bugün

ingilizceyle alakalı organik bir bağı olmayan insan için yadırganmayan bir durum.
en kötüsüde o güzel müzikleri dinlerken sözlerden hiçbirşey anlamamaktır.
ingiliz ya da amerikalı için can sıkıcı durum.
facebook ta yabancı arkadaslarınla konusurken çok çekersin bunun ezikliğini.google dan ingilizce çeviriyi aç yarım yanlış çeviri yap ve aynı şekilde cevap ver.ingilizce şart.
öğrenmek için yeterli bir sebeptir.
insan ingilizce bilmesede congratulations 'kangıçıleyşın' okunuşuna sahip kelimeyi öğrensin yeter.
bazen wat ken ay du samtaymzzz demektir.
yabancı gazeteleri okuyup türkiye ile ilgili haberlere bakmak isterken ingilizce bilmediğini anlayarak lanet etme.
günümüzde ayıp karşılanır kendisinin bilinmemesi, o yüzden bilmek gerek;çok işe yarıyor kerata...
egitim sistemimizin en buyuk ayibidir. dunyada her verili an iki milyar kisi ingilizce ogrenmektedir, ingilizce'nin anadil oldugu ulkelerin nufusunun yarim milyar bile olmadigi dusunulurse demek ki geri kalan nufus anadili baska olan ulkelerin insanlaridir, mesela cin'de ingilizce zorunlu egitimdir, yani devlet insanlarina zorla bu dili ogretmektedir. neden, yabanci dil sevdalisi olduklari icin mi? hayir, cunku bir sekilde ingilizce bir yabanci dil olmanin disinda bir zorunluluktur, adeta temel matematik egitimi gibi bir hadisedir. aslinda bu aralar ingilizce'ye yabanci dil muamelesi yapmak dunyaya yabanci muamelesi yapmak anlamina gelir, bu dili ogrenmenin coniler'in dilini ogrenmek ile bir ilgisi kalmamistir, artik dunyanin "resmi olmayan" aktif lisanidir. "yabanci dil" bir insan icin anadili, ulkesinde yaygin olarak konusulan diller ve ingilizce disinda kalan dillerdir.

neden bu boyledir? diye arastirmak isteyen arastirabilir, isteyen sikayet de edebilir; ancak bu arastirmalar ve yakinmalar gercek durumu degistirmeyecektir. turkiye cumhuriyeti devleti'nin de bu konuda en az cin ve hindistan kadar isi ciddiye almasi gerekmektedir, agac yasken egilir. nasil teknolojide, bilimde, sporda, sanatta ve toplumsal duzende dunya ile paralel davranmak gibi bir zorunluluk varsa (neden acaba? dur bakiyim: "geri kalmamak" icin olabilir mesela, tovbe estagfurullah...) bir alman'in cinli'yi, bir brezilyali'nin bir cek'i, bir rus'un bir hintli'yi, ve bir turkiyeli'nin de bunlarin hepsini anlamasi icin ingilizce'ye ihtiyaci vardir. bu bir luks degil, bir ihtiyactir. gitgide ic ice gecen bir dunyada on sene, yirmi sene sonra insanimizi dunyanin karsisina nasil cikartacagiz?

ingilizce hala daha "imkani olan sansli insanlar"'in ogrenebildigi onemli bir sey gibi durmaktadir. bu durumun derhal iyilestirilmesi ve insanlara ise yarar bir egitim saglanmasi gerekmektedir. ancak "her seyi devletten beklemeyelim" diyorsak, siradan insanlar da bu konuda tasin altina elini sokmalidir. bu dogrultuda benim onerim "majestic dictionary" bu konuda bir adim atsin ve kullanicilari ingilizce de yazmaya tesvik etsin. boylece daha genis kesimler bu dille hasir nesir olmaya baslar, ingilizce bir kulfet gibi olmaz, hayatin bir parcasi olur.
(bkz: so what)
ukraynadan arkadaşın misafiri olarak staja gelen bir kız arkadaşla aramızda dönen konuşma(evde ingilizce bilmeyen tek insan benim);

ben : şey.. I don't know..
tanya : you don't know..
ben : you don't know (başımla 'evet' işareti yaparak)
sonradan öğrendim saçmaladığımı.. acil öğrenmem lazım..

