bugün

imkansız bir aşkı zorlamak

dört sözcükle ifade edilince hayli anlamsız gelendir.

ancak işin iç yüzünde bambaşka yansımalar olabilir. tamamen kişinin tutumları, hayata bakış açısı, yaşanmışlıklarının kendisinde bıraktıkları, hislerinin yoğunluğu ve bunlara benzemez binlerce özellik ile doğrudan bağlantılı bir durumdur.

bunlara karşılık, kesin ve net şekilde yapılabilecek yegane tespit ise konuya öznelik edenin; aslında 'ne aradığını bilen' bir kişi oluşudur. ya da en azından 'ne aradığını bildiğini sanan' diyebiliriz. tüm bu anlatılanlar düşünüldüğünde, başlangıçta belirtildiği gibi 'anlamsız' bir durum şöyle dursun; bilakis hayli karmaşık, duygusal ve derin anlamlar taşıyan bir tutum söz konusudur.

kaldı ki kimi zaman 'imkansıza' boyun eğmemektir aşk..
hatta bazen; 'imkansız' olduğunu bile bile denemektir, çaba gösterip yenilmektir aşk..

ve neticede; 'imkansızın', aslında 'imkan' ile başlamaya mahkum olduğunu bilmektir sevmek..