına çıkart ama ona da pek üşeniyo insan.
Atm'de işlem yaparken kafasını benim ekrana uzatan sıra bekleyen amcalar/teyzeler.
not: nasıl işlem yapıldığına bakıyorlar biliyorum çoğu zaman yardım da ediyorum.
keserken fırlayan tırnak.
sıraya girmeyi bildiği halde, kaynak yapmayı açıkgözlülük zanneden tipler.
telefonla bağırarak konuşmak, ağız şapırdatılması, tikiler, krolar, ergenler.
belirsizlikler.
parmak, boyun, sırt, kisacasi citlayabilen tum bolgelerin citlatilmasi. rahatsiz olmayi gectim, bildigin sinir oluyorum.
ayak parmaklarının arasının açılabildiği kadar açılması ıy yazarken bile tüylerim diken diken oldu, 'kimse beni anlamıyor' diyen ergenler, çay çorba içerken boru gibi ağzın höpürdetilmesi, hoşgeldin faslında herkesin sarılmaya çalışması arkadaş sarılmasak ne oluyor sanki, ihtiyacım olduğunda telefonumun şarjının bitmesi, otobüste vs. telefonla uğraşırken çevremdeki insanların daha önce hiç görmemiş gibi bakmaları, kulaklıkla müzik dinlerken birilerinin bana bir şey anlatmaya çalışması, otobüste zırlayan bebeler, yanlış yazdığım yeri silmeye çalışırke yazının büyük bölümünü silmem, bir çorabı ömürlük olarak düşünüp değiştirmeye tenezzül etmeyen insanlar, biriyle telefon konuştuktan sonra herkesin ne konuştuğumu merak edip beni sorguya çekmesi beni rahatsız ediyor.
(bkz: iki yumurta bir sucuk)
simetrik olmayan hersey.
jinekoloktaki öküzümsü herifler*. gören düşünceli eşlerine destek oluyor sanır. allahın psikopatları. kaç kadını korkutuyorlar sıra beklerken.*
kalabalık sohbet ortamından birden kopmak ve daha sonra her sesin uğultudan ileri gidememesi.
(bkz: ağız şapırdatmak)
buz gibi havada yüzümü ısıtmak için yüzüme götürdüğüm elimdeki eldivenin tüylerinin ağzıma yüzüme yapışması.
Pilavın içinden çıkan taş.
elma yerken içinde görülen kurt.
Kesilme vakti geçmiş saç ve tırnaklar.
film izlerken ekrandan bir türlü gitmeyen o fare imleci.
ankaragücü formasıyla yolda görüntü kirliligine yol acan liseli apaci kızlar,
mesajlarda ünlü harfleri Yutan embesiller,
murat boz'un espri anlayısı,
"ic görünüse önem veririm ben cnm gerisi önemli deill.s" diyen yalancılar,
agzından "S" harfleri ıslık gibi cıkanlar,
kesme isaretini (') tirnak isareti (") yerine kullanan ergenler,
kulaklıkla müzik dinlerken sürekli basında konusan tipler,
sevmedigim bir müzigin dilime takilmasi,
dalga amacli söylenen seylerin ciddiye alinmasi,
otobüste kızım az Kakın da biz oturak diyen nineler,
eti petitonun iğrenç reklam müziği,
dereotu,
Yolda yürürken sanki dünya güzeliymis gibi yan gözle sizi bastan asagi süzen tipsiz cakma barbiler,
ve palyaçolar palyaçolar palyaçolar...