(bkz: über rezil)
türkiye'de çok da garip olmayan durumdur. bir devlet okulunda verilen ingilizce eğitimi, ancak kendinizi ifade etmenize yetecek derecededir. kendi aldığım eğitime baktığım zaman şöyle bir tablo çıkıyor: 4. sınıfta ingilizce dersi almaya başladım. lise birinci sınıfa kadar ingilizce dersi almaya devam ettim. lise 2'de ve 3'te ingilizce dersi görmedim. sonra üniversiteye başladım ve fakülteye geçebilmek için yeterli bir seviyede ingilizce bilmek veya hazırlık okumak gerekiyordu. ingilizce yeterlilik sınavına girdim ve tabii ki geçemedim ve hazırlık sınıfına başladım. gördüm ki o kadar sene ingilizce eğitimi almama rağmen aslında hiçbir şey bilmiyormuşum. sonra, acaba sorun bende mi diye düşünmeye başladım ama diğer derslerim gerçekten iyi olduğu için sorunun bende olmadığına kanaat getirdim. hazırlık sınıfında, tamamıyla sıfırdan başladım ingilizce öğrenmeye ve hazırlık sınıfını bitirdiğimde ingilizce seviyemi yeterli bir düzeye çıkarabilmiştim. böylece, bir kez daha gördüm ki iyi bir ingilizce eğitimi verilmiyormuş ülkemizde.

5 sene ingilizce dersi alıp hâlâ başlangıç seviyesinde olmam birçok şeyi gösteriyordu. ama sorun kesinlikle bende değildi. aynı okullarda okuduğum birçok arkadaşım aynı sorundan muzdaripti. yine de her okul aynı değildir diyerek sözü bağlamak istiyorum. özel okullarda verilen ingilizce eğitimi çok üst seviyede. her aile, çocuğunun iyi bir eğitim almasını ister. her aile, yeterli paraya sahip olup çocuğunu özel okula göndermek ister. ama kim bilir ülkemizin yüzde kaçı bunu başaramıyor. bu yüzden de ülkemizin çok büyük bir bölümü, sözde ingilizce eğitimi almasına rağmen iki kelimeyi bir araya getiremiyor.
don't knowing.

işte böyle birşeydir.
-can you speak engilish?
-no,ı cant.
gibi bir cevabı olan insandır fakat bu cevabıda veremiycek ise vay haline...
- can you speak english
- yes, i can't

(bkz: what can i do sometimes)
en temizidir.

ingilizceyi bilirsen pesinden mina koduklarim ingilizce disinda bi dil istiyorlar. yasayan bir bati dilinden birini de bilecen, ingilizce yetmez diyor durzuler. o bakimdan en iyisi bu. ingilizce'yi dahi bilmemek. cahllik mutluluktur demis vatandas.
bu konudan muzdarip bir arkadaşın ingilizce öğretmeniyle aralarında gelişen diyalog:

arkadaş: i go shopping.
hoca: (şopin' demen gerekir anlamında) hayır hayır. oradaki g'yi çıkar.
arkadaş: (birkaç saniye bekledikten sonra) i o shopping.
ya sen 6 aylıksın. ne zaman hazırlık okudun ne zaman ? (bkz: soru cevap)
(bkz: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı)
günümüzde ingilizce bilmemek eksiklik haline geldi.bu yüzden ingilizce bilmemek eksikliktir.
ingilizce bilmemek ayıp değildir fakat bu kadar kolay bi' dil nasıl öğrenilmez anlamıyorum.
londra da olup upper intermediate seviyede olmama rağmen hissettiğim duygudur. herkes farklı konuşuyor lan burada*
lal olmak gibi birşey.
filmlerde altyazıya veya dublaja mahsur kalmak.zor.