bugün

uzun zaman boyunca, binbir emekle üst üste dizdiğiniz taşların, hiç beklemediğiniz bir anda, sizi etkilemeyeceğini düşündüğünüz hafif bir rüzgarla yerle bir olduğunu gördüğünüzde hissettiğiniz durumdur. işte o zaman başlarsınız sorgulamaya; hayatınız boyunca inandıklarınızın, sizin olduğunu sandıklarınızın aslında ne kadar gerçek olduğunu...
(bkz: günün tek cümlelik özeti)
(bkz: sevdanın son vuruşu)
(bkz: inancımı kaybettim hükümsüzdür)
yıllar önce başıma gelen olay. ağırlık mı attım üstümden, yoksa ağırlık mı aldım bilmiyorum.
(bkz: losing my religion) kısa ve öz.
olaylar o kadar üst üste gelmiş, karşına o kadar çok engel çıkmıştır ki artık inanmak istesen de durup düşünürsün. hep "ya bir şey olursa" gelir aklına. Ama çok istiyorsan en doğrusu vazgeçmemektir. istemeye devam etmek... ve isteklerin doğrultusunda yürümek, pes etmeden peşinde koşmak..
hayattan soğuma sebebidir.
eğer burada sorgulanan imanın eksilmesi ya da yitirilmesi ise konu çok önemli ve bir o kadar da karmaşıktır. bir bakarsınız, 5 vakit namaz, oruç ve hatta hac bile yapmış olsanız, bir hata ya da imtihan sonucunda içinize şüphe düşebilir. en kötüsü de budur zaten. inancı kaybetmemek için, sürekli araştırma yapmak ve düşünmek gerekir. aksi halde şeytan her zaman zaafınızı kollamaktadır.
Heyecanını kaybetmişsin yok inancını kaybetmişsin.
Bu öyle basit bir şey değildir aslında her şeyin dibidir Nietzsche ağladığında kitabında irvin D. Yalom der ki ''yalnızlık hastalıkların üreyebileceği en uygun ortamdır''. inancını kaybetmiş bir insan yalnızlığın dibindedir çünkü çünküsü anlatılacak bir şey değil dostlar kelimeleri yazmak ya da yazmamak arasındaki farkın ortadan kalkmasıdır, insanı hayata bağlayan hiçbir bokun olmadığını fark etmesidir, güneşin senin içinde değil de amına kodumun dünyasında milyarlarca insan için doğduğunu anlamaktır sevgiye, insanlığa, iyiye, doğruya, güzele, tanrıya, devlete, ahlaka, aşka en çokta aşka olan inancının kalmamasıdır shekeaspeare'in ünlü deyişi ile ''god gives you one face and you make yourself another'' işte o her maske-ler insanı bu hale düşürür. Yalnızlık tanrıya bile mahsus değilken bir insan için en büyük lanettir.
işe gidersin,çalışırsın,arkadaşlarınla futbol muhabbeti yapıp goy goy edersin, bakmışsın akşam olmuş,serviste yer kalmaycak diye koştura koştura binip kurulmuşsun boş bir koltuğa,azad olmuş gibi sevinirsin servisteyken,eve gidip karnını doyurmak girer aklına peşinden bir bardak çayda hiç fena gitmeyecektir sevdiğin diziyi seyrederken... derken bi karıncalanma olur hayatında.sorgulamaya başlarsın herşeyi neden diye.boş gelir herşey. işe gitmek , muhabbet etmek, yemek yemek , dizi seyretmek çünkü hepsi anlık zevklerin , ihtiyaçların karşılanması içindir.yarında böyle olacak bir sonraki günde.öyleyse neden bu çaba,neden geldikki bu dünyaya.çok zevksiz bir memleketmiş bu alem ne işimiz var burda dersin.
inanç kaybedilmez, inançtan vazgeçilir.
güncel Önemli Başlıklar