bugün

boşa harcanan zaman.
yazıktır...
çevredeki insanlara antipatik gelen durumdur, ki gerçekten antipatiktir.
imkansız oldugunu bildiğin halde umut etmek,hayaller kurmak,kendine acı cektirmektir.Bunları bilirsin ama yinede denersin,pes etmezsin ta ki karşına yeni biri çıkana kadar..
vermeyince mabud neylesin mahmud, zorlamayın boşverin hayat kısa hayatı yaşayın.
hayakırıklığını arttırmaktan ve yorgunluk sağlamaktan ötede sonuç vermeyecek gereksiz aktivite.
sözlükten kendini sildirmeye kadar yolu olan şeydir *
pisman olmamak adina cabaladigin her saniyenin yakin gelecekte pismanlik olarak suratina tokat gibi carpmasidir.
şu şiirle büyük usta mevzuyu gayet güzel açıklamıltır.

Olsun istersin…
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
A...şktır ; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?) ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.
iştir ; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
Dosttur ; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…
Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Olmuyorsa, olmuyordur!

Gönlün rahat mı?
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…

Can Yücel
ne demisler
(bkz: zoru hemen basaririz imkansiz zaman alir)

saka lan. imkansiz askin amina koyim. birakin hayat kendi dogalliginda aksin. hayati böylesi dar bir bogaza sikistirmayin.
Acı çekmeye doymayan kişinin umudunu ısrarla devam ettirip hayal kırıklığıyla yaşamını sürdürmesidir.
Boşa kürek çekmektir.
Olmuyorsa zorlamanın ne yararı var ?
dört sözcükle ifade edilince hayli anlamsız gelendir.

ancak işin iç yüzünde bambaşka yansımalar olabilir. tamamen kişinin tutumları, hayata bakış açısı, yaşanmışlıklarının kendisinde bıraktıkları, hislerinin yoğunluğu ve bunlara benzemez binlerce özellik ile doğrudan bağlantılı bir durumdur.

bunlara karşılık, kesin ve net şekilde yapılabilecek yegane tespit ise konuya öznelik edenin; aslında 'ne aradığını bilen' bir kişi oluşudur. ya da en azından 'ne aradığını bildiğini sanan' diyebiliriz. tüm bu anlatılanlar düşünüldüğünde, başlangıçta belirtildiği gibi 'anlamsız' bir durum şöyle dursun; bilakis hayli karmaşık, duygusal ve derin anlamlar taşıyan bir tutum söz konusudur.

kaldı ki kimi zaman 'imkansıza' boyun eğmemektir aşk..
hatta bazen; 'imkansız' olduğunu bile bile denemektir, çaba gösterip yenilmektir aşk..

ve neticede; 'imkansızın', aslında 'imkan' ile başlamaya mahkum olduğunu bilmektir sevmek..